15 Haziran 2015 Pazartesi

Galiba Annemin Güzelliği Başına Bela!

Başımdan geçen olay, bundan 12 sene önce gerçekleşti. Ozamanlar bu konular hakkında hiçbir şeye aklım ermiyordu tabii. Önce annemi anlatayım size: Annem 1.70 boyunda, 52 kiloda, ince belli, küçük göğüslü, uzun bacaklı, harika güzel yüzü olan bir kadındır. Bu olay olduğunda annem 31 yaşındaydı. 

O gün annemle alışverişe çıkmıştık. Bana bir şeyler aldıktan sonra, annem de kendine üst baş alacaktı. Birkaç yer dolaştıktan sonra küçük bir mağazaya girdik. İçerde esmer uzun boylu yakışıklı bir adam vardı. Adam annemi tanıyormuş, anneme ismiyle hitap edip karşıladı. Konuşurlarken anladım ki, adam annemin liseden eski çıktığı imiş. Oturup biraz muhabbet ettiler. Ben de can sıkıntısından uslu uslu oturuyordum. Çaylarını içtikten sonra annem kendine birşeyler bakmaya başladı. Gömlekler, tişörtler bakıyordu ve deneme kabininde soyunup giyiniyordu. Kabin perdeliydi. Perdenin az bir kısmı açık kalıyordu hep ve Kadir abi (Dükkanın sahibi o adam) hiç kaçırmadan ordan annemi seyrediyordu. Ben de çok küçük olduğum için bir şey diyemiyordum, hatta ne olup bittiğini anlamış bile değildim. 

En son annem üstüne bir tişört beğendi ve altına etek bakacaktı. Kadir abi sürekli etek çıkarıyordu ve denemesi için anneme veriyordu. Sonra da perdenin o az açıklığından annemi seyrediyordu. Annem en sonunda bir etek beğendi. Etek dizlerinin üzerinde ve dardı, yandan da derin bir yırtmacı vardı. Annem, “Kocam böyle derin yırtmaca izin vermez!” deyip, yırtmacı biraz kısaltmasını istedi. Kadir abi annemin önünde eğilip yırtmacın olduğu bacağı biraz öne çıkarmasını istedi. Annemin uzun ve ince bacağı komple Kadir abinin önündeydi. Kadir abi ölçü alma bahanesiyle annemin bacağını tutuyor, eteği ileri geriye çekiyordu. En sonunda yırtmacın kısaltılamıyacağını söyledi. Annem eteği beğenmişti ve çok üzüldü, çünkü babam öyle giyinmesine izin vermeyecekti. 

Kadir abi anneme aşağıda depoda daha çeşitlerin olduğunu söyledi ve “İnip bakalım istersen?” dedi. Annem de o yırtmaçlı eteği çıkarmadan ve tişörtle aşağıya inmeye başladı. Kadir abi yanıma gelip, “Ufaklık bizi burada bekle, dükkana göz kulak ol, biz 5 dakikaya geleceğiz, müşteri gelirse dükkanın kapalı olduğunu söyle, tamam mı?” dedi. Ben de baş sallayıp, “Tamam!” dedim. Bir daha tembih etti, “Burada bekle, tamam mı?” diye. Yine tamam dedim ve o da aşağıya indi. Ben şüphelendim tabi ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Tam merdivenlerden inmediğimden, hafif kafamı uzattım. Annemle Kadir abi aşağıda eteklere bakıyorlardı. Daha doğrusu annem bakıyordu, Kadir abi de, o dar etekle poposu belli olan annemin arkasından poposunu izliyor ve pantolonunun üzerinden sikiyle oynuyordu... 

Kadir abi usulca anneme sokuldu ve arkasından annemi kavradı. Annem hemen, “Kadir napıyorsun, dur!” dedi. Kadir abi de, “Seni çok özlemişim!” dedi. Annem, “O günler lisedeydi, gençlik hevesiydi!” falan dedi. Kadir abi ise, “Çok özlemişim! Tadına bakmak istiyorum” diyerek, annemin boynunu, kulağını ve yanağını öpüyordu. Annemi o kadar sıkı kavramıştı ki, annem çırpınıyordu, ama Kadir abi güçlüydü, annemi salmıyordu. Annem, “İkimiz de evliyiz, yapma, olmaz!” diyordu. Kadir abi dinlemiyor, annemin boynunu ve ensesini öpmeye devam ediyordu. Şimdi de bir eliyle annemin küçük göğüslerini tişörtün üzerinden sıkıyordu. Annem, “Yapma, çocuk var, gelir görür!” diyordu. Ama Kadir abi, “Gelmez gelmez, tembih ettim!” diyor, ellemeye devam ediyordu... 

Kadir abi bir eliyle şimdi annemin eteğini yukarı sıyırmış, bacaklarını okşuyordu. Annem de yavaş yavaş zevke geliyordu galiba. Kadir abi annemin başından bastırıp duvara doğru itti, annem de elini duvara koyunca, Kadir abinin önünde domalmış oldu. Kadir abi bir eliyle annemin kafasından bastırıyordu kalkmasın diye, bir eliyle de annemin küldonu indirmeye çalışıyordu. Annem kurtulmak istiyordu, ama Kadir abi annemin kafasından öyle bastırıyodu ki, annem kafasını bile kaldıramıyordu. Sonunda annemin külodounu dizlerine kadar sıyırdı ve kendi pantolonunu çözdü, dizlerine kadar indirdi, koca sikini külodundan çıkardı... 

İlk defa yetişkin yarağı görüyordum ve gözlerime inanamamıştım. Kocamandı. Kadir abi koca sikini başını tükürükleyip annemin amına az sürttükten sonra yavaşca annemin amına soktu ve birden yüklendi. Herhalde köküne kadar girmiş olmalıydı ki, annem birden irkildi. Kadir abi annemin amında bir iki git gel yaptı ve elini annemin kafasından çekti, iki eliyle belinden kavradı ve seri bir şekilde annemin amına pompalamaya başladı. Annem gözlerini kapatmış, hafif hafif inliyor ve dudaklarını ısıryordu. Kadir abi dar eteği iyice annemin beline kadar sıyırdı. Annemin süt beyaz teni vardı, gerçekten çok güzeldi. Yarrağının başına kadar annemin amından çekip, annemin poposuna bir şaplak vurdu ve poposunu iki eliyle biraz yoğurdu. Sonra tekrar annemin belinden tutup yarağını kökledi ve hızlı hızlı sikmeye başladı. Annem inliyordu. Kadir abi tam boşalacağı zaman sikini annemin amından çıkardı ve duvara doğru dölünü boşalttı... 

Ben birkez daha şoktaydım, çünkü ozamana kadar döl nedir bilmiyordum ve o fışkıran sıvıyı ilk kez görüyordum. Annem aceleyle külodunu yukarı çekip, üstünü başını düzeltirken, ben hemen yukarı kaçtım. Bir iki dakika sonra annem yukarı geldi ve acele soyunma kabininden kendi elbiselerini giydi ve dükandan çıktık. Annemin yüzü kıpkırmızıydı ve hiç konuşmuyordu. Benim ise aklım halen o fışkıran dölde kalmıştı. Eve varınca annem hemen duşa girdi. 

Annemin bu son sikişmesi değildi, bunun gibi birkaç olayına daha şahit oldum. Galiba annemin güzelliği başına bela! 

[Kaan] 

Cafenin Mutfağında Yediğim Yarak!

Merhaba 31 Seks Hikayeleri okuyucuları. Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Bundan kısa bir süre önce yaşadığım olayı sizinle paylaşmak istedim. Ben 1.70 boyunda, 54 kiloda, esmer güzeli bir bayanım. Eski sevgilimle Beşiktaş’ta herzaman gittiğimiz bir Cafe vardı. O Cafeyi de, sahiplerini de, ikimiz de çok severdik. Hatta yiyişmelerimizin, elleşmelerimizin çoğu o Cafede olurdu. Ben sevgilimden ayrıldıktan sonra Cafeye vakitsizlikten gidemez oldum. 

Geçenlerde Beşiktaş’ta işim vardı, evrak almam gerekiyodu, ama 13:30’da alabileceğimi söylediler. Saat daha 11:30 idi. Ne yapabilirm o saate kadar diye düşünürken, o Cafeye gitmeye karar verdim. Hem uzun zamandır da gitmiyordum, özlemiştim. Cafenin sahbibi Serhat, uzun boylu, 30’lu yaşlarda, esmer ve bekar biri. Anladığım kadarıyla iyi niyetli, Cafe de onun ve abisinin. Abisi de çok dürüst biri, namazında niyazında bir adam. Bir de Kemal var, orda çalışıyor, evli ve 3 yaşında bir kızı var. Kumralımsı sarışın, benden 4-5 cm uzun, çok tatlı, güler yüzlü biri. Serhat’la Kemal çok çok yakın arkadaşlar. Aralarında patron çalışan ilişkisi asla yok, zaten gören kimse de öyle demiyor. İkisi de eşit şartlara sahipler, Kemal sadece ortak değil. 

Oraya gittiğimde Cafe boştu, Kemal bilgisayar başındaydı. Beni görünce, “Ooo kimler gelmiş!” dedi. “Nasılsın, nasıl gidiyor?” muhabbetinden sonra yanıma oturdu, “Birşeyler içer misin?” dedi. “Çay alırım.” dedim. Çayımı getirirken, ona gülerek, “Sen evde karına da böyle hizmet ediyor musun?” dedim. “Yok yaa, evde çay yemek ne gezer?” diye bir cevap verdi. “Eşin sana yemek yapmıyor mu?” dedim. “Yok yapmaz, ben de ona yapmam!” dedi. Belli ki araları açıktı. Biraz dertliydi herhalde. Eşiyle arasının kötü olduğunu, sadece 3 yaşındaki çocukları için devam ettiklerini söyledi. “Zaten karım bana güvenmez, bizim aramızdaki herşey bitti!” dedi. “Kağıt üzerinde evlisiniz yani?” dedim. “Evet!” dedi. Bunları anlatırken bir yandan da bacaklarıma dokunuyordu. “Ya işte böyle Pınar!” deyip dizime hafifçe vuruyordu. 

Üzülmüştüm karısıyla kötü olmalarına. Evliliğe çok soğuk bakıyordu, bıkmıştı, mutsuzdu. Biz konuşurken bir yandan da müşteriler gelmeye başlamıştı. İki tane kız sandviç istedi. Sonra Kemal beni mutfağa çağırdı, orda işi uzundu. Bu arada sabah Cafeyi Kemal 10:00’da açıyor, akşam 20:00 gibi çıkıyor, Serhat ise öğlen 14:00 gibi geliyor, gece 23:00’de kapatıyor. O yüzden yalnızdık. Kemal diğer müşterilerin siparişlerini alırken, ben de domatesin kabuklarını soydum, ince ince doğradım. Kemal yanıma geldi, sandviçleri hazırlamaya başladı. Sandviçleri o iki kıza götürdükten sonra yanıma geldi ve bir anda sarıldık. Aslında benim açımdan masum bir sarılmaydı bu. Ama o dudaklarını boynuma koymuştu, nefesini kulağımda hissettiriyordu, hiçte masumca değildi. Bana, “Çok cana yakınsın!” dedi. Ben o hareketinden dolayı şok olmuştum, ondan böyle bir hareket beklemiyordum. Açıkcası onu tahrik edecek birşey de yapmamıştım... 

Halen birbirimize sarılır vaziyetteydik. “Ben su içeceğim!” deyip kollarından çıktım ve bardak alıp su doldurdum kendime. O da gelen müşterinin siparişini almaya gitti. Elmalı nargile istemişlerdi, böyle şeylerden hiç hoşlanmam, nasıl yapıldığını da bilmiyordum. Kömür gibi birşeyi ateşin üzerine koydu, alevler çıkyıyordu. Biraz ürkütücü bir manzaraydı, ama o çok alışkındı tabi. Ben tezgaha dayanmıştım, bacaklarım çok hafif ayrıktı. Kemal bacaklarını benim bir bacağımı hapsedecek konuma getirmişti, sikini bacağıma değdiriyordu, bir yandan da konuşuyotduk. İnanın ne konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum. Sertleşmiş sikini resmen bacağıma dayıyordu. Ben hiçbir şey olmamış gibi sohbete devam ettim. Sonra bir anda yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve dudaklarıma çok sakin bir öpücük kondurdu. Ama kendini geriye çekmemişti, benim de ona karışılık vermemi bekliyordu. Karşılık vermedim, ama kendimi geri de çekmemiştim. 

Yani öpmesine izin vermiştim. Daha da gevşedi, artık rahat hareket ediyordu. Müşterilerden kaçtıkça yanıma gelip, bana sarılıyordu, kokluyordu. Sarılırken bit ara eli kalçama doğru kaydı. Sonra tekrar yukarı doğru çıkarttı. O içeri giderken kendimi biraz suçlu hissediyordum, onunla öpüştüğüm için değil, evli olduğu için. Kendimi yuva yıkan biri olarak düşünmeye başlamıştım. Aslında bu konuda kendimi rahatlatabiliyordum. Hatta inanın bana, evliliğini kurtarmasını bile istiyordum. Ondan hoşlanmıyordum, etkilenmiyordum, kalbim pır pırr da değildi. Hiç bir aşk belirtisi de yoktu. Sadece o anki heyecan hoşuma gidiyordu. Sonra saatin geç olduğunu farkettim, “Ben gidip evrağımı alayım, geç oldu!” dedim. Kemal, “Ben de seninle geleyim!” dedi. Çünkü Serhat gelmişti. 

Yolda yürürken bazen koluna girdim, bazen de el ele tutuştuk. O benim belime sarılıyordu, göbeğime dokunuyordu. Ben de elimi boynundan göğsüne doğru uzattım ve göğüs kıllarıyla oynamaya başladım, “Huylanıyor musun?” dedim. “Hayır ama...” dedi ve güldü. Ben de hafifçe vurdum göğsüne. Tahrik oluyordu belli ki. Bilerek yapıyordum, farkındaydı. Biryandan da tahrik edici şekilde ona bakıyordum. Bunu farketti ve “Bana öyle bakma, trafikte fena olur!” dedi. Gülümsedim, hiçbir şey demedim. Sonra beni vapura bindirdi ve beni arayacağını söyledi. Uzaklaştım. 

Eve gelip yatağıma yattım ve olanları düşündüm. Amım sırılsıklamdı, sanırım heyecan beni bu hale sokmuştu. Onu düşünüp mastürbasyon yapmaya başladım. Beni öptüğünü, deli gibi yiyiştiğimizi, göğüslerimi, kalçalarımı avuçladığını düşündüm. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. İyiki de yapmamışım diyorum, hayali de yetiyor. Mastürbasyon yaparken dudaklarımı ısırıp yalıyordum, bunun nedeni onunla yiyişmediğimiz içindi. İçimde kalmıştı, tam olarak birbirimizden tat alamadık. Akşam beni aradı, halimi hatırımı sordu, kısa konuştuk. “Kocaman öpüyorum!” dedi. “Ben de!” dedim ve kapattık. Ama yolum tekrar Beşiktaş’a düşerse yanına uğramayı planlıyorum. Onunla gezmek tozmak istemiyordum, sadece mutfakta küçücük kaçamaklar yapmak istiyordum. Hem zaten onun da benimle ciddi düşündüğünü zannetmiyordum. 

O olaydan 5 gün sonra dayanamadım ve sabah erkenden Cafeye gittim. Çok erken bir saat olduğu için kimse yoktu. Kemal’i görünce heycanlandım ve birbirimize sarıldık. Bir anda beni duvara yasladı, deli gibi öpüşmeye başladık. Çok özlemiştim onu, deli gibi de arzuluyordum. Bir eliyle göğüslerimi elliyordu, diğer eliyle de kalçalarımı avuçluyodu. “Çok güzel tenin var, çok güzelsin!” deyip duruyordu. Ben sadece şuursuzca inliyordum, tırnaklarımı omzuna geçirmiştim bile. Sonra beni kucaklayıp masaya oturttu. Bacaklarımla belini sardım, biraz da öyle öpüşmeye devam ettik. Öpüşmek hafif kalır, dilini boğazıma kadar sokuyordu resmen, somuruyordu beni, dudaklarımı hareket bile ettiremiyordum. Bana, “Senin heryerini yalamak istiyorum!” dedi. Ses çıkaramadım. Masaya doğru yatırdı, üzerime çıktı. Elini şortumdan içeri soktu, külotumun üzerinden amımı okşuyordu. Islanmıştım. “Harikasın!” diyordu... 

Bir anda altından kalktım ve onu ayağa kaldırdım, masaya dayadım. Seksi bakışlarımı atarak yavaşça aşağıya doğru çömeldim, niyetimi anlamıştı, hafifçe gülümsedi. Kemerini ve pantolonunun düğmesini açtım, daha sonra fermuarını indirdim. Siki zaten pantolonunu zorluyodu. Boxerını görünce mimiklerime hakim olamadım, çok şaşırmıştım, siki kalın birşeye benziyordu. Daha fazla dayanamadım ve boxerını da indirdim. Gerçekten kalın bir siki vardı. Birazcık inceledikten sonra dudaklarımı değdirmeye başladım. Dilimle başını yalıyor, başını ağzıma alıp emiyordum. İyice delirmişti, hırıltılarından belliydi. Sonra köküne kadar ağzıma almak için biraz nefes aldım. O sikin tamamını ağzıma sokunca, öyle bir Ohhh'ladı ki, tahrik olmamak imkansızdı. Eliyle başıma bastırıyodu. İyi bir ritim yakalamıştık... 

Daha sonra beni masaya oturtturdu. Tekrar boynumu, göğüslerimi emmeye başladı. Eliyle de amımı yokluyordu. Deli gibi inlediğimi hatırlıyorum. Şortumun düğmesini açtı ve bacaklarımdan aşağıya indirdi. Külotumun üzerinden amımı dillemeye başladı. “Erkeğimmm!” diye inliyordum. Sonra külotumu indirdi. Bacaklarımı iyice ayırdı, bir gözlerime bakıyodu, bir amıma. Amıma bakarak, “Muhteşem!” dedi. Klitorisimi yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra parmağını amıma sokmaya başladı. Nefes alışverişlerim değişmişti. Bir yandan klitorisimi emiyordu, diğer yandan parmağını sokuyordu amıma. Deliriyordum. Kaç kere orgazm olduğumu inanın bilmiyorum. Amımdan akan sular bacaklarımdan aşağı süzülüyordu, hissediyordum... 

“Gir artık içime erkeğim!” dediğimi hatırlıyorum. Dudaklarıma öpücük kondurduktan sonra bacaklarımı omzuna aldı. Amıma ilk girdiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sadece, “Hayvan! Yavaş!” diyebildim. Özür dileyip biraz bekledi ve sonra devam etti. İçime git gel yaparken, “Çok sıcaksın, çok darsın, mahvediyorsun beni!” diyodu. Ben de, “Tek erkeğimsin, bu am hep seni bekledi, deli gibi sik beni sevgilim!” diyordum. Sonra posizyon değişikliği yaptık ve ellerimi masaya dayayıp beni önünde domalttı. Amıma 10-15 dakika da öyle git gel yaptı. Artık gözlerimi kapamış, anın tadını çıkartıyordum, dizlerimin de bağı çözülmüştü... 

“Boşalacağım!” diyerek sikini amımdan çıkardı. Hemen önüne eğildim ve ağzıma aldım, biraz sikini yaladıktan sonra göğüslerime doğru haykırarak boşaldı. Ben de spermlerini göğüs uçlarıma iyice sürdüm. Sonra kalktım ve “Mükemmeldin sevgilim!” deyip boynundan öptüm. Giyindikten sonra koltuğa geçip oturduk. Halen nefes nefeseydik. Saatte 11:00’e yaklaşmıştı, “Müşteriler gelir...” diyerek Cafenin kapısını açtı. “Ben de gitmeliyim!” diyerek çantama doğru yöneldim. Kolumdan tuttu ve mutfağa doğru çekti. Sırtımı duvara yaslayıp, dudaklarıma yumuldu. “Aşkım yeter!” diyordum, fakat dinlemiyordu. Kalçamı öyle bir avuçladı ki, yürürken bile zorlandım. “Hoşçakal erkeğim!” diyerek Cafeden çıktım... 

Bundan sonra ilişkimiz ne olur, nasıl olur bilmiyorum, ama ondan çok etkileniyorum. Olgun tavırları beni öldürüyor, mahvoluyorum. O derin, samimi bakışları hiç bir erkekte görmedim. 

[Pınar] 

İş Gezisinde Kocamı Aldattım!

Merhaba, ismim Melis, 41 yaşındayım. Çevreme göre ideal güzellikte, esmer bir bayanım ve İzmir’de yaşıyorum. Özel bir şirkette tanıtım ve pazarlama departmanında çalışıyorum. Yaklaşık 15 senedir evliyim. Ama evliliğimiz çok monotonlaştı ve seks hayatımız da çocuklar ve zamansızlıktan iyice azaldı. Bu durumda ister istemez her fırsatta gözüm yakınımdaki yakışıklı erkeklerin siklerine takılıyor ve içimden büyüklükleri konusunda tahminler yapıyorum. Ancak hiç bir zaman harekete geçmedim ve kimsenin de bana asılmasına izin vermedim. 

İşim gereği başka şirketlerle görüşüp tanıtımlar yapıyorum. Yine bir hafta iş icabı İstanbul’da bir şirketle görüşmem gerektiği söylendi ve zaman kaybetmeden gitmem gerekiyordu. Eve gidip valizimi hazırlamam lazımdı, eşimle vedalaşıp, 1 gün içerisinde yola çıkacaktım. Eşim ise başka bir şirkette müdürlük yapıyor. İkimizin de yoğun bir iş temposu olduğu için birbirimize çok az zaman ayırabiliyorduk. Bu da bizi her ne kadar rahatsız etse de, katlanıyorduk. Akşam evde valizimi hazırladım. Yaklaşık 3-4 gün kalacaktım ve eşim bu gidişten pek huzursuzdu, ama bir şey söylemedi. Çünkü işimi seviyordum. Ertesi akşam gece saat 23.00’e biletim alınmıştı. Bütün gün hazırlıklarımı tamamlamakla geçmişti. Akşam saat 21.00 gibi hazırlanıp havalimanına yola çıktık eşimle. Orada kalacağım otel odası görüşme günlerim hepsi ayarlanmıştı. Eşimle birlikle havalimanına geldik. Biraz sarılıp öpüştükten sonra ben uçağı beklemek için içeri geçmiştim. 

Yaklaşık 1 saat vardı uçağın kalkış saatine. Zaman geçirmek için kafeteryaya gidip bir çay içeyim diye düşündüm, ama kafeterya çok doluydu. Tatil dönüşü olduğu için oturmaya yer yoktu. Ancak birden üzerimde bakışların olduğunu fark ettim, ilerde 20-21 yaşlarında genç birisinin bana baktığını görüyordum. Masada boş bir sandalye vardı ve alabilirsiniz gibi bir hareket yaptı. Başka da yer yoktu zaten. Valizimle ayakta kalmıştım ve yanına gittim. “Buyurun oturabilirsiniz!” dedi. Teşekkür ederek oturdum. Hem çayımı içiyordum hem de biletime bakıyordum. Masasına oturduğum genç biletimi görmüş olmalı ki, “Sizde mi İstanbul’a gidiyorsunuz?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Aynı uçağı bekliyoruz öyleyse!” diyerek gülümsedi. “Öyle mi...” diyerek geçiştirici cevap verdim. Çünkü bakışlarının sürekli üzerimde olduğunu fark ediyordum. 

“Sizinki iş gezisi galiba?” diyerek tekrar soru sordu. “Evet! Siz ne için gidiyorsunuz?” diye karşılık verdim. Öğrenci olduğunu, Güzel sanatlar tiyatro bölümü son sınıf okuduğunu söyledi. “Güzel bölüm!” dedim. Elini uzatarak, “Bu arada ben Bora!” dedi. “Ben de Melis!” diyerek tanıştık. Bora çok konuşkan birisine benziyordu, sürekli sorular sorup, daha iyi tanışmaya çalışıyordu benimle. Bense her ne kadar çekimser davransam da devam ediyordum. Biraz daha muhabbet ettikten sonra, “Uçak kalkacak birazdan!” dedim ve kalktım. Bora da, “Evet!” diyerek kalktı. Uçağa doğru gidiyorduk. Bora Parmağımdaki yüzüğü görüp, “Evlisin galiba Melis?” diye sordu. “Evet!” diye cevap verdim. Gülümseyerek, “Bayanlara yaş sormam, ama yaşınız çok genç gösteriyor, kaç yaşındasınız?” diye sordu. “36!” dedim. “Hiç göstermiyorsun!” dedi. Teşekkür ettim ve “Sen kaç yaşındasın?” diye sordum. 

Bora 19 yaşındaymış, ama yaşına göre çok olgun ve karizmatik görünüyordu. Sportif bir fiziği vardı. Boyu da 1.80 falan vardı. Bora çok esprili birisine benziyordu. Sürekli espriler yapıyordu. Uçağın kalkış saati yaklaşmıştı ve uçağa doğru yöneldim. Hostesin gösterdiği koltuğa doğru geçtim. En arka koltuktaydım. Bora da yanıma gelince, “Sen de mi bu sırada oturuyorsun?” diye sordum. “Hayır, ama boşmuş galiba, senin için sakıncası yoksa oturmak isterim!” dedi. “Tabi oturabilirsin!” dedim. Teşekkür etti ve oturdu. Bora gitgide bana yakınlaşmaya çalışıyordu, hissediyordum. Bakışları sürekli üzerimdeydi zaten. Oturduk koltuklarımıza ve uçağın kalkmasını bekliyorduk, 10 dakika içerisinde kalkacaktı. Muhabbete devam etmeye başladık tekrar. Kaç yaşında evlendiğimi falan sordu, ben de cevapladım. 

Eşimin çok şanslı olduğunu söyledi gülümseyerek. “Neden?” diye sorduğumda, “Senin gibi güzel bir eşi olduğu için!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ve hoşuma da gitmişti başka bir erkek tarafından beğenilmek. Uçak kalkmaya başlamıştı, son anonslar yapıldıktan sonra uçağın ışıkları söndürüldü ve yolculuk başlamıştı. Uçağın karanlık olmasından dolayı herkes uyumaya hazırlanıyordu. Boraya, “Susalım artık!” dedim. Bora ise fısıldayarak, “Ne olacak konuşuyoruz işte!” dedi. Bora karanlıktan faydalanarak iyice samimi davranmaya başlamıştı, şakalar yapıyordu. Aslında benim de hoşuma gidiyordu, çünkü yakışıklı ve genç birisiydi. Ayrıca çok da sempatikti. Boranın bakışları heyecanlandırmaya başlamıştı beni, gözlerimin içine bakmaları, vücudumu süzmesi. Ama belli etmemeye çalışıyordum... 

Birden ayağa kalkarak, sessizce, “Geliyorum hemen!” dedi ve lavaboya doğru yöneldi. 1-2 dakika içerisinde geldi ve yerine oturdu. Parfüm sıkmıştı belliydi, çok değişik bir kokusu vardı. “Ne bu?” diye sorduğumda, “Hiç, deodorant sadece!” diye geçiştirdi. Ama çok etkili bir kokusu vardı, heyecanım daha da artmıştı. Yerimde duramıyordum, kokuyu içime çektikçe Bora’ya yaklaşasım geliyordu. “Neden sıktın bunu?” diye sordum kısık bir sesle. Bora sadece gülümsedi. Ben kendimden geçmeye başlamıştım ve Bora bunu fark edince, birden yanıma yanaşarak saçlarımı okşamaya başladı. Tepki veremiyordum, arzu dolmuştum birden. Kulağıma yanaşarak, “Hadi çek erkeğinin kokusunu içine!” dedi ve boynumu öpmeye başladı. Karşılık veremiyordum, ateş gibi yanıyordum sanki, hiçbir şey düşünemiyordum. Bora ise deliler gibi öpmeye başlamıştı boynumu saçlarımı okşuyordu... 

Biraz daha boynumu öptükten sonra elbisemin askılarını omuzlarımdan indirmeye başladı. Çok kısık sesle, “Yapma, görürler!” diye söylemeye çalıştım, ama dinlemiyordu ve askıları indirdi. Göğüslerimi okşamaya başladı. Bense iyice deliye dönmüştüm. Artık bir elini de bacak arama indirmişti. Kulağıma eğilerek, “Nasıl, güzel mi?” diye sordu. Ben inlememek için dudaklarımı ısırıyordum. Bir yandan göğüslerimi emmeye başlamış ve parmağıyla amıma girip çıkıyordu. Müthiş zevk alıyordum. Biraz daha seviştikten sonra ellerini çekti ve “Hadi toparlan, geldik!” dedi. Afallayarak sütyenimi düzeltip, askılarımı taktım. 5-10 dakika sonra uçak inişe geçmişti bile. 

Işıkları yaktıklarında Bora gözlerimin içine bakıyordu, “Harikasın sen!” diyerek yüzümü okşadı. Ama ben çok arzuluydum, yarım kalmıştım, çok istekliydim. Biz uçaktan indikten sonra Bora telefon numaramı istedi ve İzmir’e geri dönmeden beni arayacağını söyledi. “Tamam!” dedim ve öpüşerek ayrıldık, ayrı servislere bindik ve otelime geldim. Yaşadığım olayın heyecanı ve yorgunluğundan direk yatağa girip uyudum. 

Ertesi gün görüşmelerim vardı. İlk iki gün işlerimi hallettim. Görüşmelerimi bitirdikten sonra, döneceğim günden bir gün önce Bora aradı. Görüşmek istediğini söyledi, adresini verdi ve akşam beklediğini söyledi. Otele gidip üzerimi değişip spor bir şeyler giyindikten sonra Boran’ın yanına doğru gitmek için yola çıktım. İstanbul’u pek bilmiyordum, ama evi bulmakta zorlanmadım. Ev müstakil bir öğrenci evine benziyordu. Akşam saat 20.30 gibi kapıyı çaldım ve Bora kapıyı açtı. Üzerinde sadece kısa bir şort vardı, “Hoş geldin bebeğim!” dedi, öpüştük ve beni içeri aldı. Bora’yı sadece şortla görünce şaşırdım, çok kaslı bir vücudu ve birçok dövmesi vardı. Odasına geçtik. Öğrenci evi olduğu belliydi. Biraz oturduk, biraz muhabbet ettik. “Nasıldı o gün?” diye sordu. Ben de yarı utangaç biçimde, “Güzeldi!” dedim. Gülümseyerek, “Bu gece daha güzel olacak! Bir şeyler içer misin hayatım?” diye sordu. “Yok ben içmeyeceğim canım!” dedim. “Ben biraz içeyim o zaman, havaya gireyim, müsaade edersen hayatım?” diyerek mutfağa gitti. 

Birkaç dakika sonra elinde viski bardağıyla geldi. Bana bakarak, “Hadi çıkart üzerini bebeğim, ne duruyorsun, güzel vücudunu görmek için sabırsızlanıyorum kaç gündür!” dedi. “Tamam!” diyerek ayağa kalktım ve önce bodyimi çıkarttım. Taytımı da çıkarttıktan sonra iç çamaşırlarımla kalmıştım Boranın karşısında. Siyah iç çamaşırlarım vardı. Bora kalçalarıma bakarak, “Süpersin fıstık sen yaa!” dedi. Utanmaya başlamıştım, ilk defa aldatıyordum eşimi, hem de kendimden yaşça ufak birisiyle. Bora ayağa kalkarak yanıma geldi ve vücudumu okşamaya başladı. Bora benden uzun boylu ve çok da kalıplı olduğundan rahatlıkla kavrayabilmişti belimi. Sırtıma doğru ellerini kaldırıp sütyenimin kopçalarını açarak çıkarttı. Şimdi sadece tangam vardı pembe renk. 

Bora halen şortuylaydı, ama önü hafiften kabarmaya başlamıştı. “Hadi çıkart tanganı hayatım!” dedi eğilerek. Ben de çıkarttım. Artık tamamen çırılçıplaktım karşısında. Bora vücuduma bakarak, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Evet!” dedim. “Hadi yatağımıza gidelim!” dedi ve kucağına aldı beni. Götürürken göğüslerimi öpüyordu. Yatak odasında beni yatağa bıraktıktan sonra şortunu çıkarttı. Yarağı karşımdaydı, çok büyük ve iriydi, böylesini hiç görmemiştim, neredeyse bileğim kadardı. “Nasıl, beğendin mi?” dedi gülümseyerek. “Çok büyük ama!” dedim. “Senin için sabırsızlanıyor ve merak etme alıştırarak girecek amına!” dedi, yanıma geldi dudağımdan öpmeye başladı, kalçalarımı da okşuyordu, deliler gibi öpüşüyorduk. Biraz öpüştükten sonra göğüslerimi öpmeye başladı, dikleşen uçlarını ısırmaya başladı. Çok güzel yapıyordu bunu, zevkten delirecek gibiydim... 

Her tarafımı öptükten sonra iri yarağını yüzüme uzatarak ağzıma almamı söyledi. “Bunu yapmak istemiyorum!” dedim. Saçlarımdan çekerek, “Hadi! Yapacaksın!” dedi. Mecbur kaldım, o kalın yarağını yalamaya başladım. Biraz yaladıktan sonra tamamen dikleşmişti. Çok büyüktü yarağı. Yatağa uzandı, “Hadi gel bebeğim kucağıma!” dedi. Kucağına doğru çıktım, yarağının üzerine oturtuyordu yavaş yavaş, belimden de sımsıkı tutarak. Yarağı ıslanan amıma girdikçe canım yanıyordu. Birden dibine kadar amıma gömdü ve hızla sokup çıkarmaya başladı. Çok canım yanıyordu, çok sert yapıyordu, hızlı hızlı yapıyordu. “Artık benim kadınımsın sen!” diye söyleniyordu. Bense acı ve zevk bir arada, inlemekten başka bir şey yapamıyordum... 

Bu şekilde bir süre daha sikip beni Orgazm ettikten sonra üzerinden kaldırıp yatağa yatırdı beni, “Çok mu canın yandı aşkım?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Alışacaksın bebeğim, amın da alışacak!” dedi ve bacaklarımı ayırıp bacak arama yumuldu ve amımı emmeye, amımın sularını yalamaya başladı. Arada dilini klitorisime değdirip çekiyordu, müthiş zevk alıyordum. Sonra ayağa kalkıp, domalmamı istedi. Niyetini anlamıştım, götümden sikmek istiyordu. “Bunu yapamam, canım çok yanar!” dedim. “Merak etme, acıtmam!” dedi. “Hayır, lütfen yapma!” dediğimde, saçlarımdan çekerek, tekrardan domalmamı istedi. “Bu göt sikilmeden bırakılmaz! Senin değerini bilememişler güzelim!” diyerek beni tuttuğu gibi yüzüstü çevirdi, kasıklarımın altına yastık koyarak kalçalarımı yükseltti, götümün yanaklarını araladı. Son kez, “Yapma lütfen!” dedim, ama dinlemedi... 

Götümün deliğine tükürüp, yavaşça yarağının ucunu sokmaya başladı. Canım çok yanıyordu, öyle ki, ucu girdiğinde acıdan dudaklarımı ısırmıştım. Sonra birden yüklenip tamamını götüme sokunca, avazım çıktığı kadar çığlık atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyor, “Ne olur çıkar!” diye yalvarıyordum, ama dinlemiyordu, aksine sanki taşaklarını da götüme sokmak istercesine yükleniyordu. Belimi de iki eliyle sımsıkı tutmuştu, kendimi çekemiyordum. Derken hızlı hızlı girip çıkmaya başladı götüme. Acıdan resmen ağlıyordum. Bana asırlarca gelen birkaç dakika götümü siktikten sonra, büyük bir hışımla götüme boşaldı. Bense acıdan halen ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Götümün içinde kısa bir süre daha kaldıktan sonra, götümden çıkarıp hemen amıma soktu yarağını ve sert sert sikmeye başladı amımı. Amımı sşkerken klitorisimle de oynayınca ben de birkez daha titreyerek Orgazm olup boşaldım. O yorgunlukla, banyo yapmadan uykuya dalmışız. 

Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Bora uyuyordu halen. Direk banyoya girip duş aldım çıktım. Üzerimi giyinip hazırlandım ve Bora’yı uyandırıp, “Ben gidiyorum!” dedim. Bora hemen yalvarmaya başladı, “Gitme, son birkez daha sikişelim öyle gidersin!” diye. Ama ben, “Gitmem lazım!” diyerek vedalaşıp çıktım evden. Taksiye atladığım gibi otele varıp valizimi aldım ve ordan da havaalanına gittim. 

Eşime birşey belli etmedim ama, 4 gün boyunca götüm müthiş derecede acıdı. Bir daha da böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum. 

[Melis] 

Bekaretimi Kuzenimin Kocasına Verdim!

Selam; adım Selcan, 23 yaşındayım, bekar bir bayanım. Kumral, 1.65 boylarında, normal kiloda biriyim. Hikayem, kuzenimin kocası Kenan’la yaşadıklarımızla ilgili. Kenan 34 yaşında, esmer, tam bir Türk erkeği. Aslında ilk zamanlar onunla ilgili hiç bu tip düşüncelerim yoktu. 

Bir gün Mardin’e geldiklerinde, kuzenimin kocası akşam benden bilgisayarımı istedi. Ben de verdim bilgisayarımı. Kenan yaklaşık 1 saat kadar bilgisayarda takıldı. Ama nereden bilebilirdim geçmiş kayıtlarına girip, benim bu sitede seks hikayeleri okuduğumu görebileceğini. Bir süre bana hiç birşey söylemedi Kenan. Ama bir gün akşam avluda oturup, büyüklerden gizli sigara içerken (avlulu klasik Mardin evimiz var) bana, “Selcan’cığım yanlış anlama ama, internete girdiğinde geçmişi silersen senin için iyi olur. Hadi ben neyse de, bir başkası gördüğünde senin için iyi şeyler düşünmeyebilir. Belli bir yaşa gelmiş birisin, bu yüzden girdiğin siteler normal, ama yine de dikkat et!” dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 

Çünkü mutaasıp bir aileyiz (türbanlı olmasak ta). Her an yanlış anlaşılabilirdim. Ama Kenan o kadar sıcak konuştu ki, ben biraz buna güvenerek rahattım. Biz hiç bir şey olmamış gibi konuşurken, bir erkeğin benim yaptığım şeyleri biliyor olması beni sulandırmaya başlamıştı. Kenan hakikaten çok yakışıklı ve atletik yapılı bir erkekti, bunları düşünürken beynim dönüyor, Kenan’ın gözlerinin içine bakarak oturduğum yerde bacaklarımı sıka sıka boşalıyordum. Artık zamanımın her anı Kenan’ı düşünmekle geçiyordu. Biliyorum yaptığım yanlıştı, ama yine de içimden bir ses onunda bana karşı boş olmadığını söylüyordu. Üstelik eşiyle yaşadıkları sorunları da bildiğimden, daha bir istekle onu düşünüyordum. 

Yine bir gün onlara kahvaltıya gittik. Sabahları kalkınca ben sütyen giymem ve o gün de beyaz tişörtüm vardı yine üzerimde ve mümkün olduğunca saklayarak oturdum masada. Ama sanırım Kenan bunu farketmiş olacak ki, sürekli göğüslerime doğru bakıyordu. Bunu düşündükçe göğüs uçlarım daha da sertleşiyor ve yeni uyanmış olmanın etkisiyle amım sulandıkça sulanıyordu. Yerimde duramıyordum. Annemler birşeyler konuşuyor, Kenan konuşmalara katılıyor, arada bana da laf çarptırıyordu. Ama benim hiç bir şey konuşacak, ya da bir şey yiyecek halim kalmamıştı. Sonra Kenan sigara içmeye kalktı. Tam karşımda oturuyordu, ayağa kalkmasıyla şortunun önündeki kabarıklığı gördüm. Öyle bir kabarıklıktı ki, utanmasam uzanıp ellerimle sıkacaktım. Sanırım o da bakışlarımı farketti. Ama yapacak bir şeyim yoktu, çok kötü olmuştum. O gece yatağıma girdiğimde Kenan’ı düşünerek defalarca amımı okşadım ve bacaklarım titreye titreye, sular seller gibi boşaldım. 

Bir gün yine evde tek başıma otururken pencereden Kenan seslendi, “Selcan evde kimse yok ve benimde canım acayip kahve çekti, bana yapabilirmisin zahmet olmazsa? Hem de beraber sigara içeriz!” dedi. Bu benim için bulunmaz bir fırsattı. Hemen yan tarafa halamların evine geçtim, mutfağa girdim, kahveyi yapmaya başladım. Bu arada Kenan da içeri geldi. Üzerinde dar bir şort ve tişört, vücudunun tüm hatlarını belli ediyordu. Hele ki şortun altından belli olan o koca yarağı beni yine ateşlemişti. Ordan burdan sohbet ederken kahvelerimiz de olmuştu, hemen fincanlara doldurdum ve mutfakta oturup, yaktık sigaralarımızı. 

Konular açıldıkça açılıyor, Kenan’ın kuzenimle yaşadığı sorunlara kadar inmiştik. Kenan, eşinin cinsel anlamda çok isteksiz ve 4 ayda bir ancak birlikte olabildiklerini falan anlatıyordu. Ben de, “Sen fazla istekli olmayasın? Belki de sorun sendedir!” falan dedim. Ama o da bana, “Evet çok istekliyim belki ama, hem sanırım bundan, hem de sanırım ölçüler biraz fazla, ondan dolayı olabilir!” dedi. Ben de, “Ölçü derken?” dedim. “Boşver, geçelim bu kısmını!” dedi. Ama ben anlamıştım neyi kastettiğini. Israrla sorunca, “Selcan bunları konuşmam bile yanlış, ama anla işte, şeyimin ölçüsü biraz büyük!” dedi utana sıkıla. Ben de, “Ne kadar ki, büyük dediğine göre?” diye sordum. Bana dolaylı yollardan, “İşte normalinden 5-6 santim kadar büyük!” dedi. Ben de hemen, “Normali ne kadar? Seninki ne kadar?” diyerek soruyu yapıştırdım. “Offf Selcan ya, 23 santim işte!” dedi ve kıpkırmızı oldu. 

O an benimde içim bir tuhaf oldu. İneternette dolaştığımda görüyordum erkeklerin yarraklarını, ama bu sanırım bambaşka bir şeydi. Ve içimde bir an önce onu görme isteği doğdu. Ben bunları düşünürken, yazık Kenan konuyu değiştirmeye çalışıyor, havanın sıcaklıklarından tutun da başka her türlü konuya atlıyordu. Ben niyetimi bozmuştum bir kere. Bu yaşıma kadar sakladığım bekaretimi bir süredir ilgi duyduğum ve hayallerimin erkeği Kenan’a vermek istiyordum. Kahvelerimiz de bitmek üzereydi bu arada. O an aklıma bir fikir geldi, fincanlarımızı alırken başım dönmüş gibi yapıp, kollarına bıraktım kendimi... 

Kenan neye uğradığını şaşırdı önce, “Selcan iyimisin? Dur sana su vereyim?” derken, ben onun bütün vücut hatlarını hissetmeye başlamıştım bile. Hatta elim boşta olduğu için Kenan’ın karnına koydum elimi. Ama o bunlardan habersiz, benimle ilgilenmeye çalışıyordu. Elim artık Kenan’ın kasıklarındaydı, ben de Kenan'ın kucağında. Ne olduysa o an oldu ve gözlerimi açıp baktığımda Kenan’ın da surat ifadesinin değiştiğini gördüm ve birden dudaklarımız birleşti. Sanki öpüşmüyor birbirimizin dudaklarını yiyorduk. Evdekilerin akşama kadar gelmeyeceğini bildiğimizden, herşey istediğim gibi gidiyordu. Kenan bir yandan dudaklarımı yerken, bir yandan elleri göğüslerimde geziyordu. Delirmeye başlamıştım, ilk defa bir erkek tarafından elleniyor ve öpülüyordum. Hareketlerim acemiyceydi, ama beni o kadar güzel yönlendiriyordu ki, çıldırmak işten bile değildi. 

Artık ne olursa olsun diye düşünerek, “Kenan, senin olmak istiyorum!” dedim. Beni hemen ayağa kaldırdı, masaya oturttu, üzerimdekileri yavaş yavaş çıkartıyor, bir yandan dudaklarını tenimde gezdiriyor, bir yandan da parmakları tüm mahremimi keşfediyordu. Ben hiç birşey yapmıyordum ama, amım sırılsıklam olmuş ve kasıklarımdan sızmaya başlamıştı. Resmen Kenan’ın dudaklarının altında inliyordum. “Harikasın birtanem, seni herşeyinle içimde hissetmek istiyorum!” diye yalvarıyordum adeta. Ama o, “Sakin ol güzelim, yavaş yavaş, acelemiz yok!” diyerek bir yandan dilini kasıklarımda dolaştırıyor, bir yandan da bacaklarımı okşuyordu. Ve işte internette amlarını yalatan kadınları gördüğümde, keşke beni de böyle yalayan bir erkek olsa dediğim, dileğim gerçekleşiyordu. Kenan’ın parmakları göğüs uçlarımı ezerken, dili de sırılsıklam olmuş amımdaydı. Tertemizdim ve Kenan amımı deli gibi yalıyordu. Kasıldığımı içimden bişeyler aktığını hissedebiliyordum. Dilini içime doğru ittikçe sarsılıyordum ve deli gibi inliyordum. Yalvarıyordum artık, “Hadi ne olur, o koca yarağını istiyorum!” diye. 

Kenan ayağa kalkıp üzerindekileri bir çırpıda çıkardı. İlk defa bir erkeğin cinsel organını canlı canlı görüyordum. O ne muhteşem birşeydi, kocaman damarlı ve kafası mantar gibiydi. “Yalamak istermisin?” diye sordu ve hiç düşünmeden ellerime aldım, önce inceledim o sertliği, ellerimde hissettim ve dudaklarımın arasına aldım. İzlediğim porno filmlerdeki gibi yapıyordum. Yavaş yavaş ağzıma kaydırmaya başladım o koca yarağı. O ise ellerini saçlarımda gezdiriyor, herşeyi bana bırakmış gibi görünüyordu. Tüm sertliğiyle biraz da olsa ağzımın içine alabilmiştim. Karnının inip kalktığığını ve nefesinin sıklaştığı hırıltılarını duyabiliyordum. Beni kaldırıp masaya uzattı, yine dudaklarını ve ellerini konuşturuyordu. Dilinin tenimde ıslatmadığı yer kalmamıştı neredeyse. “Yeter, ne olur sik, delirdim hadi artık!” diyerek onu iyice kıvama getiriyordum. Bana, “Bakiresin değil mi?” dediğinde, “Ne olursa olsun, seninim, al beni!” diye yalvarmaya başladım. 

İşte o an gelmişti. Kenan üzerimdeydi. Bir yandan göğüs uçlarımı dişleriyle ezerken, bir yandan da iyice sertleşmiş o koca yarağı amımın girişinde daireler çiziyordu. Sırılsıklamdım ve yalvarıyordum ona sokması için. Önce yarağını tuttu, amımın girişinde daireler çizerek, “Hazırmısın sevgilim?” dedi. Bense inlemekten, sadece, “Hadi!” diyebildim. O koca yarrağın kafasını amımda hissetmeye başlamıştım. Birazı girdiğinde dünyam başıma yıkılmıştı sanki. Ağzımdan, “Ufff!” diye bir ses çıktı. Ama çektiğim acıya rağmen daha fazlasını istiyordum. Kenan her hareketini beni incitmeden, büyük bir titizlikle yapıyordu. Yavaş yavaş amımın derinliklerine doğru girmeye başlamıştı. Ben kasıklarımı kaldırıp daha da sokması için ona yol açıyordum. Artık tamamiyle içimdeydi ve bekliyordu. Gözlerine baktığımda aldığı zevki görebiliyordum. Bekaretim gitmişti ve kanadığımı hissediyordum... 

Kenan hareketlerini hızlandırmaya başladığında, ben de inlemeye başlamıştım. Hayallerimdeki gibi sikiyordu beni, incitmeden, yavaş yavaş. Hızlandıkça acının yerini müthiş bir zevk duygusu sarmaya başladı. Bedenim küçük bir serçe gibi titriyordu. Kenan’ın altında inliyordum deliler gibi. O amıma girip çıktıkça zevk sularımın çıkardığı sesler mutfakta yankılanıyordu. Vücutlarımız birleşmiş, tüm ağırlığını hissedebiliyordum. Bacaklarımı beline doladım ve o da cevap olarak daha da hızlanmaya başlamıştı. Artık hareketleri sertleşmeye başlamış içimde gidip geldikçe koca yarrağının tüm damarlarını ve tüm sıcaklığını amımın en derinliklerinde hissediyordum. Çıldırmış gibiydik ve ben o ana kadar kaç kez boşaldığımı hatırlamıyorum. 

Masturbasyon yapmaktan bambaşka bir şeydi bu. Amım sırılsıklam olmuş, zevk sularım kanla karışık kasıklarımdan sızıyordu. Onu da rahatlatmak istiyordum, yaklaştığını görebiliyordum, hızlandıkça hızlanıyor, ben de zevkin doruklarına inleye inleye tekrardan ulaşıyordum. “Sevgilim geliyorum, ama içine boşalmayacağım!” dedi hırıltı ses tonuyla. Ben de, “Hadi erkeğim, boşal, akıt bütün döllerini nereme istersen!” diye bir kez daha orgazm oluyordum. “Aynı anda sevgilim, haydi!” diye inlerken, sert hamlelerle resmen amımın duvarlarını parçalıyordu. Ve ben son kez titreyerek boşaldım. Kasıklarımın ağrıdığını, bacaklarımın tir tir titrediğini hissederken, o da yarrağını birden içimden çıkardı ve bütün döllerini göbeğime doğru akıtmaya başladı. Muhteşem bir şeydi bu, hem öpüşüyorduk, hem de o halen boşalıyordu. Onun rahatladığını görmüştüm artık ve ben halen inliyordum. Kaç kez boşalmıştım sayamadım bile. Harika bir duyguydu bu. 

Bu yazdıklarımı 3 gün önce yaşamıştım ve yazarken bile halen amımın sırılsıklam olduğunu hissediyorum. Artık ona karşı acayip şekilde bağlanmıştım, o harika bir erkekti. Kuzenim nasıl kıymetini bilemiyordu anlamamıştım. Herşeyiyle muhteşemdi. O günden sonra hiç bir şey olmamış gibi davrandık, ama bakışlarımız her şeyi anlatıyordu. İlk erkeğim Kenan’dı ve ben halen onu istiyorum. Umarım tekrar yaşayabiliriz bunları! 

[Selcan] 

Eniştem Eski Kocamdan İyi Sikiyor!

Merhaba 31 severler. Ben Aslı, 27 Yaşındayım, 1.70 boyunda, 55 kilo, beyaz tenli ve güzel bir bayanım. Simsiyah gözlerim ve pembe dudaklarım var. 2 sene süren bir evlilikten sonra, kocamla anlaşamadık boşandık ve genç yaşımda dul kaldım. Eniştem (teyzemin eşi) 50 küsür yaşında, 1.75 boylarında, yaşını hiç göstermeyen, yaşına göre halen siyah saçları olan, kendine bakan biridir. Aslına bakarsanız o güne kadar eniştemle böyle bir olay yaşayacağım hiç ama hiç aklıma gelmezdi. 

Dul olmama rağmen kendimi kasan bir insan değilim, daima rahat olmuşumdur. Teyzemlerle bir araya geldiğimizde, rahat kahkahalar atar, onların ayıp diye açmadığı konuları açar, gönlümün istediği gibi muhabbetler eder, şakalar yapardım. Bir gün yine teyzemlerle bir araya geldik. Muhabbet ederken, konu çok iyi bildiğim eski dönem Türk sinemasının ünlü oyuncuları hakkında açıldı ve sohbet etmeye başladık. Ben F.... A...’ın oynadığı filmleri sayarken, eniştem birden itiraz etti, “O filmde başkası oynuyordu!” diye. Şaşırdım kaldım. Biraz da inatçı biri olduğum için bu konu eniştemle iddaya girmemize kadar gitti. İddayı kaybeden bir şişe Rakı alacak ve içecektik. Ben çok alkol alan biri değilim, ama arada iyi gidiyor. Eniştemin de benden farkı yoktur, o da az içer. Neyse iddaya girildikten sonra hemen internete baktık ve ben kazanmıştım. O günden sonra her fırsatta Enişteme takılır oldum, “Enişte şu Rakıyı da bir içemedik gitti!” diye onu kızdırıyordum. 

Birgün telefon çaldı. Annem hazırlandığı için telefona ben cevap verdim. Arayan Eniştemdi, “Aslı Rakıyı aldım, hadi gel içelim!” dedi. Doğrusu bunu hiç beklemiyordum, o şaşkınlıkla, “Tamam Enişte!” diyebildim sadece. O gün de Annemle Teyzem, bir tanıdıklarının altın günü vardı, oraya gideceklerdi. Eniştemle yaptığım telefon görüşmesinden sonra Anneme durumu anlattım. Annem sadece, “Tanrım sen akıl fikir ver bunlara!” dedi. Teyzemlerin evi bize çok uzak değildi, hava da sıcak olduğu için altıma bir eşofman ve üstüme de askılı bir tişört giyip, Annemle beraber çıktık evden. 3 dakika sonra Teyzemlerdeydik. 

Kapıyı Teyzem açtı, ben içeri geçtim. Annem kapıda Teyzemi bekliyordu. Teyzem de annemi bekletmemek için beni öpüp çıktı. Evde eniştemle beraber kalmıştık. Eniştem, “Hadi Aslı masayı hazırlayalım!” dedi. “Tamam enişte!” dedim ve yemek odasına geçtik. Peynir, Kavun, Süzme Yoğurt, Tavuk, Buz ve tabiki Rakı. Ne ararsanız vardı masada. Eniştem hafif birde damar müzik açtı ve “Hah şimdi tamam oldu!” dedi. Gülüşe gülüşe masaya oturduk. Herşey çok güzeldi, eğlenceli muhabetler ediyor, şakalaşıyorduk. Aradan 2-3 saat geçmiş, biz bir büyük Rakıyı bitirmiştik. Ama alışık olmadığımız için alkol ikimizi de etkilemişti... 

Birden Eniştem koluma yapıştı, “Hadi kalk Aslı, dans edelim!” dedi. Ben o kafayla, “Olur Enişte!” dedim ve kalktım. Ayakta zor duruyordum oysa. Dans ederken Eniştem bana iyice sokulmaya başladı, resmen sikini göbeğime değdiriyordu. Siki taş gibiyidi ve anladığım kadarıyla kocaman birşeydi. Gittikçe dahada çok bastırıyordu sikini göbeğime. Ne oluyor diye anlam veremeden Eniştem boynuma yanaştı, derin bir, “Ohhhhhhh!” çekti ve “Çok güzel kokuyorsun Aslı, harikasın!” diye fısıldamaya basladı. “Enişte ne yapıyorsun?” diye kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, ama ne fayda, kene gibi sımsıkı sarılmıştı bana. Zaten ayakta da zor duruyordum, başa çıkmam imkansızdı. Dans ediyorduk sözde, ama Eniştem beni dans bahanesiyle yatak odasına kadar götürmüştü. Ben sürekli, “Enişte yapma, ayıp oluyor, bırak!” diyordum, ama Eniştem dinlemiyordu bile... 

Beni yatağa doğru itmesiyle yatağa düşmem bir oldu. Rakıdan başım dönüyordu, gücüm kalmamıştı, hareketlerimi kontrol edemiyordum, ama herşeyin farkındaydım. Eniştem birden üzerime uzanıp, tişörtümü sıyırdı ve sutyenden kurtardığı göğüslerime saldırdı. Göğüslerimi öpüyor, yalıyor, emiyordu. Eniştemin başını göğüslerimden itmeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Sonra elini eşofmanımın içine soktu. Bacaklarımı iyice kapadım, fakat Eniştemin eli amıma ulaşmış, amımla oynuyor, bir yandan da memelerimi yalayıp ısırıyordu. Sonra doğruldu ve eşofmanımla birlikte külotumu aşağı sıyırdı, kafasını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. İlk başta Eniştemin kafasını iteklemeye çalışsamda, yalan yok, az sonra zevk almaya başlamıştım. Hatta yavaş yavaş inliyordum. Biliyorum çok kötü birşeydi bu yaptığımız, ama resmen sıtmaya tutulmuş gibi sarsıla sarsıla orgazm oluyordum. Eniştem de amımdan akan zevk sularımı şapur şupur yalıyor, “Ohhhh, harika amcığın var Aslı!” deyip duruyordu... 

Ben artık kendimi salmıştım, birinci orgazmımın ardından, Eniştem yalayarak beni ikinci orgazmıma doğru yaklaştırıyordu ki, tam o anda merdivenlerde Annemlerin sesini duyduk. Eniştem apar topar kalktı ve mutfağa geçti. Ben de üstümü başımı düzeltip uyuyor numarası yaptım. Neye uğradığımı şaşırmıştım, ama çokta zevk almıştım, hatta içten içe Annemler niye erken geldiler diye kızıyordum. Eniştem annemlere benim sarhoş olduğumu ve uyuduğumu söyledi. Oysa ben Eniştemle yaşadıklarımızı düşünüyordum. Tabii o gün annemin çenesinden ve dırdırından kurtulamadım. 

Aradan birkaç gün geçmiş, halen o gün olanlar aklımdan çıkmıyordu, kendime engel olamıyordum bir türlü. Eniştemle en kısa zamanda başbaşa kalmalıydım, ama bir türlü cesaret edemiyordum buna. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı, arayan Eniştemdi. “Efendim Enişte?” diye telefonu açtım. Bana, “Seni özledim Aslı!” dedi sadece. “Ne diyorsun Enişte?” dedim. “Neden o günden beri gelmiyorsun bize?” diye sitem etti. “Hangi günden bahsediyorsun Enişte?” dedim. “Seninle çılgınlık yaptığımız günden!” dedi. Enişteme diyecek laf bulamadım ve telefonu suratına kapattım. O da bir daha aramadı. Şimdi o gün olanların üzerine birde Eniştemin telefonda söyledikleri eklenmişti. Beni özledigini söylemişti. Aslında ben de nedensiz bir arzuyla onu istiyordum. Belki de bu yüzden kapattım telefonu suratına, bilmiyorum. 

O konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben Eniştemle karsılaşmadım, o da aramadı. Fakat içim içimi yiyordu. Bu şekilde devam edemezdim ve tüm cesaretimle telefona sarıldım. Çalar çalmaz Eniştem açtı ve “Alo!” dedi. “Enişte canım cok sıkkın! Annem de evde yok, 2 bira alıp gelirmisin?” dedim. Eniştem hiç düşünmeden tamam dedi. Onun da bunu beklediği belliydi. Aradan yarım saat geçmeden kapı çaldı. Hemen koşup açtım. Eniştemin yüzünde şaşkın bir gülümseme vardı, belli ki benden böyle birşey beklemiyordu. Bense halen kendime inanamıyordum. Salona geçtik Eniştem biraları poşetten çıkarıp açtı, birini bana uzattı, diğerini de kendi içmeye başladı. Uzun bir süre hiç konuşmadık. Üzerimde kısa bir şort ve askılı badi vardı. Eniştemin gözleri bacaklarımdaydı. Farkındaydım, o da benim gibi yanıyordu, ama ikimiz de konuyu açamıyorduk. 

Bu arada biralarımız da bitmişti. En sonunda Eniştem, “Eee biralar bitti, halen anlatmadın. Söyle bakalım canın neden sıkkın?” diye sordu. İçimden (Canım sıkkın değil Enişte, o bir bahaneydi, canım sikişmek istiyor!) diye geçirdim, ama bu şekilde söylemek yerine, “Hiiççç... öylesine!” dedim geçiştirdim. Eniştem anlamıştı sanki, “Yoksa sen de beni mi özledin?” dedi. “Olamaz mı?” dedim. “Olur!” dedi ve ayağa kalktı, yanıma geldi, ellerimden tutup beni de kaldırdı ve “Seni istiyorum Aslı!” deyip dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık veriyor, deliler gibi öpüşüyorduk. İçimden kendime kızıyordum, ama çokta zevk alıyordum. Öpüşerek odama kadar geçtik. 

Eniştem bir çırpıda badimi, sutyenimi çıkardı ve göğüslerime yumuldu. Deli gibi yalıyor, emiyordu göğüslerimi. Ben de kısık kısık inliyordum. Birden yatağa yatırdı beni ve “Kaldığım yerden devam etmek istiyorum!” deyip bir çırpıda şortumu ve külotumu çekerek çıkardı. Amım su gibi olmuştu. Önce amımı elledi, “Ohhhh yavrum benim, harikasın! Harika amcığın var!” dedi, amımı parmaklayıp kokladı. Ben dayanamıyordum, sabırsızlıkla, “Hadi yala, bitir beni Enişte! Hep seni düşünüyorum!” dedim. Eniştem birden amıma yumuldu. Amımı yalıyor, am dudaklarımı ısırıyor, klitorisimi emiyor, dilini amımın içine sokup sokup çıkarıyordu. En az yarım saat yaladı. Kaç kere boşaldım hatırlamıyorum. Sadece, “Ohhhh, sik beni enişte, hadiiii sok artık sikini, yeter!” diye inliyordum... 

Eniştem de daha fazla dayanamadı, “Tamam yavrum sikecem, azgın orospum benim!” diyerek soyundu. Yarağı kazık gibi duruyordu. Bacaklarımı ayırıp arasına yanaştı, yarağını eliyle tutup amımın dudakları arasına yukarı aşağı sürtmeye başladı. Amım zaten ıslaktı, şimdi vıcık vıcık olmuştu ve biran önce sokması için çıldırıyordum. “Hazırmısın yavrum?” diye sordu, “Evet, hemde çoktan, hadi sokkk!” dedim. Eniştem yarağını yavaş yavaş amıma sokarken öyle bir, “Ohhhh!” çekti ki, anlatamam. Ben zaten zevkten bayılmak üzereydim, sürekli inliyordum ve “Hadi hepsini sok, sik beni Enişte!” diyordum. Ben öyle deyince eniştem hepsini birden kökledi ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladı. O şekilde Enitemle 15-20 dakika falan sikiştik ve ben orgazmlarımın sayısını unuttum... 

Eniştem birden üzerimden kalktı ve “Domal!” dedi. Ben de hemen domaldım. Arkama geçti ve bir çırpıda amıma geçirdi o kocaman sikini. “Ohhhhhh!” diyebildim sadece. Eniştem belimden sımsıkı tutmuş, kendine doğru hızla çekiyor, bir yandanda yarağını amıma köküne kadar bastırıyordu. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken, Eniştemin çıkardığı hırlama seslerinden onun da boşalacağını anladım, “Sakın içime boşalma Enişte, korunmuyorum!” dedim. Eniştem yarağını amımdan çıkarıp, “Dön ozaman!” dedi. Hemen ona dogru döndüm ve beni bulutlara çıkaran o yarağı ağzıma alıp yalamaya başladım. Çok geçmeden Eniştem de böğürerek ağzıma boşaldı. Bütün döllerini yuttum ve biraz daha yaladım. Eniştem saçlarımı okşuyor, “Küçük orospum benim, süperdin!” diyordu. “Sen de harikaydın Enişte!” dedim. Yatakta birbirimize sarılıp biraz uzandıktan sonra, Eniştem kalktı, giyinip, dudaklarımı öperek gitti. Ben de banyoya girdim. 

O günden sonra artık Eniştemle arada bir buluşup sikişiyorum. Çok ayıp biliyorum, ama o zevkten de vazgeçemiyorum. Şunu da belirtmeden edemiyeceğim, 50 küsür yaşında olmasına rağmen Eniştem beni Ex Kocamın eskiden siktiğinden çok çok daha iyi sikiyor. İşte böyle sex severler. Sizin yazdıklarınız olmasaydı, ben de bu hikayeyi burda anlatmaya cesaret edemezdim, hepinize çok teşekkürler! 

[Aslı] 

Ablamın Arkadaşına Otelde Verdim Ayarı!

Merhaba, ben Ali, 21 yaşındayım, Antalya’da oturuyorum ve bir otelde masör olarak çalışıyorum. Yaptığım işten dolayı kaslı bir yapım var ve 1.82 boyunda, yeşil gözlü biriyim. Birgün yine otelde çalışırken, benim gibi masör olan arkadaşım, beni Resepsiyonda iki güzel hatunun beklediğini söyledi. Ben yukarıya çıkınca gözlerime inanamadım, ablam ve arkadaşı İrem karşımda duruyordu. Benim çalıştığım otele tatile gelmişlerdi. Ben oteldeki arkadaşlarla çok iyi anlaştığımdan, ben gelmesem bile yerime idare edebilecek birini buluyorlardı, veya patrona çaktırmıyorlardı. Arkadaşlara durumu anlattım ve günde 2 saat falan çalışacak, biraz vaktimi ablamlarla geçirecektim... 

Ablamlar yol yorgunu olduğu için odalarına çıkıp yatacaklarını, kalkınca beni arayacaklarını söylediler. Onları odalarına çıkarttıktan sonra aşağıya inip, biraz çalıştığım yere görüneyim dedim. 3-4 saat sonra ablam beni arayarak, “Ali biz kalktık, biraz dolaşacağız, gel gezdir bizi!” dedi. Ben de arkadaşlara haber vererek yukarıya çıktım. Kapıda ablamlarla karşılaştık. Ablam beyaz tenli, 25 yaşında, benim gibi yeşil gözlü, güzel bir bayandır. Yanlış anlaşılmasın, ablama karşı öyle sapıkça duygularım yok, burda asıl konu ablamın arkadaşı İrem. İrem küçüklüğümden beri hep benim ilgimi çekmiştir. 7 senedir ablamla arkadaş oldukları için çok sık görüşürdük. O da buğday tenli, siyah saçlı, harika kalçaları ve göğüsleri olan güzel bir bayandır. İkisi de mini etek ve elbiseler giyerek inmişlerdi aşağı... 

Otelden dışarıya çıktık, biraz gezdik dolaştık, saat akşam 17 civarında bir yere oturup biralarımızı söyledik. Sohbetler devam ederken ablam, “Bize de bir ara masaj yaparsın, dimi Alicim?” diyerek takıldı. Ben de, “Tabi abla, ne zaman isterseniz!” dedim. Biralarımızı içtikten sonra, otelde yemek saati yaklaştığı için tekrar otele döndük. Ben patrona biraz daha gözükmek için masaj salonuna indim, ablamlar da yemeğe geçtiler. Akşam saat 21 gibi tekrar buluştuk ve bu sefer otelin barına gittik. İkiside dar ve mini elbiseler giymişlerdi. Onlar dans ediyor, ben de barmen arkadaşımın yanında muhabbet edip, içkimi içiyordum. 

Arkadaşım bir ara, “Ablanın yanındaki hatun kim lan? Taş gibiymiş!” dedi. “He öyledir lan, adı İrem, ablamın arkadaşı, ben de çok beğeniyorum!” dedim. Arkadaşım da, “Sik abicim hatunu, hazır ortam müsait, mekan müsait, hemde deplasmana senin ayağına gelmiş, bundan iyi fırsat mı olur!” dedi. “Ablam olmasa yanaşırdım da, ablamın 7 senelik arkadaşı, nasıl yapacam lan o işi?” dedim. Biz öyle muhabbetler ederken İrem yanıma geldi ve beni elimden tutarak dansa kaldırdı. Tabii içkinin verdiği cesaret ve ortamın darlığıyla, biraz temas ediyorduk birbirimize. Ama sadece temasta kalıyordu iş. Gece saat 01’i gösterirken İrem iyice sarhoş olmuştu ve ablamla birlikte İrem’i odaya çıkarttık, yatağına yatırdık. Zaten elbisesi kısaydı, şimdi iyice toplanmıştı, bacaklarının tamamı küloduna kadar görünüyordu. Ablam da yattı ve o gece böyle bitti. 

Diğer gün öğlen, saat 14 gibi pek masaja gelen olmadığı için, arkadaşlarla oturup sigara, bira falan içiyorduk ki, benim telefonum çaldı. İrem arıyordu, “Ali yukarıya gelebilirmisin?” dedi. Ben hemen izin isteyip yukarıya çıktığımda, İrem daha yeni banyodan çıkmıştı, saçlarının ıslaklığından belli oluyordu. “Alicim bu sabah ablanla yüzerken koluma birşeyler oldu, en ufak bir hareketimde ağrıyor, sen bilirsin neden ağrıdığını.” dedi. Ben de kolunu çıkık gibi şeyler varmı diye kontrol ettim, biraz anladığım için. Ama birşey yoktu, “Önemli birşey yok kolunda, sadece uzun süredir bu kadar hareket ettirmediysen kasılmış olabilir.” dedim. İrem de, “Yapma yaa! Ne yapacağız o zaman?” dedi. “İstersen masaj yapabilirim, biraz olsun yine ağrısını falan alır, kasların gevşer.” dedim. İrem de, “Tamam inelim o zaman masaj salonuna!” dedi. “Yok burada yaparım, hem daha rahat olur. Ben eşyalarımı alıp geliyorum!” dedim ve aşağıya inip malzemelerimi aldım geldim. 

Masaja başlamadan önce İrem’le birer sigara yakıp biraz muhabbet ettik. İrem bana, “Nasıl yapacaksın masajı?” dedi. “Sen nasıl istersen öyle yaparım!” dedim. İrem de, “Normalde müşterilere nasıl yapıyorsunuz?” dedi. “Normalde senin gibi genç müşteriler hep çıplak yaptırıyor masajlarını, ama istersen sana kıyafetinin üstünden de yaparım.” dedim. O da, “Madem bir iş yapıyoruz, tam yapalım, sen beni hiç tanımıyormuşsun gibi, normal bir müşteriymişim gibi yap masajını, tamam mı?” dedi. İrem’in bilmediği birşey vardı, normalde bizim orada işlerin sonu çoğunlukla seksle bitiyordu. Ama İrem öyle şeylere yanaşmaz diye aklımdan geçirdim ve “Tamam olur, o zaman bu havluyu al, soyunduktan sonra yüz üstü yatıp kalçana ser.” dedim ve ben banyoya gidip beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra, “Tamam Ali, gel!” dedi. Yatakta çırılçıplak, kalçasında sadece havlu serili halde, yüzüstü yatıyordu. Ben masaja başlamadan, “Şimdi masaj yapıyorum da, ablam gelirse ne olacak böyle? Ablama laf anlatmamız zor olur, bana kızar!” dedim. O da, “Yok, ablan otelde birkaç eski aile dostlarını bulmuş, sen de tanırsın onları, yemeğe davet etmişler, onların yanına gitti, akşamdan önce dönmez!” dedi. “Tamam ozaman!” deyip bütün malzemeleri hazırladım. 

Önce İrem’in kolunu bir süre ovduktan sonra, elime yağlardan alarak sırtını yağlayıp masaj yapmaya başladım. Sırtına masaj yaparken o gevşiyor, arada sadece biraz inilti çıkartıyordu. Ben de bu arada çıkardığı ve sandalyenin üstüne koyduğu iççamaşırlarına bakıyordum ki, İrem, “Hep sırtıma mı yapacaksın? Rica etsem tüm vücuduma yapsan? Yol çok yordu gerçekten!” dedi. “Tamam, o zaman bacaklarına geçiyorum, olur mu?” dedim. Gülerek başını salladı. Bacaklarına yağı döktükten sonra yine masaj yapmaya başladım. O kadar güzel bacakları vardı ki inanamazsınız. Benim de bu arada sikim kalkmaya başladı, beyaz dar bir şortum vardı altımda. İrem bana bir şey söylemek için döndüğünde yarrağımın kalktığını görmüş olmalı ki, “Ne oldu? Senin ufaklık hareketlenmiş!” dedi. Utandım cevap veremedim. “Ali sana bir şey soracağım, ama doğru söyle, burada biz bizeyiz, hiç aşağıda müşterilere masaj yaptıktan sonra seks hizmeti sunuyormusunuz?” dedi. Ben utanarak, “Evet.” diyebildim. İrem gülerek, “Tahmin etmiştim! Peki buraya gelirken benim hakkımda düşündün mü öyle bir hizmet?” dedi. Utana sıkıla, “Evet.” diyebildim yine. O da kahkahayı patlattıktan sonra, “O zaman ben de o seks hizmetinden istiyorum!” dedi. Ben beynimden vurulmuşa döndüm, “Ne? Nasıl?” dedim. İrem de kalçasındaki havluyu atarak, “İşte böyle! Hadi göster bakalım marifetlerini!” dedi... 

Bende artık ipler koptu. Hemen kalçalarına yağı döktüğüm gibi ovmaya başladım. Ama sert sert ovuyordum, arada poposuna tokatlar atıyordum. Ardından amına kadar inip, parmağımla amının dudaklarına ve klitorisine dokunuyordum. Bir süre oraya masaj yaptıktan sonra onu sırt üstü yatırıp, başının arkasına geçtim. Sikim onun başına değiyor, ben ise başının arkasından göğüslerine ve karnına uzanıp masaj yapıyordum. Birden elini sikime atarak dokunmaya ve oynamaya başladı. Ardından şortumu indirdi. İçimde boxer olmadığı için sikim bir anda fırladı. Sikim büyük olduğu için İrem bir anda irkilse de, hemen sonra eline alıp sikimi sıvazlamaya başladı. Ben ise uçuyordum resmen ve artık masajı bıraktım ve eğildim, öpüşmeye başladık... 

Ben o aldığım zevke delice öpüyordum İrem’i. Dillerimiz sürekli birimizin ağzında birbiriyle buluşuyordu. 10 dakika kadar öpüştükten sonra İrem yatakta doğruldu, sikimi eline alıp sıvazladı ve önümde diz çökerek bir hamlede ağzına aldı sikimi. Hızlı hızlı yalıyordu, aynı anda sıvazlayıp, bir yandan da taşaklarımı avuçlayıp sıkıyordu. Ben heyecandan fazla dayanamayıp ağzına boşaldım. Hiç ters tepki vermeden döllerimin hepsini yuttu. Ardından yatağa yatırdım İrem’i ve göğüslerini ovmaya başladım. Tabii bu arada yine öpüşüyorduk. O ise elini taşaklarımda, sikimde gezdirip sıvazlıyordu. Dudaklarından göğüslerine inip, o koca göğüslerini öpmeye, yalamaya ve emmeye başladım. Uçları dikleşmişti. Sikim yine hareketlenmeye başladı ve sikimi göğüslerinin arasına koyup git gel yapmaya başladım. Göğüsleri yağlı olduğu için aralarında kayarken çok zevk veriyor ve bu da beni daha fazla azdırıyordu. Göğüslerini sikmeyi bırakınca biraz yukarı kaydım ve taşaklarımı bir süre yalattıktan sonra 69 olduk. O benim yarrağımı ve taşaklarımı yalıyor emiyor, ben de onun amını yalıyordum. 

İrem amını ağzıma bastırarak ileri geri salınıyor ve kasılıp titreyerek Orgazm oluyordu. Ama ben yeni boşaldığım için daha gelmiyordum. 15 dakika kadar amını yaladıktan sonra İrem üstümden kalktı ve yatağa sırtüstü uzanıp, bacaklarını ayırdı, “Hadi, gir içime artık!” diye inledi. Amına bir tükürükle yarrağımı dayadım ve bir anda bastırıp kökledim. Amını çok siktirdiği belliydi, çünkü çok dar değildi ve çok büyük bir çığlık atmamıştı. Ben bundan da cesaret alarak artık sert sert sikiyordum İrem’in amını. Taşaklarım yağlı kalçalarına çarptıkça, Şak şak şak sesler çıkartıyordu. Bizim iniltilerimiz de o çıkan seslere karışıyordu. Ama hiç durmadan hızlı hızlı sikmeye devam ediyordum. 20 dakika kadar siktikten sonra amından çıkıp göğüslerine boşaldım. 

Yatakta yan yana oturup birer sigara yaktık ve ben Mini-Bar’dan iki bira açıp yanına geldim. İremle biralarımızı içerken, İrem bana, “Teşekkür ederim canım, bu hizmeti en son bana eski sevgilim sunmuştu, ama seninki kadar güzel değildi!” dedi. Ben de ona teşekkür ederek, onun güzelliğinden falan bahsettim, iltifatlar ettim. Biralarımız bitince gelip benim kucağıma oturdu ve yüzü bana dönük bir şekilde öpüşmeye başladık tekrardan. Benim sikim hareketlenip tekrardan amına temas etmeye başlayınca, sikimi eline aldı ve bir süre sıvazladıktan sonra bacaklarını iki yanıma atarak, sikimi amına yerleştirdi ve üstüne oturup hoplamaya başladı. Sertçe hopluyor, inliyor, arada böğürerek resmen Orgazm oluyordu. Ben ise onun göğüslerini yoğururcasına sıkıyor, emiyordum... 

Sonra yarrağımın üstünden kalktı ve yine ağzına alarak emmeye başladı. 5 dakika kadar emdikten sonra, “Arkadan da yapmak istermisin?” dedi. “Delimisin, tabii ki çok isterim!” dedim. İrem hınzırca gülümseyerek önümde domaldı. Ben onun göt deliğini yalarken bir yandan da yağları kalçalarına sürüyordum. Göt deliğine de biraz sürdükten sonra yarrağımı dayadım ve bir anda yine ittirerek götüne biraz girdim. Yarrağım kalın ve büyüktür, o yüzden alırken zorlanır diye düşünmüştüm, ama orospu galiba daha önce götten de çok siktirmişti ki, yağın yardımıyla da tamamını zorlanmadan aldı. Götüne sert sert git gel yapmaya başladım. Kasıklarım götüne çarptıkça götü dalgalanıyordu ve ben de bundan çok zevk alıyordum, arada kalçalarını tokatlıyordum. 15 dakika kadar götünü öyle siktikten sonra, ben götünden çıktım ve yatağa yatıp onu bana sırtı dönük üzerime alıp, yine götüne yerleştirdim. Sert sert hopluyordu. Çok geçmeden ben götünün içine boşaldım. Fakat hiç çıkarmadan götünü sikmeye devam edecektim... 

Sikim götündeyken yanıma alıp yan yatırdım ve pompalamaya devam ettim. Bir süre de bu pozisyonda götünü siktikten sonra tekrar domalttım. Fakat bu sefer belini kırdım ve kalçaları iyice meydana çıkmıştı. 20 dakika kadarda öyle siktim götünü ve boşalacağım zaman çıkarıp, o harika kalçaların üstüne boşaldım. Sonra birlikte banyoya girdik. Duşumuzu aldıktan sonra, ben işime, o da uykusuna geri döndü. 

[Ali] 

Götten Verdim Büzüğümü Kapatamıyorum!

Lisede okurken, kankam Meral ile çıkmasına rağmen, Emre benim hoşuma çok giden birisiydi. Meral kısa boyluydu, Emre ise çok uzundu, yakışmıyorlar diye düşünüyordum ve bu beni çok mutlu ediyordu. Meral Emre’yle çıkmaya başladıktan sonra, bana çok gıcık verici davranıyordu, onların ayrılması için dua eder olmuştum. Bunu neden istediğimi bilmiyordum, Emre’de bir çekicilik vardı. Ve çıkmaları pek uzun sürmedi, ayrıldılar. Tabi ayrıldıklarına en çok ben sevinmiştim... 

Okuldan arkadaşlarla bir gün dışarda akşam yemeği düzenledik. Emre yanıma oturmuştu, bana samimi davranıyordu. Tabiki ben de onu kendime bağlamak için elimden gelen herşeyi yapıyordum, elini masa altından tutup, kimseyle ilgilenmemesini, sadece bana bakmasını sağlıyordum. Çünkü tam karşımda, Canan isminde başka bir kankam vardı ve o da Emre’ye felaket tutulmuştu (Bunu bana Canan kendisi itiraf etti.) Ne yapsam bilmiyordum, Emre’yi bir şekilde kendime bağlamalıydım. Yemekler yendi, çaylar kahveler içildi, hesaplar ödendi, evlere doğru yola koyulduk. Emre yanıma geldi ve belime sarıldı, “Boyun da iyi uzunmuş!” dedi. Ben de, “Gerçekten iyi mi?” deyip trip yapmak istedim ve yanından uzaklaştım :) O da bir centilmen erkek gibi yanıma geldi ve yanağımdan öptü. İşte aşk ateşim ona karşı burda başladı. Sanki 40 yıllık erkeğimmiş gibi beline sarıldım, o da boynuma sarıldı. Usulca ona fısıldayarak, “Sen çok tatlısın!” dedim ve bu bizim aşk ve sex maratonumuzun başlamasına sebep oldu :) Aradan aylar geçti ve Emre’yle ilk öpüşmelerimizi yaşadık. Bu arada Emre 1.94 boyunda, 80 kilo civarında, iri yapılı, normal derecede kaslı birisiydi. Ben ise 1.80 boyunda, 58 kiloda, ince sayılabilecek bir bayanım. Kalçam biraz çıkık ve göğüslerim 85 B ölçülerinde. 

Lise bitti, benim kazandığım üniversite Emre’ninkinden başka şehirde olduğu için, gizli saklı oraya benimle beraber gelmek zorunda kaldı. Üniversiteden kızlarla ev tutmuştuk. Bir seferinde Emre yine benim yanıma geldiğinde, o gece evde diğer kız arkadaşlarım olmadığı için çok mutluydum. Emreyle birşeyler yaşayabileceğimi düşündüm. Ona çok güveniyordum, çok efendi, çok düzgün bir insandı çünkü. Ona arkadaşımın yatağını verdim. Yataklar karşılıklıydı. Emre uyumuyordu, sigara içiyordu. “Aşkım uyumuyormusun daha?” dedim. “Yolculuk fazla yordu, 1 sigara daha içip yatacağım!” dedi. “Aşkım lütfen uyu artık!” dedim ve arkamı döndüm. Sigarası bitince kalkıp yanıma geldi, “Kızdın mı?” dedi. “Hayır.” dedim. “Ben de gelip yanına yatmayı düşünüyordum!” dedi. İlk defa bir erkeği yatağıma alacaktım. Tamam, sevgilimdi, beni ilk öpen de oydu (Bilmem inanırmısınız, ama ondan önce hiç öpüşmedim, ilk onunla öpüştüm!). Almalımıydım yatağıma diye çok düşündüm ve sonunda, “Gel hadi!” dedim... 

Girdi yanıma ve bana sıkıca sarıldı, öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Tanrım bu nasıl bir duyguydu, resmen ıslanmaya başladım. İşin daha ileriye gitmesini engellemek için, nazlanarak, “Yeter bu kadar! Uyu hadi!” deyip arkamı döndüm. Bu sefer arkamdan sarıldı. Siki kalkmıştı, kalçamda hissettim, resmen zorluyordu. Heycandan nefes alışverişim değişti ve kendimden geçtim. Ben de kendimi ona doğru iyice bastırıp uyumaya karar verdim. Ve öyle de oldu, sarılıp uyumuşuz. Sabah uyandığımda Emre arkası dönük yatıyordu. Uykusunun çok derin olduğunu biliyordum, çünkü ne zaman sabahları telefonla arasam asla uyanmazdı. Şeytan dürttü sikine bakmak aklıma geldi. Elimi pijamasından içeriye doğru yavaşça soktum. Sikini avucumun içinde hissetmek güzeldi. Emre’nin birden kımıldamasıyla hemen elimi çektim. Emre uyanır gibi oldu ve “Aşkım noldu?” dedi. “Birşey yok aşkım, sadece sarılıyordum!” dedim. “Hıı, tamam...” dedi ve tekrar uykuya daldı. Doğrusu çok korkmuştum acaba farketti mi diye... 

1 saat kadar sonra kahvaltıyı hazırlayıp onu kaldırdım ve beraber mutfağa geçtik. Kahvaltımızı yaparken, kafamda hep (Gece acaba neden ileri gitmedi?) sorusu vardı. Ona beni çekici bulup bulmadığını sordum. O da, “Aşkım benim için çok çekicisin, ama ben sen istemediğin müddetçe sana birşey yapmayı düşünemem. Yani bunu ne manada sordun bilmiyorum, ama ben seks delisi bir insan değilim, yalnızca zamanını beklerim, bazı şeylerin iki tarafın isteği ile olması önemli...” dedi. Bu benim için yeterli bir cevap olmuştu. 

Kahvaltıdan sonra ikili koltuğa uzandı, ayaklar dışarda. Ben de çapraz girdim koltukla arasına, TV izledik. Sevişme sahnesi bol dizilerden izliyorduk. Etkilendim ve onu öpmek istedim. Keşke istemeseydim, olan oldu ve uyuyan Emre’yi uyandırdım sanırım. Sevişirken göğüslerimi ilk kez elledi ve çok etkilendim. Sonra elini aşağılara götürdü. Ben bunun olmasını istemiyordum, çünkü daha bakireydim. Elini amıma götürdü ve külodumun üstünden ellemeye başladı. Zevkten başım dönüyor, kendime hakim olamıyordum. O amımla oynadıkça, içim alev alev yanıyordu. Sonra elini külodumun çine soktu ve biranda çıkarttı, “Bu ne lan?” diye pedimi almış, bana gösterdi. Elinden pedi aldım hemen kültablasına attım. Çok utanmıştım, ama Emre gülüyordu. Çok şakacı ve haylaz bir karakteri vardı. Ona sarıldım, “Aşkım ne olur gülme!” dedim. Bana, ilk kez denk geldiğini söyledi. Şüphelendim, acaba başka kadınlarla da yattı mı diye. 

O gün dışarı çıktık, akşam yemeğini dışarda yedik, gece geç saatlere kadar gezdik dolaştık ve eve geldik. Saat gece yarısını biraz geçmişti, uyumak istediğini ve salondaki yatağa yatmak istediğini belirtti. Oysa ben bu gece de benim yanımda yatar düşüncesine girmiştim. Ama bozuntuya vermedim, “Tamam!” dedim. İçerden 2 yastık ve büyük bir battaniye getirdim. Elimde 2 yastık görünce, “Aşkım sen de mi yatacaksın?” dedi. “Evet aşkım!” dedim ve ışığı söndürüp yanına yattım. Uzun uzun öpüşüp sevişmeye başladık. Yarım saat sonra battaniyenin altında ikimiz de çırılçıplak olmuştuk ve artık sikine dokunma fırsatım kolaylaşmıştı, aldım elime, dokundum. Elledikçe elimde büyüyen bu şey bana okadar büyük gelmeye başladı ki anlatamam! Sikine dokunmamdan çok zevk alıyor olmalıydı ki, bana: 

Aşkım biraz oyna, yukarı aşağı yap! dedi.
- Aşkım yaparım da, çok büyüdü bu! 
Korkmana gerek yok, sana zarar vermem! dedi.
- Bundan eminim de, kaç cm bu? (Lisede kızlar anlatırdı, işte 15-17 cm büyük sayılır diye.)
19 cm! dediğinde çekinmiştim. 
Ne oldu? Sustun? dedi
- Şaşırdım, ilk kez elliyorum da!
Neden kaç cm diye sordun ki? dedi.
- Amaan aşkım, Lise muhabbetleri işte, bilmiyormusun? 
Hımm... dedi sinsice. 

Acaba beni yanlış mı algıladı diye düşündüm. Neyse, ben sikiyle biraz daha oynadım. Sonra bana, “Üstüne çıkabilirmiyim?” dedi. İzin verdim, bacak arama girdi ve “Sikimin sadece başını amının ağzına koyacam, korkma tamam mı?” dedi. “Tamam!” dedim ve o iri şeyin başını amıma yasladı. Birden kendimi geri çektim, sokmasından korkmuştum. “Sakin ol aşkım, sokmayacağım!” dedi. Sikinin başıyla amımın dudakları arasında yukarı aşağı oynuyordu. Sonra sikinin başını amımın deliğine biraz soktu ve “Tamamdır, daha fazla sokmayacağım!” dedi ve üstüme yatıp öpüşüp sevişti benimle. Daha fazla sokmadığı için çok mutlu olmuştum, ne diyeceğimi şaşırdım, ama çok zevk alıyordum... 

Sonrasında bana, “Aşkım canım çok istedi, kendini hazır hissedersen yapabiliriz!” dedi. “Biraz acele ediyorsun!” dedim. “Hayır, arkadan da olur...” dedi. Lisede birkaç kız arkadaşım arkadan yaptıklarını ve canlarının çok yandığını söylemişlerdi. Ama ozaman Liseydi, ben şimdi Üniversitedeyim ve beni ilk öpen, beni kendine bu denli aşık eden bu adama nasıl arkadan vermeyeyim diye düşünüyordum. “Tamam yap! Ama acımaz dimi?” dedim. “Merak etme!” dedi ve yataktan kalkıp çantasını aldı, içinden prezervatif çıkarttı. Bilmezmiş gibi, “O ne aşkım?” dedim. “Aşkım temizlik ve korunmak herzaman için önemlidir!” dedi. “Hımm...” dedim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve merakla olacakları bekliyordum. “Vazelinin varmı?” dedi. “Var!” dedim, odadan gidip aldım geldim. Bu arada evin içinde çıplak dolaşma keyfi bambaşkaymış :)) 

Vazelini verdim, beni yüzüstü yatırdı ve götüme sürmeye başladı. Değişik bir duyguydu. Parmağını büzüğümden içeri sokmaya çalışıyordu. Ben de biraz sıktım sanırım. “Sıkma kendini!” dedi ve saldım. Parmağı girmişti. Parmağı girdiyse, siki de girer diye düşündüm. Az sonra 2 parmağını soktuğunu söyledi, sonra da 3 parmağını. İlk başta götümün parmaklanması biraz tuhaf geldi, fakat sonradan zevk almaya başladım. Üstelik hiç acı duymadım. Çok profesyonel olmalıydı. Mutlaka benden önce başkalarını da sikmişti. Dayanamadım sordum: 

- Aşkım daha önce başkalarını da yaptın mı?
Evet aşkım yaptım! dedi.
- Onları da mı arkadan yaptın?
Hayır! dedi.
- Peki beni neden beni arkadan yapıyorsun?
Sen bakiresin de ondan! dedi.
- Aşkım yetmezmi bu akşamlık?
Aşkım yapmadım ki daha! dedi.
- Arkam zonklamaya başladı aşkım!
Merak etme birazdan geçer! dedi. 

Işığı yakmamı istedi. Ben ışığı yakınca işte o bilek gibi sikini nihayet görebilme şansım oldu. Karanlıkta ve battaniyenin altında elimdeyken boyutunu farkedememiştim, ama şuan çok korkmaya başladım. Tedirgin bir şekilde yanına geldim. Çıkarttı prezervatifi bana verdi ve takmamı söyledi. “Nasıl takacağımı bilmiyorum!” dedim. Bana takma şeklini gösterdi. Ucunu sıktım ve aşağı doğru zorla sürükledim. Siki çok ihtişamlı görünüyordu. Prezervatifi taktıktan sonra ağzıma almamı istedi. Dilimi değdirdim, muz tadı vardı, şaşırdım, “Aşkım muz kokuyor bu, tadı da muz gibi!” dedim. “Sen yala, bak çok hoşuna gidecek!” dedi. Yaladım. Gerçekten muz yalar gibi oluyordu :)) 

Az sonra, “Tamam yeter bu kadar!” dedi ve beni yüzükoyun yatırdı yine ve canımın yanacağını söyledi ve kendimi sıkmamam için de defalarca tembihledi ve ikna etti. Çünkü canımın yanmasından çok korkuyordum. Sikinin başını götümün ağzına yasladığında çok korkmaya başladım ve bir ara bunu yapmamam gerektiğini düşünmeye başladım, çünkü o koca şey nasıl girecek diye hesaplıyordum. Ama ona güvenim de sonsuzdu. Götüme biraz zorladıktan sonra sikini amıma bastırdı, biraz amımın ağzında oynattıktan sonra tekrar götüme bastırdı. Göt deliğim ile amımın deliği arasında gitgel yapıyordu. Ben amıma girmez herhalde diye düşünüyordum, fakat her seferinde biraz biraz sokuyordu ve ben bunu hissediyordum. “Aşkım amıma sokma!” dedim. “Sokmuyorum aşkım, sularını alıyorum, kaysın diye!” dedi. Bunu tecrübesiz olduğum için anlamamıştım, ama ilerleyen dönemlerde anlayacaktım... 

“Artık vakti geldi sanırım!” diye mırıldandı ve sikinin başını götüme iyice bastırdı. Canım çok yanmaya başlamıştı, resmen o koca kafalı şeyi zorlayarak götüme sokmaya sığdırmaya çalısıyordu. “Aşkım yavaşşşş!” dedim. “Sakin ol! Sıkma kendini!” dedi ve itekledi ve girdiğinde, “Oohhh!” dedi. Bitti sanıp ben de bir oh çektim. Kımıldamadan durdu ve “Aşkım tamam bak bu kadardı!” dedi. Ben de bütün sıkıntı bu muydu diye düşündüm. Fakat sonra bir anda sertçe yüklendi ve daha da girmeye başladı. Santim santim ilerliyordu. Sanki bağırsaklarımı yarıyordu o koca şey. O an zevkle karışık hissettiğim o acıyı tarif edemem (Yaşayanlar bilir, iri bir aletin götü parçalamasını!). “Aşkım yeter, sokma daha fazla!” dedim ve kafamı öevirip arkaya baktım, fakat daha neredeyse yarısı duruyordu. Ağlamaya başladım, belki acır da yapmaz diye. O ise, “Aşkım dur, az kaldı!” dedi ve çıkarttı, tekrardan yüklendi... 

Canım çok yanıyordu, çığlık atmaya başladım acıdan. “Tamam bu kadardı, sonuna kadar girdi!” dedi. Resmen midemde hissediyordum sikinin nabız gibi atışlarını. Ensemi, boynumu ve omuzbaşlarımı öpmeye başladı. Acım yavaşça geçmeye başlamıştı. “Aşkım senin göt te çok darmış ama haa!” dedi sinsice gülerek. Bu hoşuma gitmişti. Sonra birden çekti tamamen çıkarttı sikini. Resmen hava girdi götümden içeriye. Ben daha kendime gelemeden tekrar kökledi. Nasıl bağırdım ama, yastığı sıkmaya başladım. O ise hızlı hızlı sokup çıkartıyordu. Birkaç dakika çok canım yandı, ama sonrasında inanın aldığım zevk bambaşkaydı. O iri şey nasıl da rahatça kayıyordu götüme ve beni uçuruyordu... 

Yaklaşık 20-25 dakika boyunca amımı okşayarak sikti götümü ve ben o sırada 2 sefer şiddetlice boşaldım. Sonunda o da gelmek üzereydi, “Aşkım ağzına mı boşalayım, yoksa içine mi?” dedi. Ağzıma almak istemediğim için, “İçime boşal!” dedim. O da, “Geliyorum!” dedi ve kökleyip sarıldı bana. Prezertaviften de olsa, içimde sıcacık birşeyler hissettim. Boşaldıktan sonra içimde öyle kalması beni resmen çok mutlu etmişti. Az sonra tam çıkartmaya kalktığında, “Aşkım çıkartma, içimde kalsın!” dedim. O da, “Olmaz aşkım, prezervatif çıkar, döller dışarı akar!” dedi ve sikini çıkarttı götümden. Döndüm baktım, prezervatif kan içindeydi. Elimi götüme attım, resmen çay bardağının ağzı gibi açılmıştı ve büzüğüm kapanmıyordu. “Aşkım ne yaptın böyle yaa?” diye ağlamaya başladım. O da, “Aşkım normal!” dedi. “Böyle mi kalacak bu?” dedim. “Hayır, kapanır!” dedi. “Kanıyor!” dedim. “Normaldir, birşey olmaz, alışır!” dedi ve mutfaktan bir bardak su getirdi, içip sakinleşmem için. Sonra banyoya gitti... 

Geldiğinde temizlenmişti. Prezervatifin dışını yıkamış, ağzını da bağlamış, “Hiç sperm gördün mü?” diye bana gösteriyordu. Resmen yarısına kadar dolu bir balon parçası gibi duruyordu ve iğrenç görünüyordu. Fakat onu mutlu ettiğim için kendimle gurur duydum... 

“Hadi banyoya!” diyerek beni kaldırdı ve kucağına aldı. Götüm çok yanmaya başlamıştı. Banyoya geldiğimizde küvetin yarısı dolmuştu ve halen dolmaya devam ediyordu. Beni klozete oturup, “Yıka arkanı!” dedi. Yıkadım. Ellerimi de yıkattırdı ve sıcak küvete beni yatırdı. Götüm resmen çayır çayır yandı acıdan. Kendisi de yavaşca yanıma geldi ve amımı ellemeye başladı. Öyle narin seviyordu ki beni, bu duyguyu ona yaşattığım için teşekkür ediyordu. Sonra beni güzelce sabunlu lifle yıkadı. Sonra küvetin suyunu boşaltıp beraber duş aldık çıktık. Banyodan çıkarken tekledim. Beni tuttu ve “Ne oldu aşkım?” dedi. “Yürüyemiyorum, çok acıyor!” dedim. Aklıma Lisede kızların anlattıkları geldi o anda. Söyledikleri doruydu, fakt sanırım benim için bu ağrı bayağı büyük olacaktı. Emre beni kucakladığı gibi yatağa kadar götürdü ve üzerine bıraktı. Emre’mle çırılçıplak yattık... 

Tabiki hikayem burada bitmiyor, ilerleyen haftalarda ve aylarda bunun gibi 15-20 sefer götümü kanata kanata sikti. Her seferinde de götümün çok dar olduğunu, başka biri olsa bu kadar kanamayacağını söyledi. Emre’yle evlenmeyi düşünüyordum, fakat ailem Emre’yi istemedi ve ayrıldık. Ama onun bana bıraktığı bir hatıra var: Büzüğümü tam kapatamıyorum ve osuruğumu tutamıyorum. Ömür boyu da çekecem bunun sıkıntısını galiba. (Benim gibi götü çok dar olan kızlara kesinlikle anal ilişkiyi önermiyorum! Hele hele yarağı çok büyük birine asla götten siktirmeyin!). Tabi Emre’nin bana bıraktığı bir de vazgeçilmez bir istek var: Götten sikişmeye acayip alıştım, önüme gelen her erkekle yatma ve götümü siktirme isteği duyuyorum. Fakat Emre’den sonra kimseyle sikişmedim. Ailem beni yakında evlendirmek istiyor, köyden birisi varmış. Ozamana kadar da pornolarla ve seks hikayeleri ile idare ediyorum ve götüme değişik cisimler sokarak kendimi tatmin ediyorum. 

Bu hikayemi yazarken bile götüm çok kaşındı. Offf off! Neredesin Emre??? 

[Selvi] 

Kocam Boynuzlanmayı Hak Etti!

Merhaba arkadaşlar, bu siteyi uzun zamandır beğenerek okuyorum. Adım Nurhayat, 38 yaşındayım. Düsseldorf’ta yaşıyorum. Görücü usulü evlendim. Ben Karadeniz bölgesinde yaşayan, fakir bir ailenin en küçük kızı idim. Hali vakti yerinde diye beni şuanki kocama verdiler. Kocam kısa boylu, göbekli, saçı baya dökülmüş biri. Ben ise nerdeyse ondan uzun boylu, güzel bir vücut sahibi bir bayanım. Evlenene kadar hiç kimse ile ilişkiye girmedim. Uzaktan beğendiğim erkekler olmuştur ama, öyle konuşmadan fazla hiç asla ileri gitmedi. Elimden bile tutturmadım. Sex konusunda hiç tecrübem yoktu yani. 

Almanya’da düğün yaptık ve gerdek gecesi kocamla ilk yatmamız çok kötü geçti. Kocam, şimdi anladım ki, hem Penisi küçük, hem de kadının zevkini hiç düşünmez bir insanmış. Doğru dürüst sarılıp öpmeden direk içime girdi ve kızlığımı bozup, 3 dakika sürmeden içime boşaldı. İnanın ne olduğunu bittiğini anlamadım bile. Sadece kendi kendime, (Hepsi bu mu? Yani kız arkadaşlarımın ballandıra ballandıra anlattıkları bu mu?) diye düşündüm. Günlerim ve gecelerim iyice ızdırap olmuştu. Sonra ilk çocuğumu dünyaya getirdim ve aradan pek fazla geçmeden ikinci çocuğumu. Çocuklar büyüdü, ama ben halen ne kocamdan nede hayatımdan hiç zevk almadım. 

Kocamın kendine ait işyeri açması onu çok değiştirdi. Bencilliği yetmezmiş gibi, birde kendini çok yükseklerde görmeye başladı ve bu hali dahada çekilmez etti onu. Sex hayatımız 2 haftada nerdeyse 1’ e düştü. Kocamın dışarılara gittiğini biliyordum, ama inanın tek benden uzak dursun da, ne yaparsa yapsın diyordum. 

Bir ara kadın arkadaşlarla gün yapmaya başladık. Benim için bir değişiklik oluyordu. Kadınlar bana hep imrenirdi. Arabam vardı, param vardı, ama mutlu olmadığımı kimse bilmiyordu. Konu bazen Sex’ten açılınca, kadınlar öyle şeyler anlatırdı ki, inanın tabiri caizse öküzün trene baktığı gibi bakardım. Günlerimizi, gece Türk restoranlarında yaptığımızdan arabayla gidiyordum. Bir gün gece eve dönerken arabamın tekeri patladı. Kocamı aradım, ama maalesef telefonu kapalıydı. Şaştım kaldım. Gece yarısı yol ortasında kaldım. Derken yanıma bir araba durdu. İçerisindeki adama bakınca öyle sevindim ki anlatamam. Kocamın arkadaşı, Hakan. 

“Hayırdır yenge hanım, bir sorun mu var?” dedi. Ben de, “Tekerim patladı, kocama ulaşamıyorum, şaşırdım kaldım!” dedim. Hakan kahkaha atarak güldü, “İlahi yenge, bu mu sorunun?” dedi. Hemen indi arabadan, bagajdan yedek tekeri çıkardı ve 10 dakika sürmeden tekeri değiştirdi. Ona, “Hakan bey çok zahmet oldu, eliniz çok kirlendi, ilerde bir Cafe var, orada elinizi yıkayın, bir de soğuk bir şey ısmarlayım!” dedim, ama zor kabul ettirdim. O önden, ben arkadan Cafeye vardık. Elini yıkadı, masaya geldi. Soğuk birşeyler sipariş verdik. Öyle karizmatik, öyle yakışıklı bir insandı ki, bir de Türk erkeklerinde, kusura bakmayın ama pek bulunmayan efendi ve naziklik vardı ki, resmen mest olmuştum. Cafede çalışan garson kız bile resmen yanımda Hakana asıldı. 10-15 dakika oturup sohbet ettikten sonra müsade istedi ve kalktık. Giderken bana kartını bıraktı, “Olur da kocana ulaşamaz, bir derdin olursa ara, elimden geldiği kadar yardım ederim!” dedi. O gece elimde olmadan onu hayal ederek uyudum. Kocam denen insan müsvettesi ise sabah sormadı bile, gece neden aradın diye. 

Aradan iki gün geçmeden, kocam bir gece beni aradı ve “Ben şu an Türkiye’deyim, haberin olsun! dedi. Son zamanlarda sürekli birşeyler bahane eder ve Türkiye’ye uçardı. Çocuklarım da 3 günlüğüne gitmişlerdi. Kaldım yine yalnız. Çantamı karıştırırken Hakanın kartı elime geçti. Çok düşündüm ve en sonunda, “Selam!” diye mesaj attım. 5 Dakika sonra, Hakan da, “İyi akşamlar, kimsiniz?” diye cevap yazdı. “Nurhayat ben, umarım rahatsız etmedim?” dedim. İnanın heycandan tir tir titriyordum. Ne yaptığımın bile farkında değildim. “Hayırdır, yolda mı kaldınız yine?” diye geri yazdı ve arkasından beni aradı. Laf lafıı açtı, nerdeyse 1 saat sohbet ettik telefonda. Kendimi çok kötü ve yalnız hissettiğimi söyleyince, “İsterseniz birazdan uğrayayım size?” dedi. Ben de biraz çekinmeme rağmen kabul ettim. 

Aradan 20 dakika geçmedi, kapımın zili çaldı. Hakan gelmişti. Kapıyı açtığımda ayaklarım titredi. İçeri buyur edip, çay demledim. Oturduk sohbet etmeye başladık. Nerdeyse tüm hayat hikayemi anlattım. Hakan 1.80 boyunda, çok sportif bir vücuda sahip ve mükemmel konuşmasını bilen bir insan. O konuştukça ben kendimden geçiyordum. Bir ara Lavobaya kalktı ve dönünce direkt yanıma oturdu. Sohbete devam ederken, bir ara elini dizime dokundurdu. Ben tepki vermeyince saçlarımı okşamaya başladı. Ben genç kız gibi utanıp kızarırken, Hakan beni kendisine çekip, önce yanaklarımdan, sonra boynumdan öperken, ürkek kedi gibi titremeye başladım. Vücudum resmen yanıyordu. Hakan sağ eli ile eteğimin altına girdi ve bacak aramı okşamaya başladı. Sonra birden dudaklarımı öpmeye başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum, dilini ağzımın içine sokup öpüyordu beni. Alt dudağımı emip, elini külotumun içine sokunca, titreyerek amımdan sular aktı. Utancımdan yerin dibine geçecektim, ama Hakan normalmiş gibi devam etti amımı ellemeye. 

15-20 dakikaya yakın öpüştükten sonra beni kucaklayıp bir kat yukarı, yatak odama götürdü. Beni biryandan öperek, bir yandan da çırılçıplak soydu. Göğüslerimin arasına kafasını sokup, göğüslerimi ve uçlarını öyle ustaca öpüp emiyordu ki, bir kez daha titreyerek amımdan sular aktı. Bu yaşımda ilk bu gece ve şu an ikinci kez boşalmış ve Orgazm dedikleri şeyi tatmıştım. Göğsümden yalayarak göbeğime, ordan da bacak arama indi. Aman Tanrım, ne yapiyor bu demeye kalmadan, kafasını bacak arama sokup, amımı yalamaya başladı. Amımın ıslak olması umrunda değildi. Öyle yalıyordu ki, resmen uçuyorum sandım. Bir yandan yalıyor, bir yandan da parmaklarını amıma öyle ustaca sokup çıkarıyordu ki, inanın hatırlamıyorum kaç kez boşaldım. 

Bir saat am yalanır m? İnanın yaladı! Perişan oldum iyice. Sonra birden sırtüstü yattı, geriye doğru çekilip sırtını karyolanın baş kısmına yaslayıp, “Sıra sende birtanem!” dedi. Gözüne aval aval bakakaldım. Gülmeye başladı, “Ne o? Hiç yalamadın mı sen?” diye sordu. Kafamı yere eğip, “Hayır, ne yaladım, ne de bu yaşıma kadar amım yalandı!” dedim. Hakan birden, “O kocayın aklını sikeyim, seni hiç sikmemiş desene!” diye argo konuşunca, daha da bir etkilendim. Bu sefer ben onu soymaya başladım. Pantolon, gömlek, atlet derken külotunu bir indirdim... Öyle bir kocaman yarağı vardı ki, kocamınkinin en az 2, bilemediniz 3 katı uzun ve bileğim kadar kalın! Gözüm fal taşı gibi açıldı. Sikinin başını öpüp kenarlarını yalamaya başladım. Öyle tatlı bir tadı ve öyle temiz bir siki vardı ki, bir tane kıl yoktu. “Bebeğim başını ağzına al, dondurma yalarmış gibi!” dese de, başı ağzıma zor giriyordu. 

10 dakika kadar yaladım ve beni yukarı çekti, “Gel sana ata binmeyi öğreteyim!” diye gülerek üzerine aldı ve, “Aşkım ağzına almada zorlandığına göre, amına da zorlanırsın. Sana bırakıyorum, alışa alışa al!” dedi. Amım zaten seller sular gibi akmış, yarağını amıma denkleyip üzerine oturayım dedim, ama nerde. Başı bile girmiyor. Ama Hakan öyle sabırlı, öyle tatlıydı ki, mecburdum onu almaya. Kendimi rahat bırakıp sürekli denedim. En sonunda kafası biraz girdi, ama gözümden de yaş aktı. Ben zorlayıp almaya uğraşırken, Hakan, “Aşkım zorla deneme, bırak o kendiliğinden girer!” dedi ve beni öpmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi ve dudaklarımı öpüyordu. Yarağının kafasına resmen akıyordum. Dediği gibi, kendiliğinden yavaş yavaş girmeye başladı. Sanki kızlığımı bozuyordu, resmen içim yırtılıyor sandım. İnanın, baya sürdü, ama en sonunda içime alınca, kocaman bir ‘Ohhh!’ çekip boynuna sarıldım. Hakan ise, “Bak aşkım, aldın sonunda! Şimdi işi akışına bırak, kendin in kalk!” dedi. O koca yarak içimi doldurmuş, ben ardı ardına Orgazm olurken, dayanamadım başladım inip kalkmaya... 

Ya bir erkek bu kadar kendine sahip olabilir mi? Kocam 3 dakikada biterdi. Hakan beni 1 saate yakın, her pozisyonda, kanırta kanırta sikti, perişan etti. Son sözü, “Korunuyor musun aşkım?” idi. Ben de, “Korunuyorum canım, korunmasam bile doldur içimi döllerinle, kurban olsun Nurhayat bu yarağa!” dememle, sanki hortumdan su akar gibi içime sıcak sıcak döllerini fışkırttı. O boşalırken, ben de son kez gelip dudaklarına yapıştım. Sonra o koca yarağından inip göğsüne yattım. Dünyalar benim olmuştu. “Hakan, yalvarırım, beni kötü bir kadın sanma, kocamdan sonra ilk defa seninle böyle birşey yaşadım, ama inan ki pişman da değilim!” dedim ve sikini bir daha ağzıma alıp, o kol gibi yarağın içinde bir damla döl bırakmadım... 

Sonra beraber kalkıp duşa girdik. Ama inanın yürüyüşüm değişmiş, bacaklarım birbirinden ayrık yürüyordum. Hakan ise gülerek, “Merak etme aşkım, sabaha bir şeyin kalmaz!” dedi ve götümü okşayarak, “Sen daha benim bu yarağı arkana bile alacaksın zamanı gelince!” diyerek gülüyordu. Sabaha kadar Hakan amımı 2 kez daha o koca yarağına doyurdu. Sabah beraber kahvaltı yaptık ve Hakan da evine döndü. O da evli ve çok şanslı bir karısı var. Ben onun evliliğine göz dikmiş bir bayan değilim. Tanrı yuvasını bozmasın, ama beni de yaraksız bırakmasın. O günden beri Hakan’la sürekli buluşup sevişiyor ve sikişiyoruz, ilerde onun o koca yarağını arkamdan da alacağım. Bu yaptığımdan pişman değilim, kocam bunu hak etti... 

Kendinize iyi bakın! (Beyler hanımlarınızı ihmal etmeyin!) 

[Nurhayat]