30 Mayıs 2014 Cuma

Komşumun Oğlu Büyümüş

    35 yaşında ev hanımıyım. Beyaz tenli, bakımlı olmaya özen gösteren bir kadınım. Kocam diş doktorudur, geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrasında artık hayatımız tamamen tek düze oldu. Kocamın kalp sorunları hayatımızı çok sıkıcı ve ağır bir hale getirdi. İlk evlendiğimizdeki sevişmelerimiz hayal olmuştu. Seks yapmadan geçen bir hayat… Kendimi ceset gibi hissediyordum.


          Eski oturduğumuz apartmanda karşı komşumuz olan ve çok sıkı ilişki kurduğumuz bir ailenin oğlu idi Ali. Elimde büyümüştü açıkçası… Artık 24 yaşına gelmiş, evli barklı bir adam olmuştu. İş yaşantısı, okul askerlik derken uzun süredir görmüyordum. Bir gün annemlerden eve dönerken yolda bir araba yaklaştı. İçindeki Ali idi.


          ”Selin abla gel ben götüreyim gideceğin yere ellerin dolu…” dedi. 


          Çok sıcaktı hava itiraz etmedim açıkçası, onu gördüğüme de memnun oldum Ne de olsa uzun süredir görmüyordum, hem arkadaşımın oğluydu. Üzerimde dizlerime karar inen bir etek ve gömlek vardı. Hal hatır sorarken eve geldik. Yukarı kadar çıkardı elimdeki poşetleri. Kapıdan içeri davet ettim 



          ”Şu sıcakta soğuk bir şeyler içmeden gidemezsin” dedim, kırmadı beni. 


          Yalnızdık evde. Çetin hastanedeydi ve akşam yediden önce gelmesi mümkün değildi. Mutfağa geçip bir yandan poşetleri yerleştirirken bir yandan soğuk bir şeyler çıkarıyordum dolaptan. Bir anda arkamda Ali’ yi gördüm. 


          Konuşmaya devam ediyordum ki, birden arkadan bana sokulup boynumu, kulak memelerimi emmeye başladı. Güçlü elleriyle vücudumu sarıp göğüslerimi sıkmaya başladı. Neye uğradığımı şaşırdım bir anda… 



          ”Yıllardır bu anı hayal ettim, seni çok istiyorum Selin abla…” diyordu boynumu yalarken. Karşı çıkıp söylenmeye başladım, 


          ”Saçmalama Ali sen arkadaşımın oğlusun, hem karının, Çetin abinin yüzüne nasıl bakacaksın, evliyiz ikimiz de, git başımdan…” diyordum ama sıcağın ve öpmelerinin etkisiyle azmaya başlıyordum. Sevgiye, sevişmeye aç bedenim alarm zilleri çalmaya başlamış, itiraz, hatta feryat ediyordu.


          Bir an kocam Çetin ve yaşantımız gözümün önüne geldi, günlerim boşa geçiyordu. Ali yalarken boynumu ellerini bacak arama götürüp amımı parmaklarının arasına alıp sıktı bir anda çok sulandığımı hissettim. O da parmaklarının ucundaki ıslaklığı hissetmiş olmalı ki,



          ”Bak sen de istiyorsun Selin abla… Sırıl sıklamsın… Bırak kendini… Benim olacaksın yeter artık sabrım kalmadı, bunun başka yolu yok…” diyordu. Nasıl söylediğimi hala bilemiyorum ama o an fısıltıyla, 


          ”Tamam…” dedim. “İstediğin gibi olsun. Madem bu kadar çok istiyorsun beni…” dedim. 


          ”Sen de istiyorsun Selin abla… Sadece ben istemiyorum..” Doğruyu söylüyordu piç, ben de istiyordum, hem de öyle bir istiyordum ki.. Bir şey söylemeden dönüp boynuna sarıldım, dudaklarına yumuldum arzuyla… Cevabımı böyle vermiştim. O da ahtapot gibi sarıldı sımsıkı… Kemiklerimin kırıldığını zannettim kollarının arasında, öyle sıkıyordu güçlü kollarıyla… Dakikalarca öpüştük, sonra dudaklarını benden kurtarıp nefes nefese,


          ”Yatağına gidelim mi?” dedi. Bir an durdum.


          “Yatağa mı?” diye kekeledim. Bunca yıldır kocamla yattığım yatağa başka bir erkek almak üzereydim. Anladı ne düşündüğümü… Yine sarıldı tüm vücuduyla… Elleri her yerimde dolaşmaya başladı yine… Memelerimde.. Kasıklarımda… Şehvet dalgası yine eline geçirdi beni, nefes nefeseydim, itiraz edecek halim yoktu.


          “Evet… Yatağa…” dedi. “Kocanla yattığın yatakta sevişmek istiyorum seninle… O yatakta sikicem seni…” Dudaklarımı zorla kurtarıp,


          ”Hadi gidelim” dedim ve bir anda kendimi kucağında buldum


Ali’nin. 


          Açıkçası hayat boyu Çetin’in beni iyi sikemediğini düşünüyordum Ali’nin kucağındayken, Ali son şansımdı. Tüm bunları düşünürken Ali ile yine deli gibi soluksuzca öpüşüyor dillerimizi emdiriyorduk birbirimize. Tükürüklerimiz karışmıştı, kendime inanamıyordum. Beni yatağa usulca yerleştirdi ve soyunmaya başladı, 


          ”Seni ben soyacağım…” diye uyardı beni. 



          Bekliyordum üstünü çıkarmasını. Külotunu çıkarırken gözüm sikine gitti bir an, aklımı almıştı Çetin’ in aletinin hem uzunluk hem kalınlık olarak en az iki katıydı. Üstüme çıktı ve yine dudaklarıma yapıştı, soluksuzca öpüşüyorduk deliler gibi.  Boynumu boğazımı yalıyordu. 


          Gömleğimi yırtarak çıkardı hayvan gibiydi, çok azdırıyordu bu sertliği beni. Sutyenimi de ortadan yırtarak göğüslerimi ortaya çıkardığında istem dışı olarak “ohh…” çıktı ağzımdan. Göğüslerime yapıştı ve onları sırayla ısıra ısıra emiyor yalıyordu. Şapırtılar bizi daha da çok azdırıyordu. 


          Göğüslerimden sonra karnımı yalayıp göbek deliğimi diliyle keşfediyordu. İyice sulanmıştım artık. Amımı da yalaması için açıkçası içimden dua ediyordum. Porno filmlerde görüp çok isterdim ama Çetin asla yalamazdı. 


          Eteğimi sıyırıp çıkardı bembeyaz bacaklarımı ve baldırlarımı okşayarak. Külotumla kalmıştım. Külotumun üstüne eğilip dil atmaya başladı amıma. Kıllıydı amım, 


          ”Özür dilerim istersen hemen temizleyebilirim…” dedim, 


          ”Saçmalama, böyle çok daha lezzetli benim için…” diyordu. 


          Kafasını bastırıyordum amıma doğru ki, külotumu çıkardı. Bacaklarımı kısarak gözlerine bakıyordum. Aslında utanıyordum. Gözleri okuyordu, 


          ”Utanıyor musun” 


          ”Evet, daha önce Çetinden başka kimsenin yanında çıplak kalmadım”


          ”Artık kocan benim utanma…” dedi ve sert bir hareketle bacaklarımı ayırıp amımın dışını dillemeye başladı. 


 

          Çok kötü oluyordum. Dilini amımım içine sokmadan aşağıdan yukarı doğru yalıyor, amımın dudaklarını dudaklarının arasına alıp çekiştirip bırakıyordu. Şapırtılar harikaydı, öylesine sulanmıştım ki. Birden kafasını kaldırıp parmaklarıyla amımı ayırdı ortasından ve dilini içine sokmaya başladı. Allahım o ne biçim bir zevkti. Diliyle amımı eşeliyor, içinde sağa sola oynatıyordu. 


          ”Devam et Ali, durma sevgilim erkeğim sensin benim…” diye inliyordum. 


          Açıkçası ne dediğimin bile farkında değildim artık. Dakikalarca yaladı ve artık dayanamayıp, doğruldum. 


          ”Sıra bende…” diyebildim. 


          ”Siki tam başımın hizasındaydı. Geçmişte ben de Çetin’in sikinden iğrenmiştim aslında ama Ali’nin siki gözüme bir yiyecek gibi görünüyordu. Çok sertti, elime alıp sıvazladım önce ve birden ağzıma götürüp emmeye başladım. Sol elimle torbalarını okşuyordum, başını iyice yalıyor dilimle adeta tüm hünerimi göstermek istiyordum. Tamamını ağzıma almaya niyetlendim bir iki sefer ama boğulacak gibi oluyordum. 



          ”Ohh çok güzel yalıyorsun Selin abla…” diyordu. 


          ”Bununla iyice sikeceksin Selin ablanı, tamam mı aşkım?” diye sordum, 


          ”Sabret…” diyordu bana. Sabrım kalmamıştı ama. Taşaklarını sırayla ağzıma alıp çekip çekip bırakıyordum. 


          ”Yeter” dedi ve beni attı yatağa, üstüme çıkıp dudaklarıma yapıştı yine. 


          ”Çok mu seviyorsun öpüşmeyi?” dedim. 


          ”Dudaklarını öpmek için senelerce bekledim” dedi. Elime verdi sikini ve “Sen sok” dedi.


           Elime aldım ve kaydı bir anda içime. Çok büyüktü ve Ali hepsini sokmuyordu içime. Başını çekip çekip sokuyordu milim milim. 


          ”Hadiii… Hızlan artık…” dedim ve ayaklarımı onun kıçına dolayıp kendime çekmeye başladım. Birden tüm gücüyle yüklenip hepsini sokmuştu içime. “Ahhh…” diye bir çığlık attım. 


          ”Bu muydu istediğin?” dedi, 


          ”Evet sevgilim sik beni hadi, doyur Selin ablanı…” dedim. 


          Tüm gücüyle taşaklarına kadar sokup sokup çıkarmaya başladı.



          Deliriyordum zevkten, hiç bu kadar büyüğünü almamıştım içime. Göğüslerimi sıkıp ağzına alıyordu sırayla. Onları ısırıyordu. Ellerimle saçlarını, sırtını ve kıçını avuçlayıp sıkıyordum ben de… İnlemeler odanın duvarlarında yankılanıyordu. Kalktı üstümden ve içimden çıktı. Yatağa uzandı, 


          ”Hadi bakalım Selin abla, göster hünerini…” dedi. 


          Ellerimden tutarak üstüne çıkardı beni… Amımın deliğini ayarladım ve milim milim içime almaya başladım tekrar o kazık gibi siki. Tamamını almıştım içime, muhteşem bir duyguydu. Oturup kalkmaya başladım elleriyle götümü avuçlayıp yoğuruyordu, göt deliğime parmağını sokup çıkarıyordu. Bunlar hiç yaşamadığım şeylerdi. Ağzına verdim göğüslerimi tekrar. 


          ”Ter kokuyor bu beni azdırıyor” diyordu. 


          ”Senin onlar sik beni…” diyordum. 


          Üstünde bir süre kalkıp oturdum ve boşalmaya başlamıştım, taşşaklarına akıyordu beyaz sıvım. Ama o hala boşalmamıştı. 



          ”Kalk…” dedi kalktım, kendimi ona bırakmıştım ne isterse yapıyordum artık. 


          Yan yatırdı beni ve arkama geçti. Boynumu kulak memelerimi yalamaya başladı bir eliyle de göğüslerimi yoğuruyordu. 


          ”Taş gibisin sevgilim…” diyordu. 



          Bacağımın birini hafif kaldırdı ve arkadan daldırdı amıma sikini. Deli gibi girip çıkıyordu öyle hızlıydı ki açıkçası dayanmak mümkün değildi ve bu sırada ikinci kez boşaldım titreyerek. Doyamıyordum yeter demiyordum iki kez boşalmama rağmen. 


          Taşaklarına kadar sokup çıkarıyordu gözümün önü kararmıştı büyüklüğünden ve sertliğinden. Bacaklarının kıllarını beyaz baldırlarımda hissettikçe deliriyordum. Girip çıktıkça nefessiz kalıyordum. 


          Amımdan çıkardı ve amımın dudaklarını sikiyle tokatlayıp sürtmeye başladı sikini. Bir anda içimde büyük bir boşluk hissettim. Kollarımla bacaklarımla sarılıp tekrar içime girmesini istedim,


           ”Hain, ne olur çıkma içimden…” diye yalvardım. Tekrar sokup bir süre daha sikti bu pozisyonda beni. Çıktı içimden ve 


          ”Domal…” dedi. Hemen dört ayak oldum. “Sen sok” dedi yine, elime alıp hafif oynayıp hemen soktum amıma. Deli gibi yükleniyordu. Göt yanaklarımı avuçluyor tokatlıyordu.



          ”Nasıl iyi sikiyor muyum?” diyordu bana.


          ”Harika sikiyorsun… Sakın durayım deme…”


          ”Kocan seni hiç böyle sikti mi Selin abla?” 


          ”Asla, ben hayatımda hiç böyle sikilmedim”


          ”Artık kocan da sikicin de benim…”


          ”Oohhh… Evet… Sikicim sensin… Sik beni.. Sik Selin ablanı… Doyur beni koca yarağınla…”  


          Siki bir görünüyor bir kayboluyordu. 


          ”Sana Selin abla demem hoşuna gidiyor mu hala?” dedi. İnleyerek,


          “Evet… Evet… Abla diye diye delirtiyorsun beni… Ablanı delirtiyorsun sen… Öldürüyorsun zevkten…”


          Açıkçası, yarı yaşımda arkadaşımın oğluyla sikişmek ve beni Selin abla diyerek sikmesi aldığım zevki üç katına çıkarıyordu. Boşalıyordum yine. Artık benim baldırlarım bile beyaz sıvılarımla parlıyordu. 


          ”Az kaldı boşalacağım” dedi. 


          ”İçime boşal sevgilim çocuklarını istiyorum döllerini boşalt amıma…” diyebildim. 



          Bir anda çok hızlandı ve çok daha sert acımasız sokup çıkarmaya başlamıştı ki, sıcak sıcak fışkırmaları hissedebildim. Boşalırken götüme iki parmağını birden sokmuş beni iyice delirtmişti. Sularımız karışmıştı. 


          Kocamın sikini ağzına almaktan, döllerine elimi değmekten iğrenen ben hızlı bir hamleyle döndüm ve sikini ağzıma alıp son kalan dölleri içmeye başladım. Tuzlu bir tadı vardı ama çok güzeldi. Taşaklarına, kasıklarına kadar olan her yerini yalıyor temizliyordum yarağını. 


                          

          Ali ise başımı kavramış itip çekiyordu kafamı karnına doğru. Ağzımı sikiyordu resmen. İyice küçülmüştü artık siki, yatağa uzandık. Bana Çetin’in hiçbir zaman yapmadığı şeyi yaptı ve sikiştikten sonra sımsıkı sarıldı. 


          İşte bu her şeye değerdi, kendimi evli olduğum bunca seneden sonra ilk kez bu kadar kadın hissediyordum. Ali o gün beni dört kere daha sikti. Bir günde beş olmuştu, evliliğim boyunca rekorum günde iki idi. Bunca senede bulamadığım her şeyi birkaç saatte buldum, hem de oğlumun arkadaşında.     


          Yaklaşık üç yıl oldu bu olayın üstünde ve biz hala her fırsatta hiç durmadan bıkmadan sikişiyoruz. Ali beni hayata bağlayan tek şey oldu, ne kocam, ne başka biri, beni asla bu kadar mutlu etmemişti.






Mükemmel Bir Anne

Yıllık iznime çıkmıştım, babam arazi işleri için memlekete gitmiş, bunu fırsat bilen, ayrı olduğu annem akrabaların yanından gelip geçici bir süre tekrar bizim evde kalmaya başlamıştı. Bu da benim için birbirinin aynı geçen günlere bir farklılık katmış, monoton hayatımı biraz olsun hareketli kılmıştı. İşte böyle hisler içinde güzel bir yaz günü dinlenmiş bir zihinle uyanmıştım. Gözlerimi ovuşturdum, şöyle bir gerindim ; odadan çıkıp salona geçtim. Yine tüm gece sıcaktan terlemiş, sırılsıklam olmuştum. Şortumu elleyince sıkılmış bir ifade ile yüzümü buruşturdum annem henüz kalkmamıştı yeni bir şort almak için kaldığı yatak odasına girdim.


          Annem uyuyordu. Hava sıcak olduğundan üzerindeki ince pikeyi atmıştı. Şortu alıp döndüğümde yatağa doğru şöyle bir baktım. Annemin geceliği sağ bacağından neredeyse kalçasına kadar sıyrılmıştı. Hafif yan vaziyette yüzü koyun yatıyordu. Sağ bacağını hafif karnına doğru çekmişti. Sıyrılan gecelikten dolgun, beyaz baldırı meydana çıkmıştı. Etli ve biçimliydi, hiçbir pürüz yoktu. Annemin sıkı kalçalarını gördüm…


          Doğal olarak bakmaktan rahatsız olmuştum. İçimi bir sıkıntı kapladı. Ama nedense belki de sabah sabah böyle bir görüntüyle karşılaşmış olmaktan kendimi alamadım ve göz ucuyla tekrar baktım. Sanki başka biri annemi böyle açık saçık bir pozisyonda görebilecekmiş gibi bu geceliği düzeltme ihtiyacı hissettim. Sanırım biraz  da kendimden utanmıştım.


          Elimle geceliğin kenarından tuttum, aşağı doğru çekerken eteklik kalçasına o kadar yakındı ki hafifçe havalandı. O anda annemin küçük yuvarlak ve sıkı kalçalarını gördüm. Yuvarlak bir karpuzu andıran götü kavisli ve biçimliydi, içine kırmızı dantelli string bir külot giymişti. Bu yüzden tüm hatlarını görmüştüm.


          İki yuvarlağın arasında kaybolan külotun bacak arasına doğru belirginleşen kısmındaki ortası yarık kabarıklığın amcığı olduğu rahatlıkla anlaşılıyordu. Kenarlarından kısa süre önce kestiği kıllar taşmıştı. Tüm bu anlattıklarım birkaç saniye içinde oldu. Öyle büyük bir rahatsızlık hissettim ki geceliğin etekliğini hızla çektim. Annem o anda sırt üstü döndü. Gözlerini bile açmadan :


          - Oğlum… ?”


          - Üzerin açılmış da anne, onu örttüm.”


          - Hımmm sağol, ben de kalkacağım az sonra.”



          Odadan çıktığımda o ana kadar hiçbir hareketlenme olmamasına rağmen hemen ereksiyon oldum. Moralim bozulmuş, yaptığım hiç hoşuma gitmemişti. Salona geçip gazeteyi okumaya başladım. Aradan ne kadar süre geçti bilmiyorum. Annemin mutfaktaki gürültüsüyle irkildim. Çayı ocağa koymuştu. Kafasını uzatıp günaydın dedi. Banyoya geçti. Bir süre sonra mutfaktan kahvaltının hazır olduğu konusunda seslendi. Banyoya girip elllerimi yıkamaya başladım. Elimi yüzümü kuruladıktan sonra yeşil çamaşır sepetinin içinde annemin kırmızı külodu gözüme ilişti. Demek çıkarmıştı. Ellerimi yıkayıp çıktım.


          Kahvaltı boyu aileden, gideceği yerlerden, işyerinden konuştuk. Önce alışverişe çıkacağından bahsetti, ardından akşam için yemeklik bir şeyler bakacakmış, belki eski işyerinden bir kızla buluşabilirmiş… Oysa ki benim aklım tuvalete takılı kalmıştı. Gözümün önüne bir annemin kalçaları birde altındaki o kırmızı külodun çamaşır sepetinin içine fırlatılmış hali geliyordu. Aniden bir şimşek gibi gözümün önüne gidip gelen bu görüntüler iştahımı kapamıştı. Bir yandan gazete okuyup sordum :


          - Duş yapacakmısın ?


          - Hayır dün yaptım…


          - O zaman ben gireyim her gün yıkanmazsam bu sıcakta yapış yapış oluyorum…


          - Beni iki günde bir idare ediyor ama günlük çamaşır değiştiriyorum ben de rahat etmek için.


          Öğlene doğru annem ütüye başlamıştı. Bilgisayar oynarken, bakkala gidip geldiğimde, dergileri okurken üzerimde sürekli bir rahatsızlık hali vardı ve aklım hep banyodaki çamaşır sepetindeydi. Külodu avucuma aldım…


          Kıvrılmış olan külot yine kıvrıla kıvrıla açıldı. Kenarları sateni andıran ipti. Kenardaki iplerden daha kalın ve düz bir kısmı kalçaların arasına giren kısmıydı. Önünü kapatan kısmın üst kısmında bir kurdela vardı. Dantel işlemeleri sıkı bir şekilde örülmüştü. Elimi yüzeyinde gezdirdim. Tam amın üzerine gelen kısıma bir kaç tane kıl takılmıştı.


          Bunlar annemin amının kıllarıydı. Fakat ben o an için bunun başka bir kadının külodu olduğunu hayal ediyordum. Elim pütürlü yüzeyde gezindikçe yarağım kalınlaşmış, kalkmıştı. Külodu avucuma aldım. Diğer elimle pijamamı sıyırdım bir elimle sikimi sıvalarken diğer elimle külodu burnuma doğru götürdüm. Dantelleri yüzüme değiyordu. Gözümün önüne annemin altındaki hali geldi gitti. Sıvazlama hareketim hızlanmıştı.


          Kokladığımda parfüm gibi kokuyordu. İnsanın başını döndüren bir kokusu vardı. İç kısmını çevirdim. Dudaklarıma değdirirken birden dilimi iç kısmına sürttüm. Tatlıyla ekşi arası hoş bir tat ağzıma dolarken şiddetle kasılarak boşalmaya başladım. O beş on saniye içinde hayatımın en müthiş orgazmını yaşamıştım. Boşalırken neredeyse tüm dilimi hafif nemli yüzeye bastırmıştım. Annemin amının tadı ağzıma yayılırken gözkapaklarım kapanıp açılıyor kendimden geçiyordum. Ne yaptığımın farkına anca iki dakika sonra kendime geldiğimde vardım.


          Aslında bu bir iç hesaplaşmaydı. Bir yandan kendime kızıyor diğer bir yandan aklıma geldikçe heyecanlanıyordum. Hemen karara bağlanacak bir konu değildi bu, üzerinde uzun süre düşünüp içimi rahatlatmam gerekiyordu. Ama yapamıyordum. Bilgisayara bir porno taktım…


          Düşündüğümde beni asıl rahatsız edenin annemin bacaklarına ve kalçalarına bakmış olmamdı. Yoksa neticede o külot başka  birinin de  külodu olabilirdi.  Annemle bir alakası yoktu. Eskiden beri iç çamaşırlarını severdim. Bu açıdan baktığımda kendimle barışıyor ama bir süre sonra zihnimde annemin külodundan aldığım tad, dilimden çekip çıkarttığım iki üç tane kıl dağılıyordu. Çok tecrübeli değildim ama kadınların oralarının farklı farklı koktuğunu ve tadının değişik olduğunu duymuştum. Bu sefer de yine kızıyor, bir daha yapmayacağıma kendi kendime söz veriyordum.


          Annem 45 yaşındaydı, minyon, kısa boylu zayıf, siyah saçları,  kahve rengi gözleriyle kumral denilebilecek bir kadındı. Küçük tavuk her zaman piliç misali diriydi. Yaşını çok göstermezdi. Babamla bir süre önce ayrılmış ve bir daha görüşmemişlerdi. İkisiyle farklı zamanlarda bir araya geliyordum.



          İki gün geçmişti bu iki gün boyunca önemsiz günlük işler, akşam yürüyüşleri yaptık. Akşam vakti annem çarşıya çıkacağını söyledi evde tek kalmıştım. Bir süre televizyon izledim. Sonra sıkılınca odama geçip bilgisayara bir porno taktım, filmde iri yarı bir zenci en fazla yirmi iki yaşındaki bir kızı götten sikiyordu. Masturbasyon yapmaya başladım çok heyecanlanmıştım. Birkaç gündür içimi ürperten arzular tekrar meydana çıkmıştı. Arzular ve zevk insanı ele geçirdiğinde uğranan o bilinç kaybı beni sarmış o ana kadar utandığım duygularım bana mantıklı ve açıklanabilir gelmeye başlamıştı.


          Aklıma annemin çantası geldi diğer iç çamaşırları onun içinde olmalıydı, onları görmeliydim. Her yanımı ateş bastı. İçimden kopup gelen bir heyecan fırtınası, kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Sikim irileşmiş, taşaklarım şişmişti. Biraz istemeyerek de olsa annemin kaldığı odaya girdim.


          Önce küçük spor çantayı karıştırdım. İçinde tişörtler ve çoraplar vardı… Bir de makyaj malzemeleri… Büyük bavula yöneldim, açtığımda içinde annemin günlük kıyafetleri, şortları, pijaması ve geceliği vardı. Kenardaki fermuarlı gözü açtığımda gözüme kahverengi kumaş bir torba ilişti, bağcığını çözdüm.  İlk gördüğüm beyaz dantelli bir külottu o anda kalbim duracak gibiydi… Bu nasıl bir heyecan nasıl bir zevkti böyle bir şey yaşamamıştım… 


          Elimi göze sokup ne var ne yoksa çıkarmaya başladım. Önce ön kısmı dantelli ve işlemeli tam amın üzerine gelen kısmından geri kalan kısmı da kumaş olan beyaz bir külot çıkarttım, onu yatağın üzerine bıraktım. Yanına kırmızı tanga dantelli ve işlemeli, kenarları ipten külodu koydum.


          Şimdi de elime siyah kadife bir tanga gelmişti. Parmaklarımı sürdüm. İnsanın içini gıcıklıyordu. Simsiyah ve düzdü sadece tam orta kısmına bir siyah fiyonk iliştirilmişti. Ardından ten rengi şortu andıran bir külot çıkarttım, bir iki tane de düz pamuklu. Alnımdan süzülen terler çeneme akıyordu. Tülden leopar desenli giyildiğinde am, göt ne varsa gösterecek bir külot vardı. Kenarlarına yan yana iki lastik ip atılmıştı.


          En altta sütyenler vardı. Her birinin tek  tek   sütyenlerini  çıkarttım.  Sikimi  çıkarmış sıvazlıyordum. Külotların üzerinde gezinmeye başladım. Çok dayanamayarak şiddetle fışkırtmaya başladım. İç çamaşırlarına gelmesin diye halıya dönmüştüm. Çok müthiş bir boşalma yaşadım. Sarsılmıştım resmen, yığılıp kaldığımda midem ağzıma geldi. Ya annem anlarsa, sırası neydi külotların.


          Panik olmuştum. Ne kadar katlarsam katlayayım aynı halini bulamıyordum, yarım yamalak ta olsa torbayı doldurdum. Beş dakika geçmişti ki kapı çalındı… Gelen annemdi, yüzüm kızarmış bir halde kapıyı açtım. Elinde alışveriş torbaları vardı. Nasıl olduğumu sordu. Geçiştirdim. Akşam olmak üzereydi.  Aradan bir iki saat henüz geçmişti. Telefon çaldı… Annem arayanın abim olduğunu ve bizi çağırdığını söyledi.


          - Başım çok kötü ağrıyor dedim. Sen git.


          - Oğlum ben bu vakitte nasıl gideceğim? dedi.


          - Atlarsın bir taksiye gidersin dedim.


          Annem odaya geçip hazırlanmaya başladı. Onbeş dakika sonra hazırdı. Yola kadar geçirdim. Evde tek kaldığımda üzerimde sarhoşluk benzeri bir hal vardı. Olaylar çok hızlı gelişmişti. Tuhaf fikirler tekrar aklıma gelmeye başladı. İlk seferde yakalanmadığım içimi bir ürperti kapladı. Evet tekrar istiyordum.


           Bir an ne olduğunu anlamadan kendimi yine o bağcığı çözerken buldum. Fakat açtığımda siyah kadife tangası yerinde yoktu. Evet annem az önce hazırlanırken onu giymişti. Annemin altında hangi  külodun  olduğunu bilmek beni bilinmez duygulara sürüklemişti. Diğer çamaşırlarla biraz oyalandıktan sonra, hepsini yerine koydum. Yatağa geçtim. Bir yandan masturbasyon yapıyor diğer taraftan düşünüyordum.


          Annemin şu an benim birkaç saat önce her yerini yaladığım,  sikimi  sürttüğüm külodu giyiyordu. Benim dilimin değdiği yerlere annemin amcığı,  göt deliği değiyordu. İrkildim derin bir vicdan azabıyla birlikte iyice sertleşmiştim. Aklımdan geçirdiğim söz bende güçlü bir arzu uyandırmıştı.  


          Annemin göt deliği… amcığı, evet o benim annemdi ama aynı zamanda bir kadındı. Birden şimdiye kadar anneme hiç kadın gözüyle bakmadığım aklıma geldi. Şimdiye kadar akrabalarımızın kızlarını, arkadaşlarımın kız kardeşlerini, okuldaki hocalarımı, en akla gelmeyecek kişileri bile düşünüp otuzbir çekmiştim. Ama annem, belki de bu yasaklı vucudu düşünmek bu yüzden bana büyük zevk vermişti.


          Fakat birden bire hiç kimse kendi öz be öz annesine ilgi duymazdı. Mutlaka sebepleri olmalıydı. Geçmişi düşündüğümde bu yap boz’un  parçaları  yerli yerine oturuyordu. Annem çok küçükken bizi kadınlar hamamına götürürdü, tüm kadınlar çırılçıplak olurdu. Tabi annemde o zamana ait hiçbir şey hatırlamıyordum ama mutlaka bir şeyler bilinç altıma yer etmişti.


          Ne zamanlarda annemin memelerini,  götünü gördüğümü düşündüm. Şu yaşıma kadar annemin bir çok kez vucudunu görmüştüm. Neden şimdiye kadar dikkatimi çekmemişti ? Hep kafamı çevirmiştim. Ama o anlık görüntülerde kahve rengi dut gibi bir meme ucu, kavun gibi diri bir kalça, baldırlar.  Annemin vucudunun kesitleri gözümün önüne gidip geliyordu. 


          Tabi ya annemle babamın birlikte olduğu zamanlardaki doyumsuz seks hayatları. Babam benim yanımda annemin göğüslerini sıkar, götünü okşardı. Mesela kahvaltıda olduğumuz bazı zamanlarda elini annemin bluzunun içine sokar annemin memelerini sıkıştırırdı. Annemin göğüsleri sütyeninden fırlar. Eliyle bluzunun üstünden düzeltirdi.


          Hatta bir kere tam düzeltirken bluzu göğsüne yapışmış, dik ve dutu andıran göğüs ucu tamamen ortaya çıkmıştı. Yemekler yapılırken annemin arkasına geçer sürtünürdü. Düşündükçe aklıma geliyordu.  


          Gece odada sikişirken yatağın çıkarttığı düzenli gıcırtı annemin derinden gelen inlemeleri, ara sıra duyduğum küfürler. Bir kere yanlışlıkla odalarına dalmıştım. Babamın aleti annemin tam avucundaydı…  Evet, tam avucunda. Babamla oturur saatlerce porno film izlerlerdi. Sonra da seks yaparlardı. Fantezilerimi süsleyecek olan annemle sevişirlerdi… Saatlerce sikişirlerdi, seslerini dinlerdim yatağımda…


          Ya annemin mor renk tül sabahlığı… Normalde vücuduna oturan, biçimli göğüslerinin kavislerini meydana çıkaran bu sabahlık… Işık altında  ya da gün ışığında içini olduğu gibi gösterirdi. Annem bir gün ütü yapıyordu. Odanın ışığı açıktı. Diri ve dik memeleri, kahve rengi halesi ve dut gibi dik meme ucu, mor renk tülün altında olduğu gibi ortadaydı.


          Bana dönüp “şu ışığı kapasana her tarafım meydanda ” demişti.  Evet  anne, her yerin meydandaydı. Annem de iyi  sikilir  dedim. Ohhh…  Amcığını  yalardım, sonra da memelerini. İçine yarağımı sokardım, köküne kadar, domaltır annemi götten  sikerdim. Ohhhhh…    Sikimi  yalatırdım.


          ”Yala anne hadi  yalaa…  taşaklarımı da  yala…  Oohhh…  Anneciğim ne biçim bir orospuymuşsun sen… O külotlar ne öyle…  Biz de seni namuslu bilirdik… Fahişe gibi iç çamaşırların var…  Aahhh anne… Sikiş benimle..”. . 


          Dölerim yatağın üzerine süzülmeye başlamıştı. Çok uzun bir süre fantezilerimi süsleyecek olan annemi ilk defa düşünüp bu şekilde masturbasyon yapmıştım. Sakinleştiğimde kendi kendime kızdım. Ne yapıyordum ben, annemdi o benim… Oysa az önce kurduğum argo cümleler kaç gündür kafamın içinde yer alan soruların cevabını da veriyordu :


          Annemi o sabah gördüğüm tahrik edici durum karşısında, iç çamaşırlarıyla haşır neşir olarak ve onun vucudunu düşünerek annemin kadınlığının kabullenmem, içimde yatan lavların taşmasına, yıllardır içimde biriktirdiğim, kendimden bile sakladığım arzular ve tutkuların açığa çıkmasına yol açmıştı. Belki de yıllardır annem gibi minyon kızların ve kadınların beni tahrik etmesi bundandı.


          Aradan geçen birkaç günde suçluluk duygusuyla ne annemle doğru düzgün konuştum ne de onu düşünerek kendime zevk verdim. Anneme eskiden olduğu gibi davranıyor, birkaç gün önce aklıma gelenleri yok varsayıyordum. O gün öğlene doğru annem temizliğe girişmişti, altında mavi bol şortu vardı yerleri siliyordu. Kapının önüne geldiğimde annemi domalmış bir vaziyette gördüm. 


          Küçük götünün yuvarlakları meydana çıkmış, külodunun izi belli oluyordu. Bacakları iki yana açıktı. Baldırları terden ıslanmış ve gerilmişti. Süt gibi beyaz ve pürüzsüzdüler. Annem yerleri sildikçe kalçası ileri geri hareket ediyordu. Benim kapının önünde durduğumu fark etmemişti. İşte belki birkaç gün önce olsa annemi umursamayacak, bu görüntüden tahrik olmayacaktım. Hafifçe geriye çekilip eşofmanımın içine elimi soktum ve sikimi okşamaya başladım.


          İnanamıyordum annemin götüne baka baka otuzbir çekiyordum. Annem ileri yatıyor, sonra geriliyordu kalçası oynarken götünün arasına doğru girmiş külodunun kıvrıldığını anlayabiliyordum. Kalbim hızla atmaya başladı. Annemin bana döneceğini hissedince parmak uçlarıma basıp odama girdim. Şimdi odamda annemin o halini düşünüyordum.


                     

          Hayalimde… Anneme arkadan yaklaştım, şortunu ve ardından külodunu indirdim. Diz çöküp yarağımı amına yerleştirdim. Ellerimle de memelerini avuçladım. Fantezime göre annem bu sırada yerleri silmeye devam ediyordu. İleri geri hareket ettikçe  sikim  amına girip çıkıyordu. Annem içeride temizlik yaparken ben onu düşünüp asılıyordum. Bir kez daha sarsılarak boşaldım. Hiçbir şeyi düşünmek beni böyle azdırmıyor, orgazm etmiyordu.  Tam o sırada annem seslendi, tül takılması gerekiyormuş. İçeri gittiğimde


          “Ne o terlemişsin?” diye sordu. 


          “Şınav çekiyordum” dedim. Koltuğun üzerine basıp yükseldim. Yukarı çıktığımda annemin askılı beyaz tişörtünden portakalı andıran memelerini uçları haricinde olduğu gibi gördüm. Terlemiş, ıslanmışlardı. İnerken dengemi kaybetmiş gibi yalpaladım ve annemin göğsüne tutundum. Ohhh memesi yumuşacık ve dolgundu. Meme ucu bir mermi gibi elime batmıştı. Annemde refleksle belime dolanmıştı. Annemin göğüsleri benim çıplak göğsüme dayanmış bir anda sarmaş dolaş olmuştuk. İkimiz de güldük.


          Ben hızlıca odama geri döndüm. Çok tehlikeliydi. Annem babamla renkli bir seks hayatı olmasına rağmen bana ve abime karşı her zaman tutucu olmuş, dış çevrede de hanım bir insan olarak bilinmişti. Ve sanırım bana seks açısından bir istek beslemesi imkansızdı. Kendisine baktığımı ya da yaptıklarımı hissederse başım belaya girebilir, çok fazla kızabilirdi yerin dibine geçerdim. Zaten gerçek hayatta annemle ilişkiye girmek aklımın ucundan bile geçemezdi. Bu ensest düşünce benim için fantezi olarak kalacaktı. Bundan sonra annemi düşünecektim ama onu ne gözetleyecek ne de dokunacaktım.


          On gün böyle geçti. Annem akrabalara dönmüş, babam da akşam geliyordu. Babam döndüğünde hayatım eski haline döndü. Yine gelir gelmez başımı ağrıtmaya başladı. Annen hiç eve geldi mi, benim hakkımda konuştunuz mu, geri dönecek mi…?   İşe gidip gelmeye başlamıştım. Annemle ya abimlerde ya işyerinde ya da akrabalarda görüşüyorduk. Aradan bir seneye yakın geçmişti. Bu süre içinde zaten annemle kısıtlı sürelerde on beş günde bir görüşür olduk. Gizli dünyamda anneme ilgim üst noktalara ulaşmıştı ensest vcd’ler alıyor, internette  ensest resimler indirip sitelere giriyor,  başka  ensestlerle  chat yapıyordum. 


          Masturbasyon  yaparken artık yalnızca annemi düşünüyordum. Onu sikmediğim pozisyon hayal etmediğim hal kalmamıştı. Ensest ilişki yaşamak… Babam aradan geçen onca zamana karşı hala annem hakkında kafamı ütülüyordu. Sürekli ardı arkası gelmeyen sorular… Surat asmalar, bazen tartışmalar iyice canımı sıkıyor, bunalıyordum. Artık babam ne zaman bana ne zaman annemden bahsetse ve beni kızdırsa odama çekiliyor annemi siktiğimi ben sikerken de babamın izlediğini düşünüyordum. Bu bir çeşit intikamdı. Böylece bütün sinirim geçiyordu.


          Bütün bunlar olurken gerçek hayatla bu düşüncelerimi tamamen ayırmıştım. Onlar farklı dünyalardı asla bir olamazdı. Ensest ilişki yaşamak öyle hikayelerde olduğu gibi birden bire, kolayca olabilecek bir şey değildi. Çoğunlukla okuduğum hikayelere gülüyordum ne kadar basit anlatımlıydılar ve her şey ne kadar kolay gerçekleşiyordu. Oysaki gerçek hayatta bir red  edilme  ya da fark edilme, ömür boyu sürecek bir rezilliğin kapılarını sonuna kadar açabilirdi.


          İşte bu halde aylar geçiyordu. Bu arada, hayatın garip bir oyunu, son zamanlarda annemde bazı gözle görülür değişiklikler başlamıştı, onu her gördüğümde üstüne başına yeni  bir şeyler  almış oluyordu. Aldıkları genelde askılıklı bluzlar, dar kotlardı. Gittikçe dişiliğini ön plana çıkartıyordu. Artık hayata bakışı değişmiş o karamsar, yorgun kadın gitmiş yerine hayat dolu, gezen, dolaşan, özgür bir kadın gelmişti. Yıllarca babamın baskısı altında yaşayan annem sanırım özgür geçen aylardan sonra kendini bulmuş, rahatlamıştı.


          Annemle ilişkimiz ise nasıl olduğunu anlayamadan yeni bir boyuta girmişti. Bana iltifatlar ediyor ne kadar yakışıklı olduğumu söylüyordu. Birlikte bir yerlere gitmekten bahsediyordu. Beni öpüşü bile değişmişti sanki daha ıslak ve sanki şehvetli öpüyordu. Birlikte kaldığımız zamanlarda aynı yatakta yatmak istiyor ve genelde de yatıyordu. Bu da beni çok zor durumda bırakıyordu.


          Neden böyle olmuştu birkaç sebebi olabilir diye düşünüyordum. Belki kafamı bu düşünceye fazlaca taktığımdan her hareketini öyle yorumluyordum. Ya da annem kendine laf  etmeyeyeyim  diye bana daha yakın ve ilgili davranmaya başlamıştı. Samimi olması gibi bir ihtimal de vardı  tabi ki.  


          Annem işyerime gidip geldikçe istem dışı mahrem yerlerine bakıyordum. Bir gün pembe askılı bir tişört giymişti. Göğüslerinin kenarları görünüyordu. Annem telefon açmak için eğilmişti. Aramızda masa vardı. Fazla olmasa da göğüslerinin bir kısmı daha ortaya çıkmıştı.  Aletim  hareketlenmişti. Annem aniden başını kaldırınca beni görür gibi oldu ama tam emin değildim. Görüşmelerimiz seyrekti, bazen üç haftayı bulduğu oluyordu.


          Bir iki hafta sonra tekrar geldiğinde üzerinde siyah bir gömlek, altında mavi dar bir kot vardı. Gömleğinin üç düğmesi açıktı. Memelerinin kenarları ve siyah sütyeni görünüyordu. Yine telefon etmek istedi eğildi, Ben sütyenini ve portakalı andıran beyaz memelerinin  sütyeninden  taşan kısımlarını olduğu gibi görmüştüm.


          Aklıma bir an geçen hafta benim ona baktığımı anladığını ve bu hafta daha açık giyip bana baktırmak niyetinde olabileceği geldi. Ürperdim. Yemeğe çıktık. Sürekli konuşuyor neyi neden yaptığını anlatıyordu. Bir ara kafamı kaldırıp yüzüne baktım.


          - “Anne bana açıklama yapmana gerek yok, ben zaten herşeyi biliyorum.”


          - “Olsun oğlum, yine de daha iyi anlaman için anlatıyorum.”


          - “Anlamıyorsun anne yaa… İlgilenmiyorum istediğini yap… Yani rahatsın işte istediğini yapabilirsin… Yani ne bileyim, hayatında başka bir erkek de olabilir, bu beni ilgilendirmiyor.”


          - “Yok canım daha neler yok oğlum öyle bir şey. “


          - “Dedim ya fark etmez, neticede 45 yaşındasın ihtiyaçların olabilir, karşılamak zorundasın.”


            

          Herhangi bir cevap vermedi. Başka bir konuya geçtik bu benim ona cinsel konularda ilk yaklaşma çabamdı, olumsuz bir tepki almamıştım. Fakat olumlu da değildi. Yine de üstü kapalı da olsa annemin seks hayatından bahsetmek beni heyecanlandırmıştı. İçimdeki ensest arzular bazen köreliyor, bazen hiç kalmıyor, kimi zaman da doruğa çıkıyordu.


          Ama tercihim her zaman üst düzeyde olması yönündeydi. Çünkü annemi düşünmekten çok ayrı bir keyif ve zevk alıyordum. Çoğu zaman bir ya da iki hafta masturbasyon yapmıyordum. Böylece azgınlaşıyor. Annemle ilgili farklı fanteziler kuruyordum. Özellikle böyle zamanlarda annemle görüşürsek onu görmek bile beni ereksiyon ediyordu. Memelerini görsem ya da  yanlışlıkla (!) hafifçe dokunursam boşalacak hale geliyordum.


          Yine bir haftadır  hiçbir şey  yapmamıştım.  Annem akşam  abimlerde  kalacaktı.  Beni de çağırdılar. Abimlerde yemek yendi, tv izlendi ve yatma vakti geldi. Annemle yine birlikte yatacağımız için bir plan yaptım. Gece yarısı o uyurken sanki uyku sersemi atmışım gibi elimi kalçasına atacak ve elleyecektim. Yatağa girdim. Annemin altında krem rengi, ayak bileğine kadar bir dar tayd vardı. Küçük götünün yuvarlakları yine meydana çıkmıştı. Giydiği klasik  külodun çizgileri kalçalarının kenarlarında belirginleşmişti. Işığı söndürdü ve o da yatağa girdi.


          Vaktin iyice geçmesini bekliyordum. Bu sırada annemi karım gibi hayal ediyor fantezi kuruyordum. Annem yanımda yatıyordu… Gece yarısı olduğunda uygulamaya geçtim ve soldan sağa dönerken elimi tam kalçasının üzerine koydum. Oohhhhhh yumuşacıktı. Sıkmamaya özen göstedim. Yarağım gemici direği gibi olmuştu. Uzun zamandır bakmakla yetindiğim göt  şimdi elimin altındaydı.


          Hiç kıpırdatmadım. Biraz ucuz bir tabir ama sevgili annemde de tam sikilecek göt vardı. Bir süre sonra korkarak elimi çektim ama tam yanına yere koydum. Beş on dakika geçmeden annem döndü ve tam elimin üzerine kalçası geldi. Ohhhhhh ölüyorum sandım… Bir an kalp atışlarımı duyacak diye korktum. Annemin götünün ağırlığı elimin üzerindeydi. Dayanamadım sol elimle sikimi çıkarıp 31 çekmeye başladım.


          Annem yanımda yatıyordu. Götü elimin üzerindeydi. Ve ben yarağımı okşuyordum. O an üzerine attırmak istedim. Boşalmaya başlamıştım. Kenara doğru çekilip küloduma attırdım. Gelişmeler ardı ardına geliyor ben baştan çıkıyordum. Basit bir cinsel açlık ve ilgiden başlayan olaylar ne boyutlara ulaşmıştı.


          Ertesi gün annem çok normal davrandı. Annemin rahat ve yakın tavırları sayesinde onunla ilişkiye girebileceğimi düşünmüştüm. Fakat bir aile faciasına yol açmak ise çok kolaydı. Dikkatli ve temkinli olmak durumundaydım. Annemin ilgisini ortaya çıkaracak ya da bana karşı ilgisini arttıracak bir takım planlar düşünmeye başlamıştım.


          Bir hafta sonu yine  abimlerde  kalacaktık. Sabahtan başlayarak sürekli sırtımın ağrıdığını söylüyordum. Akşamüstü tahmin ettiğim gibi abimler alışverişe çıktılar annem ve ben kalmıştık. Daha önceden hazırladığım kremi alıp annemin yanına gittim. Anneme sırtımın ağrısının geçmediğini biraz sırtımı ovup  ovamıyacağını  sordum. Doğal olarak kabul etti. Tişörtümü çıkardım sadece boxerımla kalmıştım annem elini sırtımda gezdirmeye başladı. Bense seviştiğimizi hayal etmeye başladım. Elleri vucuduma değdikçe sertleşmiştim onu tahrik etmek için hafif hafif sanki ağrıdanmış gibi inliyordum. Oflamaya başlamıştım :


          - “Offf… Offf… Evet anne… Çok iyi… Orası… Biraz yukarı…. Uhmmm… Çok iyi…” 


          - “Nasıl, daha iyi mi?” 


          - “ Evet anneciğim… Bastır biraz… Aahhhh… İşte bu iyi geldi… Oohhhhh…  Harikasın!!! Harikasın”  diye inleyince annem birden,


          - “Hadi bakalım yeter…” diye çekildi. Doğruldum. Şakayla karışık


          - “İstersen ben de sana süreyim” dedim. Aldığım cevap kısa ve netti.


          - “Hayır”


          Fakat bunu söylerken gözü boxerimden rahatlıkla belli olan iyice kalınlaşmış ve irileşmiş  yarağıma takılmış. Ama bakışlarını hemen kaçırmıştı. Ne zamandır kolladığım fırsat birkaç gün sonra geldi. Babam tekrar memlekete gidecekti. Anneme telefon açıp üç günlük iznini o günlere alması için sözleştik. Annemin sorun çıkarmaması hoşuma gitmişti.


          Birkaç gün sonra evde yine yalnız kalmıştım. Akşamüstü annem geldi. Elinde alışveriş torbaları vardı. Akşam güzel bir sofra hazırladık. Annem kendine votka, bana bira almıştı. Annemin üzerinde kırmızı bir bluz altında beyaz bir şort vardı. Kırmızı bluzundan içine giydiği siyah sütyen belli oluyordu.Sütyenin omuzlarındaki lastikleri bluzun omzu genişledikçe ortaya çıkıyor içimi gıcıklıyordu.


          Beyaz şortundan hiçbir külot izi belli olmamasından içine yine tanga türü bir şey giydiğini anlayabiliyordum. Hafta sonu denize gittiğinden hafifçe esmerleşen baldırları etli ve pürüzsüzdü. İçtikçe daha çok konuşuyor şakalaşıyorduk. İyice sarhoş olunca bir şeyler yapabilirim diye düşündüm. Konuyu yavaş yavaş erotizme getiriyordum. Televizyondaki mankenlerden konu açıldı


          - “Ne kadar uzun bacakları var”


          - “Bırak anne yaa hepsi pörsümüş…”


          - “Olur mu canım şuna baksana…”


          - “Bu yaşta vucutlarına bak televizyondan göründüğü gibi değil hepsi hayat kadını gibi.. Tabi mesleğini namusuyla yapanlar çoğunluktadır belki ama parayla çalışanları da varmış.” Annem gülerek :


          - “Sen hayat kadınlarıyla çok haşır neşir oluyorsun galiba aman dikkat et hastalık kapma”


          - “Aman açtırma ağzımı… sanki veren var da yapmıyoruz.”


          - “Neyi veren ?” 


          - “Nınını” 


          - “Neyi ?” 


          - “Önündekini…”


          - “Terbiyesiz çocuk… kime çektinki sen böyle…”


          - “Bilmem ki…”


          - “Valla oğlum yaşın genç önlemini aldıktan sonra hayatını yaşayacaksın, bunu bilir bunu söylerim.”  


          - “Aynı şey senin için de geçerli anne bu hayat zevk almak için, rahat etmek için var”


          - “Nerde oğlum baksana bizim dere çağlıyor, suları akıyor boşa… derede kuruyacak bu gidişle.”


          - “Ne deresi anne yaaa.”


          - “Hiiiç bizim köydeki dere diyorum.”


          - “Haa, bizim ağaçtaki dalında kabuğu soyuldu artık asılmaktan.”


          - “Hangi ağacın ?”


          - “Bizim köydeki ağacın ; hani onun kalın uzun bir dalı vardı ya asılıp sallanırdım ona onu diyorum.”


          - “Öylemiii… “  Televizyona dönerek :


          - “Offf kızdaki vücuda bak. “


          - “Benden meraklısın anne yaa, kaçırmıyorsun hiçbirini. “


          - “Bende böyle vücut olacak… “


          - “ Amann ne güzel bak yaşını göstermiyorsun. Piliç gibisin işte. Vucudun da diri. “


          - “Yok be oğlum yaşlandık artık. “


          - “Bırak şimdi taş gibisin be anne.”


          - “Beğeniyor musun beni ? Ciddi ciddi bir kadın olarak yani..”  Güldüm :


          - “Tabi canım hastayım sana… Annem olmasan…”


          - “Annen olmasam neremi beğenirdin en çok ?” 


          - “Hımm bir düşüneyim memelerini sanırım bir de kalçalarını… “


          - “Yok be küçücük onlar.”


          - “Ben küçük severim.”



          Bu konuşmaları iyice sarhoş olmuş bir halde yapıyorduk. Neredeyse sarhoşluktan kendimizden geçmiştik. Arsızlaşmış azmıştık. Annemin meme uçları belirginleşmiş, bacaklarını birbirine kenetlemişti. Kimbilir belki de zevk sularının bacaklarından süzülmesini engellemeye çalışıyordu. Benimse kasıklarım ağrımaya başlamış. Dokunsam boşalacak bir hale gelmiştim.


          - “Görsen beğenmezsin.”


          - “Göster o zaman”


          - “Sen benim oğlumsun ayıp…”


          - “Peki sen benim hakkımda ne düşünüyorsun?”


          - “Humm bence sen çok seksi bir erkeksin. Kızlar eminim sana deli oluyorlardır. Bizim işyerinde beraber çalıştığım kız resmini gördü çok beğendi seni. Bir görsen daracık giyiniyor. İçine don sütyen bile giymiyor bazen ama bebek gibi kız.”


          - “Aman anne beni deli mi etmek istiyorsun… zaten zor durumdayım.”


          - “Oğlum zor durumdaysan gidip göreceksin işini. şiiişşt yanlız bak söyledim…  Hastalık  kaparsın  kılıfını tak…”


          - “Amann o da en sevmediğim şey… bütün zevkini yok ediyor işin…”


          - “Niye oğlum hassası var binbir çeşidi var… renklisi bile var neler yaptılar yahu, ne işe yararki renklisi…”


          - “ Fantezi herhalde… Tatlı olanları da varmış… “


          - “Iyyy hayatta ağzıma almam plastiği ne iğrenç… “


           Annem bacak bacak üstüne atıp şortunun iyice kasıklarına doğru sıvadı, baldırlarının üst kısmı tamamen meydana çıkmıştı. Bir peçete alıp “ooff amma sıcak” oldu diyerek boynunu memelerinin kenarlarını silmeye başladı. Elini kenarlara doğru soktukça ortaya çıkan memeleri titriyor, içe doğru gömülüyordu. İçkisinden bir yudum aldı derin bir iç çekti. - 


          - “Ooo konu nerelerden nerelere geldi? Ne diyeceğim sana yarın tavernaya gidelim mi?” 


          - “Aman anne ne yapacağız orda?”


          - “Ne yapacağızı var mı, eğleniriz…”


          - “Tamam bakarız… “


          - “Ben bir işeyeyim…”


          Annem tuvalete geçti. Ben de parmaklarımın ucuna basarak tuvalet deliğine gözümü dayadım. Annem o sırada klozete oturmuştu. Tısss diye bir ses geldi. Ooohhh işiyordu. Kalçalarının kenarlarını ve bacaklarının tamamını görüyordum. O an sertleşmiş sikime dokunsam. Boşalabilirdim. Ama yapmadım çünkü bu akşam annemi sikecektim. O da istiyordu biliyordum. Alkolün verdiği bir cesaret vardı.


          Annem kalktı o an ilk defa amcığını görecektim. Fakat annemin amı orman gibi kıllıydı. Bir tuvalet kağıdı koparıp kılların üzerinden amcığına doğru bastırdı. Annemin altını çıplak ilk defa görüyordum. Kasıklarına kadar dağılan kıllar her yanı kaplamıştı, baldırları hafif kırmızıydı. Mayo izi olan yer bembeyazdı. Altına kadife tangasını giymişti önce onu çekti arkasını döndü. Şortunu çekmek için hafifçe eğilince dolgun götünün arasından yarılmış bir sulu şeftaliye benzeyen amcığını  gördüm. Tanganın ipi tamamen içine girmişti. Amının dudakları iki yana açılmış yaprağı andırıyordu. Hızla şortunu çekti.


          O gece işi neden bitirmedik bilmiyorum. İkimiz de sarhoştuk, azgındık. Annem tuvaletten çıkar çıkmaz odasına gitmiş üzerini bile değişmeden yatıp uyumuştu. Belki de çok sarhoş olduğundan sızıp kalmıştı ya da annelik içgüdüleri ağır basmıştı… Toplumun en büyük tabusunu, dini sorumlulukları, ahlaki değerleri bir kalemde silip atmak kolay mıydı… Peki ya oğlunun koynuna giren kadın olmak, ucuzlamak, basitleşmek ne kadar kolaydı. İlk adımı benim atmam gerekiyordu ama bende bu cesaret yoktu. Ama artık annemden emindim ve onu baştan çıkarmak için bir kaç düşüncem daha vardı.


          Sabah olduğunda akşamki cesaretimden eser kalmamış bir vaziyette uyandım, vakit daha erkendi. Altımda boxerim vardı. Dün geceki konuşmalar ve annemin tuvaletteki hali aklıma gelince yarağım kalınlaştı. Annem sabahları genelde perdeleri açmadan odam havalansın diye camları açardı. Yine geleceğini düşünerek sikimi boxerin düğmeli yerinden çıkarttım. Amacım annem odama girdiğinde rüyamda ereksiyon olmuşum ve sikim boxerimdan fırlamış sanmasıydı.


          Çok beklemeden yaklaşık bir on dakika sonra yarağım dimdikken annem içeri girdi. Tek bacağımı yana doğru atmış iyice meydana çıkartmıştım. Gözümü iyice kısmıştım ama ortamı görebiliyordum. Annem daha odaya girer girmez benim aleti fark etti. Başını iki yana sallayıp camları açtı. Sonra gereksiz yere masanın üzerini toplamaya başladı. Odada oyalanıyor dönüp dönüp sikime bakıyordu.



          Yanıma kadar geldi. Annem gözlerini yarağıma dikmişti. Yanımdaki pikeyi alıp üzerimi örttü. Pikeyi örterken elini sikimin o kadar yakınından geçirmişti ki, kalbim duracak sandım. Annem çıktıktan sonra on onbeş dakika sonra ben de altımdan boxerimi sıyırdım. Duşa girecektim ve evin içinde çırılçıplak geziyordum. Tam tahmin ettiğim gibi annemle koridorda karşılaştık. Annemin gözleri açıldı. Elimle yarağımı kapadım ama başını bilerek açıkta bırakmıştım. 


          - “Oğlum bu ne hal?” 


          - “Sen uyandın mı yaa anne ben de duşa girecektim, bakmasana.” 


          - “Bir bornoz giysene yavrum üstüne”


          - “Ne bileyim ya kusuruma bakma”.


          Elimi sikimden çekip arkamı döndüm. Annem arkamı da görmüştü. Banyoya girdiğimde zevkten dört köşeydim, anneme her yerimi göstermiştim, bundan daha büyük bir  keyif olabilir miydi.  


          Akşam olduğunda tavernaya gitmek için hazırlanıyorduk. Annem kırmızı bir gömlek giymişti. Altında ise baldırlarını ve kalçalarını sımsıkı saran beyaz kumaş bir pantolon vardı.  


          Tavernaya gittik. Fiks menü alıp oturduk. Yemekler gelirken annem rakı, ben votka içiyordum. Bir süre sonra şarkıcı sahneye çıktı. Hiç sevmediğim ama oynak parçalar çalıyordu. Aradan geçen saatlerde yine annemle yine çakır keyif olmuştuk. Bir ara annem kalkıp oynamaya başladı. Gördüğüm görüntü karşısında dehşete düştüm. Pistin ortasında onlarca insan dans ediyordu. Annem kıvırttıkça sahnede dolaşan parlak ışık vücudunda geziniyordu. Ama o ışığın etkisiyle annemin ince kumaş pantolonundan götü ve kıçına geçirdiği kırmızı tanga külotu olduğu gibi görünüyordu. Slow bir müzik başlayınca tekrar yanıma gelip oturdu. Yüzümde muzip bir gülümseme vardı:


          - “Anneciğim…   Hani dün senle konuşmuştuk ben sana bana şakayla  poponu  gösterir misin  demiştim ya… Artık gerek kalmadı…   Çünkü sen dans ederken sahnede ışık vurdukça her tarafın olduğu gibi göründü zaten…”


          - “İnanmıyorum ciddi misin lan ! Şaka yapma bak…”


          - “Cidden külotun kırmızı değil mi, tanga tipi?”


          - “Evet… desene rezil oldum… ayyy kalkmam ben yerimden artık”


          - “Bırak canım kimse fark etmez hem etse ne olur millet neler giyiyor. Kimse bakmaz kıçına.”


          - “ Beğenmedin yani…”


          - “Yok canım dikkat etmez dedim taş gibi yoksa taşş maşallah” Gülüştük. “Dans  edelim mi  anne?”  Ağır bir müziğin eşliğinde dans etmeye başladık.


          - “Her tarafım görünüyor yaa sende dansa kaldırdın.


          - “Aman… baksana millet donsuz geziyor. Kafasını çevirdiğinde orta yaşlı mini etek giymiş sarışın kadını gördü. kadın derin dekolteli bir bluz giymişt.


          - “Off çok seksiymiş be. Gidip konuşsana yanına. “


          - “Hadi yaa sonra da yanındakiler oysun dimi beni. Hem bakmaz o bana..”


          - “Neden bakmasın aslan gibi çocuksun… Senden iyisini mi bulacak?  Off off olamadık şöyle kısrak gibi bir hatun…”


          - “Niye öyle diyorsun anneciğim bazıları tay sever!”  Annemin vücudu elimin altındaydı. Çok fena olmuştum. İstem dışı kasılmış, gerilmiştim.


          - “Ama sen de çok kötü bakıyorsun bu kadına, baksana kasıldın, gözlerin falan kayıyor, Dur bakiimm, kaldırdın mı yoksa sen?”


 


          Daha annemin ne dediğini anlamadan annem dibime kadar sokulup göbeğinin alt kısmına doğru sikime bastırdı.


          - “Hımmmm…  Tam tahmin ettiğim gibi… Ayıp bee…”


          - “Oh anne evettt…”


          Bu hareket sırasında annem göbeğini bana doğru bastırıp kasığına doğru sürttürüyordu. Sonra da kasığından tekrar göbeğine…


          - “Uhhh… Anne işte böyle.”


          - “Ne oldu ki oğlum dans ediyoruz işte “


          - “Pufhhh… evett anne, dans ediyoruz.”


          Terlemiştim ve neredeyse kendimden geçiyordum. Pist çok kalabalık olduğundan bir de sürtünmemiz sanki dansın kendi ritmindenmiş gibi göründüğünden kimse ne yaptığımızı anlayamazdı. Artık ok yaydan çıktı diye düşündüm. bu nedenle dudaklarımı annemin dudaklarına doğru götürdüm. Fakat annem kendini geriye doğru çekti.


          - “Şişşşş ne yapıyorsun” Ben senin annenim. Hadi yeter bu kadar dans oturalım”.


          - “Az önceki sadece dans mıydı sence anne”


          - “Evet oğlum danstı. Ne olabilir ki başka?”


          Annemin ne dersem diyeyim anlamamazlıktan geleceğini anlamıştım. Sesimi çıkarmadım. Yarım saat kadar sonra program bitti eve döndük. Evde annem üzerini değişmek için odaya girdi. Su almak için odasının önünden geçerken kapısını ardına kadar açık bıraktığını gördüm. Sırtı dönüktü. Altında pantolonu vardı üstünü ise çıkartmıştı. Siyah sütyeninin sırt lastiğini ve pürüzsüz sırtını görünce kapının önünde hareketsiz kaldım.


          Annem yüzünü hiç bu tarafa dönmüyor. Sırtı kapıya dönük soyunuyordu. Ve eminim ki bunu bilerek yapıyordu. Pantolonunu indirdi. Bir kez daha iri kavunu andıran kalçalarını ve o iki topaçın arasında kaybolup giden külodunu görmüştüm. Annem külot sütyen önümdeydi. Dantelli siyah sütyen, yine dantelli kırmızı küloduyla karşımda duruyordu. O yüzünü bana dönmeden kendimi odama zor attım. Duvara yaslanıp sayıkladım :


          - “Offf… Sik işte orospuyu… Fahişe, fahişe, fahişe!!!! İstiyor işte orospu git sik!!! Domalt gir götüne… Ooooff!!! “



          Biraz sakinleşince içeri geçtim. Dolaptan sabah aldığımız buz gibi beyaz şarabı çıkarttım. Yanına bir meyva tabağı hazırlamıştım. Romantik bir müzik açtım. Işıkları söndürüp mum ve tütsü yaktım. Odanın içi iyice loşlaşmıştı, mum alevinden çıkan ışık esen hafif rüzgarla dalgalanırken, tütsünün egzotik kokusu odaya yayılıyordu.


          Annem odaya girdi. Elini yüzünü yıkamış, üstüne beyaz uzun geceliğini giymişti. İçinde sütyen olmadığı yuvarlak memelerinin serbestliğinden ve hafifçe çıkık olan göğüs uçlarından anlaşılıyordu. Kanepeye oturdu. Bacak bacak üstüne atınca yırtmacı sıyrılıp baldırlarının üst tarafı meydana çıktı, vücudunu geri doğru atmıştı. Bir kadeh ona bir kadeh te kendime doldurdum. Bir süre sonra müzik ve alkolün etkisiyle anneme


          - “Dans edelim mi ?” diye sordum.


          Önce biraz tedirgin, ürkek sallanmaya başladık. Sonra biraz daha yaklaştık. O ellerini boynuma dolamıştı, benim bir elim sırtında diğer elim ise belindeydi. Bir süre sonra  vücutlarımız  birbirine kenetlenmişti. Annem başını göğsüme yasladı. Ellerimi vucudunda gezdirmeye başladım.


          - “Oğlum…”


          - “Efendim


          - “Aletin kalktı.” Gözlerimin içine baktı : “Bana da mı ?”


          - “Evet anne…” Başını iki yana sallayıp parmak uçlarını dudaklarıma götürdü.


          - “Olmaz…” Biraz daha yaklaşmaya çalıştım. Ama beni ittirdi. Başımı öne eğdim, suratımı astım. Elimi alnıma götürüp, saçımı düzelttim. Amacım kendime acındırmaktı. Dansı ve annemi orada bırakıp odama geçtim.  Emindim ki annemin yüreği parçalanmıştı. Bilgisayarı açıp daha önce hazırladığım ensest konulu porno filmi başlattım. Filmi izlerken annem içeri girdi. Bana baktı:


          - “İçeri gelmeyecek misin ?” 


          - “Burada oturalım.” Ekrana doğru baktı :


          - “Bunları mı izliyorsun?”  Arkasını dönüp gidiyordu.


          - “Anne… Otursana birlikte izleyelim.“


          - “Dul bir kadın olduğumu unutuyorsun oğlum…” 


          - “Otur bak bu film konulu senin durumundaki bir kadının bulduğu çözüm var.”


          - “Oğlum, benim durumumun tek bir çözümü var. Neyse… Konuşturma beni şimdi… Bunları izletip günaha sokacaksın beni.”


          Yanıma ilişti. Filmi baştan başlattım. Filmde annem yaşlarındaki dul bir kadının  hikayesi  vardı. Kadın cinsel açlık çekiyordu. Bir oğlu vardı. Oğlunun en yakın arkadaşının annesi bu kadının yakın bir arkadaşıydı ve kendi oğluyla ilişkiye giriyordu. Kadın bir gün yakın arkadaşını  kadının kendi oğluyla sevişirken yakaladı. Ve  önce arkadaşının oğluyla, gelişen olaylar  neticesinde de kendi oğluyla ilişkiye girdi. Annemin lise düzeyinde  ingilizcesi  vardı.  Kadının  kendi oğluyla ilişkiye girmesinin bitiminde elini boynuna götürüp terini sildi. Biraz hırıltılı bir sesle:  


          - “Oğlum sapık bunlar…  Günahkar…”


          - “Neden anne? Başka adamlarla ilişkiye girmek de öyle değil mi ? Anne ve oğul her şeyi  paylaşırken bunu neden paylaşmasın? Birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılıyorlar.” Yutkundu :  


          - “Sen de mi böyle şeyler hissediyorsun?” 


          - “Anne dayanamıyorum. Seni istiyorum ben… Hem de çok uzun zamandan beri… Biliyorum, sen de beni istiyorsun”


          - “Hayır. Nasıl böyle bir şey düşünürsün? Sen çekicisin, seksisin, yakışıklısın. Bana bakman, seni tahrik etmek hoşuma gidiyor. Ama sen benim oğlumsun. Beni düzmene izin veremem.”  


          - “Bak anne oğlun olarak sana karşı vazifelerim var. İhtiyaçlarını karşılamalıyım. Anne olarak da senin bana karşı vazifelerin var. Sen her zaman çok iyi bir anne oldun, ihtiyaçlarımın büyük bir kısmını her zaman karşıladın. Sana minnettarım. Ama benim için yaptığın onca şeyden sonra ancak bana kendini verirsen harika bir anne olacaksın. Ancak o zaman mükemmel anne olabilirsin.”


          - “Allah aşkına sen bu söylediğine inanıyor musun ? 


          - “Anne anlamıyor musun ihtiyacım var. Sana bir kere girmezsem kafayı üşüteceğim. Bunu mu istiyorsun?” Elinden tutup kaldırdım. ”Hadi dans edelim anneciğim”.


          Müzik açtım. Bedenlerimiz yine kenetlenmişti. Ellerimi vücudunda gezdirmeye başladım. Annemin yüzü ağlamaklı bir hal almış. Başını kimi zaman iki yana sallıyor, kimi zamansa geriye atıyordu. Meme başları iyice irileşmişti. Sol elimle memesini sıkıp ucunu iyice belirginleştirdim.


          - “Lütfen şu meme uçlarına bir bak neredeyse geceliğini parçalayacak…” Bu sırada sağ elimi etekliğinin içine sokup amına attım. Annemin amı köpürmüş. Klasik düz beyaz külodu sırılsıklam olmuştu. Annem ıhhh la ohh orası bir ses çıkarttı. O anda gergin vücudu gevşedi ve kendini bana bıraktı.


          - “Ohhh şu haline bir bak.”


          - “Oğlummm günaha gireceğiz.”


          - “Oh anne bütün günahı bana.”


          - “Bak bir kere sadece bir kere başka hiç bir zaman istemeyeceksin. Sonra tövbe  edeceğiz!” 


          - “Anneciğim, bir kere, tamam bir kere…” 


          Annemle dudaklarımız birleşmişti. Dilini emiyordum o da dudaklarımı ısırıyordu. Çenesini boynunu öptüm. Geceliğini bir çırpıda çıkarttım. O da altımdan şortumu sıyırıp sikimi avuçladı. Yatağa yatırdım külodunu çıkartım tüm vücudunu emmeye başladım. Baldırlarını, göbeğini, memelerini, meme uclarını, boynunu ; dilim  tüm  vücudunda  geziniyordu.


          - “Cehennemde yanacağız” diye inledi.


          - “Cehennem alev gibi yakıcı ve sıcaktır tıpkı senin amın gibi cayır cayır yanıyordur anneciğim” diye cevap verdim ve  yarağımı  kıllı  amına tek hamlede soktum. - 


          - “Ohh… Yarak !!!” 


          Anneme saydırmaya başlamıştım yarağım amcığına girip çıkıyordu annem kollarını iki yana açmış yatağı çekiştiriyordu. Yarağım girip çıktıkça el şaklatması gibi bir ses odanın içine yayılıyordu. Annem bacaklarını belime dolayıp, hafifçe havalandı. Bu ufak tefek kadın ben geçirdikçe yataktaki maharetini ortaya koymaya başlamıştı.


          Şimdi o da kalçalarını ileri geri sallamaya başlamıştı. Memeleri sağa sola pervasızca sallanıyor, birbirine çarpıyordu. Annemin tırnaklarını sırtımda hissettim


          - “Ahhhh… Geliyorumm!!!!!”


          Kafasını iki üç kere yastığa gerisin geri vurdu ve yığıldı kaldı. Gelmek  üzereydim ki  eliyle sikimi tutup iki kere sıvazladı. Şiddetle göbeğinden memelerine kadar fışkırttım. Üzerine yığılıp kaldım.


          Uyuyup kalmışız, vakit ne olduğunu anlamadan öğlen olmuştu. Göz kapaklarımı araladım. Annemle aynı yatakta çırılçıplak yatıyorduk. Sarhoşluğun verdiği derin baş dönmesi ve kendinden geçme kalmamıştı. Ben istediğimi almıştım. Ama bu kadarıyla yetinebileceğimi hiç sanmıyordum. Acaba annem ne tepki verecekti. Bir ara kalkıp giyinmeyi bile düşündüm. O sırada annem de göz kapaklarını araladı. Üzerimizde bir pike sırt üstü yan yana yatıyorduk.


          - “Günaydın” dedim.


          - “Günaydın” dedi :


          - “Nasılsın anne?”


          - “Nasıl olayım oğlu tarafından sikilmiş gibi…”


          - “Yani ?” 


          - “Yani zevkten gebermiş ama kirli, ahlaksız… Babana sapık derken başıma gelene bak.”


          - “Nasıl yani?” Kolunu üzerime ayağını da ayağımın üzerine attı. Sessiz ve sakin bir tonda konuşmaya başladı :


          - “Baban onunla yaparken bana hep seni hiç ağabeylerin sikti mi? yok şu  abin  sikti mi?  bu abin arkadan girdi mi? diye konuşur zevk alırdı.


          - “Nasıl yani dayılarımın seni düzdüğünü mü düşünürdü?” 


          - “Evet. Hatırlar mısın eskiden bir adam vardı bize gidip gelirdi. Bir kere de beni sarhoş edip onun koynuna soktu.”


          - “Sikti mi adam seni?”


          - “Hayır ama her yanımı elledi. Amımı yaladı.”


          - “Ya babam?”


          - “Sandalyede oturup bizi izledi. Sen git bu sebeplerden adamdan boşan, sonra da oğlunun koynuna gir, iş mi? Boşverr hadi bakalım bin bana.. Gece bir bok anlamadım, bir de gündüz gözüyle görelim senin aleti… Ben kaşınıyordum. Sen de kaşıdın işte. Artık kocam da oğlum da sensin.”  Zaten kalkmış olan yarağımı annemin amına sürtmeye başladım. Annem


          - “Ooff hadi memelerimi em” dedi.


          Göğüslerini yalamaya başladım. Bir süre sonra annemin amı sulandı. Meme uçlarını emerken yavaşça içine kaydırdım. ”Evladım!!!” diye inledi annem. Geceki kadar ateşli değildik ama iyi sikişiyorduk. Yaklaşık yirmi dakika bu pozisyonda girip çıktım. Kimi zaman yavaşlıyor kimi zaman hızlanıyordum. Annemin götünü avuçladım. Sırtını iyice yere bastırıp ittirdim.


          - “Ahh anne attıracağım”.


          - “Dur oğlum içime değil ayy patlat içime ben de geliyorum!!!!!!”.


          Annem bana zaten güvenli günlerinde olduğunu hamile kalmasının zor olduğunu anlattı. Zaten hiç gelmeye niyeti yokken amcığına fışkırtmam öyle bir zevke getirmiş ki onu, o anda anında onun da beli gelmiş. Bir insan annesiyle yattığında bundan sonraki seks yaşamı tek düze geçecek her seferinde annesinin üzerine çıkacak on beş dakikada işi bitirip uyuyacağını sanıyor. Ben de öyle sanmıştım. Ama annemin buna hiçde niyeti olmadığını az sonra öğrenecektim. Bana döndü :


          - “Amım çok kıllı değil mi ? “ 


          - “Evet anne orman gibi kaç aydır kesmiyorsun… ?”


          - “Çok üşeniyorum… Bana yardım eder misin ?” 


          - “Kesmeye mi? Tabi neden olmasın…”


          Annem klozete oturup bacaklarını iki yana doğru genişçe açtı. Traş köpüğüyle kıllarını iyice köpürttüm. Tüm kılların üstü bembeyaz köpük olmuştu. Annem traş bıçağını yaklaştırdığım sırada gülerek


          - “Amımı kesme lan sakın” dedi.


          Yukarıdan aşağı doğru tek hamlede indirdim. Yukarıdan aşağı bir jilet boyu kadar alan tertemiz olmuştu. Kıllar çok uzun olduğu için bıçağı sık sık yıkıyordum. Ben kestikçe annemin amı gün gibi ortaya çıkıyordu. Annemin amı nasıl ?


          Annemin amı bir kere genişti, dudakları hafif sarkmış, yaprak gibi kıvrılmıştı. Klitorisi iri ve biçimliydi. Annemin kasıklarına kadar başımı kokmuş itinayla ince detayları da traşlıyordum. Annemin amı hoş bir ter kokusuyla birlikte sabun kokuyordu. Bir süre sonra işim bitmişti. Ilık su döküp duruladım, yıkadım. Ama sikim de  dikilmişti. Annem bunu görünce eline alıp biraz okşadı. Ayaktaydım. Sikimi ağzına soktu.



          - “Oohh anne” diyebildim. Köküne kadar yalıyordu. Annemi ağzından sikeceğimi hiç ummamıştım. Annemse aşağılarda taşaklarımı sıvazlamakla meşguldü. Sonra  taşaklarımı da yalamaya başladı. Daha sonra sikimin kafasını hafifçe ısırıp, vakumlamaya başladı. Çok dayanamayıp ağzına boşalmaya başladım. Ufalan sikimi ağzından çıkarttı. tıpkı porno filmlerde olduğu gibi dilini çıkartıp bana gösterdi. Dilinin üzeri ağzı döl doluydu. Suratını ekşitip hepsini yuttu.


          Aradan neredeyse iki ay geçmişti. O iki ay boyunca annemle yalnızca telefonda görüşmüştük. O günden ve ertesinden hiç bahsetmemiştik. Annem sabah telefon etti ve öğlen işyerimde olacağını söyledi. Öğlen geldiğinde annemde odamın kapısında göründü yemek yedik. Daha sonra kahvelerimizi alıp odama geçtik. Annemin altında klasik kesim, keten, kahverengi bir etek. Üzerinde yine keten daha açık kahve bir gömlek vardı.


          - “Neler yapıyorsun bakalım” dedi.


          - “Ne olsun anne işte bildiğin gibi, sana hasretim bir tek” diye cevap verdim.


          - “Özledin mi beni ?”


          - “Evet çok özledim anneciğim”


          - “Tabii, benim gibi annesi olsa herkes özler, anasını satayım önceden haftada bir aradın şimdi iki günde bir arıyorsun”. Annem kahvesinden bir yudum daha aldı. ”Nasıl idare ediyorsun 31 ‘ mi çekiyorsun?”


          - “Valla anne iki aydır elimi bile sürmedim, en son seninle işte, ya sen ne yapıyorsun”


          - “Ben de öyle”.


          - “Azgınsın o zaman”


          - “Evet tıpkı senin gibi.”


          - “Ya anne ne yapacağız otele falan mı gitsek ne yapsak?”


          - “Bilmiyorum, olmazsa gideriz ama bu gece abinlerdeyim sen de gel görüşelim, o işi haftaya yaparız”


          - “Ooffff dayanamam ben”.  


          O anda aklıma azgınlıktan işi odamda bile bitirebileceğimiz aklıma geldi. İşyeri öğlen olduğu için tenhaydı. Ama her an biri gelebilirdi. Bu çok riskli oldurdu. Sordum :


          - “Ne giydin içine ?” 


          - “Beyaz dantellileri…”



          - “Ohhh… Anne şöyle gelsene…” diyerek odanın kenarına çektim. İkimiz de ayaktaydık. Eteğini havalandırıp ellerimi kalçalarına attım, okşamaya başladım. Sıkıyordum. Pürüzsüz, yumuşak, etli kalçaları avuçlarımdaydı. Külodunun dantellerini hissediyordum.


          - “Hastayım senin şu kalçalarına…” dedim. 


          - “Götçü’sün yani…” dedi. 


          - “Ohh evet götçüyüm. Biraz da amını okşadım. Hemen sulanmış ıslanmıştı. Kimse gelmeden yerimize oturduk. Akşam abimlerde her zamanki gibi yemek yenildi. Biraz sohbet edildi ve tv izlendi. Tam sevdiğimiz bir dizi başlamıştı ki. Kapı çalındı. Abim camdan baktığında bize döndü.


          - “Babam gelmiş…”  Annem panik oldu :


          - “Amannn hayatta görmek istemiyorum. Babam beni de bu gece mesaide sanıyordu. İkimiz de abimlerin yatak odasına geçtik. Buzlu camlı kapıyı sıkı sıkıya kapatıp, anahtarını çevirdim Ardından otomatın, bir süre sonra da babamın sesi duyuldu. Oturma odasına geçtiler. Sohbet sesleri az da olsa duyuluyordu. Annem:


          - “İki saatte gitmez şimdi bu…” dedi. Karanlıktaydık. Babamların evden çıkmak için bu kapının önünden geçmeleri gerekiyordu. Benim yüzüm kapıya dönüktü. Karaltılarını görebilirdim. Elimi annemin amına attım.


          - “Ne yapıyorsun?” diyecek oldu. Ama sesini çıkartamadı. Yatağın kenarındaydık.


          - “Yat…” diye fısıldadım. Sırt üstü uzandı, ayakları yere değiyordu. Bacaklarının arasına geçip. dizlerimin üstüne çöktüm. Karanlıkta parlayan beyaz külodunu kalçalarını hafifçe havalandırıp çıkardım. Çıkardığım külodu annemin eline tutuşturdum. Eteğini yukarı doğru sıyırdım. Amcığı karşımdaydı.


          İştahla yalamaya başladım. Hoş bir tadı vardı. güzel kokuyordu. Bir süre sonra vıcık  vıcık  oldu. Dilimi bir organ gibi kullanıp içine sokup çıkartıyor, klitorisini emiyor, ısırıyordum. Annem bir eliyle kafamı kasıklarına bastırıyor. Diğer eliyle de çığlık atmamak için kendi  külodunu  ağzına tutuyordu.


          Ellerimi iki yanına koyup yükseldim. Annemin genişlemiş amcığına soktum, girip çıkmaya başladım. Annem altımda kıvranıyordu. Salonda babam, abim ve yengem otururken ben  abimlerin yatak odasında annemi düzüyordum. Bir ara sesler salona gidecek diye yavaşladım. Neyse ki yatak kaliteliydi ki tek ses çıkmıyordu. Hızlanmaya başladım. Bir yandan annemin memelerini emiyor öte yandan göt deliğini okşuyordum. Annem zevkten çarşafları çekiştiriyordu.


          Bir süre sonra salondan sesler gelmeye başladı. Babam kalkıyordu. Annemin içinden çıkmak için hamle yaptım. Annem ise bacaklarını bacaklarıma doladı ve amcığını sikime doğru ittirdi. Diğer bir yandan elleriyle kalçalarımı kendine bastırdı. Derin bir kasılma ve titremeyle boynuma dolandı. Abimler ve babam tam kapının önündeydi. Karaltılarını görüyor, seslerini duyuyordum. Annemin bastırmasına dayanamayıp ben de içine boşalmaya başladım.


          Annem sırt üstü yığılıp kaldı, kolları iki yana düştü, işi bitmişti. Bir kaç saniye sonra ben de bitirdim. Hızlıca kalktım. Şortumu çektim. Annem eteğini çekiştirip, külodunu elime tutuşturdu. O an ki panikle külodu cebime soktum. Kapı tıklatıldı, yengemin sesini duyduk.


          - “Gitti” dedi. Soluğumuz yerine gelmişti. Ama az kalsın yakalanıyorduk. Annem kıpkırmızıydı. Bir kaç espri, konuşma geçistirmiştik. Annemin kulağına eğilip :


          - “Yine içine boşaldım, başımıza bir iş gelecek” dedim. O ise :


          - “Yok be oğlum… İlişkiye girdiğimiz günden sonra doğum kontrol hapı kullanmaya başladım. ” dedi. Derin bir nefes almıştım. Gece oldu ve yatma vakti geldi. Bize yine aynı odada yatak ayarlamışlardı. Ben önce yattım annem pijamasını giyip gelmişti. Yanıma yatınca elimi baldırlarına attım. Elimi ittirdi. 


          - “Sikişmeyecek miyiz?” diye sordum. Herkesin uyumasını beklememi söyledi.


          Yorgunluktan uyuya kalmışım. Ne kadar uyudum bilmiyorum. Sikimin okşanması hissiyle gözlerimi araladım. Annem yarağımı eline almış sıvazlıyordu. Uzun uzun öpüştük. Dudaklarını dilini emdim. Elimi bacak arasına attığımda pijamasını ve külodunu çıkardığını fark ettim. Kayısı gibi amcığı elime gelmişti. Saate baktım dördü geçiyordu.


          Aşağı kaydı, şortumu çıkarıp  sikimi  ağzına aldı. İnsan annesini hiç o halde düşünmediğinden midir nedir ? Ağzının mahareti karşısında hayrete düşüyor. Annemin yalamak konusunda bir orospudan aşağı kalır hiçbir tarafı yoktu.  Vücudumu  emerek  yukarıya  çıktı. Yarağımı amına sokacaktı ki kulağına fısıldadım :



          - “Götten girmek istiyorum”,


          - “Olmaz!!!”,


          - “Neden ? “,


          - “Hem abinlerdeyiz hem de ne zamandır almadım arkadan”,


          - “Ne farkeder sana girmemi istemiyor musun”,


          - “Ohhh evet oğlum ama önden yap hadi”,


          - “Anneciğim yarağımı köküne kadar göt deliğine sokmak istiyorum”


          - “Ohhhhh çıldırtma beni”.   Usulca kıçını bana döndü. “Ama önce parmağınla alıştır” dedi.  Göt deliği küçücük ve pütürlüydü. Parmak uçlarımla alıştırmaya başladım. İşaret parmağımın birazını sokunca kasıldı. Biraz daha ittirdim. Yatağı parçalayacakmış gibi sıktı :


          - “ Aarrggghhh oğlum!!!! Yapamayacağım çok acıyor”


          - “Hadi anneciğim alırsın, gevşe biraz rahat bırak kendini”. Kasılması hafifçe geçti, kalçalarını okşayıp, “gevşe…” diye fısıldadım. Sikimi deliğine dayamıştım. Kafası girince gerisi ağır ağır içine kaydı. Annem


          - “Oohhhhh girdin götüme..“ diye inledi. Annemin topaç gibi götüne saydırmaya başladım. Daracık göt deliği sikimi sarmıştı. Kısa sürede gelecek duruma gelmiştim.


          - “Ohhh… Anne harika bir götün var. Oohhhh… Ohh… Aaahhım… Geleceğim ben… Sen de gelebilir misin?”


          - “Aahhhh götten gelemem ben oğlum sen gel çok acıyor… ”,


          - “Ohhh anamın götünü sikiyorum… Ooaahhıhhh… Anacığım ne güzel götün var ohhh siktim götünü ahhhh ohhh geliyoooooooorumm… ne göt varmış sende orospu!!!!”.


          Döllerimin tamamını arka deliğe akıttıktan sonra annemin amcığını yarım saat kadar yaladım, o da boşaldı.



          Annemle görüşemediğimiz dönemde sık sık erotik telefon görüşmeleri yapıyorduk. Yatağıma uzanmış annemle sohbet ediyordum. Konuşmamızın geneli bizim karı koca olmadığımız bu sebeple bir karı ve kocanın arasında asgari ölçüde bulunması gereken kıskanma, evlilik ahlakı gibi olayların bizim aramızda olmadığı istediğimiz fanteziyi gerçekleştirebileceğimiz yönündeydi. Anneme bana fantezilerini anlatmasını ve bunları uygulayabileceğimizi söylemiştim. Annem :


          - “Tabi oğlum yaa her kadın gibi benimde fantezilerim var ama zaten seninle bir ilişkim var ve bu bile bana fazla aslında. Yani ne bileyim bu zevk, seks deryası içinde kaybolup gitmek, iyice ahlaki değerlerden kopmak istemiyorum açıkçası…”


          Saatlerce bunun hakkında konuştuk, neticede sınırlamaya karar verdik. Sadece bir kereye mahsus üç fantezi gerçekleştirecek, bunu sadece ilerki sevişmelerimizde hatırlayıp zevk almak için yapacaktık. Konuşmaya başladık. Anlat bakalım dedi :


          - “Hayır yaa, sen söyle önce anne. “


          - “Olmaz sen söyle…”


          - “Lütfen sen başla…”


          - “Oğlum utanırım sen aklındakini söyle ben olur olmaz diyeyim.”


          - “Off peki ne bileyim yani… işte başka birisiyle, yani başka bir erkekle yapman.”


          - “Nasıl sen ve başka bir erkek mi?”


          - “Hayır sadece o yapacak ben izleyeceğim.”


          - “Gizlice ?” 


          - “Hayır açık açık. Sandalyede oturarak.”


          - “Hımmmm hatta beni nasıl düzeceğini sen söylersin şöyle yap böyle yap diye” 


          - “Gitti mi hoşuna ?” 


          - “Ohh evet, ıslandım. Peki bu beni düzecek adam zenci olsa ?” 


          - “Evet… olur.”


          - “Bulabilir miyiz zenci ? 


          - “Sanırım. Elde var bir, sende sıra.”


          - “Evet ben bir de hep şeyi düşünürdüm. Seni aslında özellikle o yüzden tahrik ederdim. Bana tecavüz ettiğini.”


          - “Seni zorla siktiğimi mi?”


          - “Evet. Bu da iki olsun.”


          - “Gelelim üçe.”


          - “Üç de benim sırrım olsun.”


          - “Tamam anne sen bilirsin.”


          Bir hafta sonu kararlaştırdığımız ilk fantezi için buluştuk. Oturduğumuz yerden çok uzak semtteki barlara gidecek ve bir adam bulacaktık. İş otelde bitecekti. Anneme baktım akşam çıktığımızda


          - “Bu kot ve tişörtle olmaz. Sana seksi iç çamaşırları ve kıyafetler almalıyız” dedim. Annem buna sevindi :


          - “Evet oğlum bana iç çamaşırı beğen, zaten açık saçık giyinmek hep hayalimdi biliyorsun baban hiç izin vermezdi”  Çok büyük ve yine bizi kimsenin tanımayacağı bir alışveriş merkezine gittik. Bir biri ardına dizilmiş mağazalardan oldukça iyi bir iç çamaşı mağazasına girdik. İçeride biri yaşlı üçü genç kız dört kadın vardı. Bize doğru yaklaşana annem


          - “İç çamaşırı bakacaktık dedi. kız 


          - “Ne tür bir şey bakmıştınız?” diye sordu.


          - “Modellerinizi görebilir miyim?” diye sordu. Kız annemi dükkanın öteki tarafına doğru götürdü. Ben mayolara bakıyordum. Annem yüksek sesle seslendi :


          - “Oğlum baksana”. Ben de yine dördünün duyacağı bir şekilde :


          - “Efendim anne”


          - “Gel bak şu modellere”.


          Bizim anne oğul olduğumuzu anlamalarını istiyorduk. Bu bize ayrı bir zevk ve heyecan veriyordu. Satıcı kızın suratı bir tuhaf olmuştu. Annem


          - “Ne dersin şu güzel mi?” diye kırmızı dantelli bir külot gösterdi. Burun kıvırdım.


          - “Ya anne bunlar iyi değil. String olsun. Dantelli olursa aa bir de mor renk bence mükemmel olur.”


           Satıcı kız mor üzeri dantelli yer yer trasparan bir külot getirdi. Satıcı kıza baktım. 


          - “Yalnız en küçük boy olsun lütfen” dedim. Annem:


          - “Oğlum öyle sıkar” dedi,


          - “Zaten kalçaların küçük, külot ta kalçalarından biraz küçük olursa daha dolgun ve iri durur”


          Diğer kadınlar da kulak kabartmışlardı. Biz neydik? Anne oğul gibi gezinen olgun kadın ve onun jigolosu mu? Rahat modern bir aile mi? Geniş meşrepli arsız iki kişi mi? Sanırım en son akıllarına gelecek şey benim annemi siktiğimdi. Evet onlar bilmiyordu ama şu gördüğünüz ufak tefek kadın benim annem, ve ben onu amından, götünden, ağzından defalarca siktim. Artık o kadar çok sikiştik ki fantezi arıyoruz. Ve siz sevgili satıcı bayanlar istemeyerek de olsa bu fanteziye hizmet ediyorsunuz.


          Sarışın satıcı kıza baktım. Uzun boylu ve güzeldi. Altında dar bir tayt vardı. İçindeki  kıçına kaçan külot belli belirsizdi.  İri, dolgun çıkık kalçalarına baktım. İnsanın böyle bir afetle seks yapmak istememesine imkan yoktu. Acaba abisi ya da erkek kardeşi var mıydı. Onlar da her gün gördükleri şu kalçalar, diri göğüslere benim baktığım gibi, kendilerine itiraf  edemeseler de bakıyorlar mıydı. Ya da babası annesine binerken, hala bir seks hayatları varsa, bir an bile kızının götü gözünün önüne gelmiyor muydu?  Bence kim olursa olsun bu kıza baktığında kaldırırdı. Aileden biri olsa bile. Annemin sesiyle irkildim.


          - “Oğlum bakar mısın ? 


          - “Efendim Anne ? Tamam geliyorum.


          Annem kabinin perdesinden kafasını uzatmış beni çağırıyordu. Kabinin perdesinden kafamı içeri uzattım. Annem kabinde çırılçıplak soyunmuştu. Altına avuç kadar külodu giymişti. Külot amına iyice yapışmış yarığını meydana çıkarmıştı. Annemin çıplak meme uçlarına baktım dut gibi irileşmişti. Arkasını döndü. İnce ip götünün içinde kaybolmuştu. Kalçalarını ikiye aralayıp neredeyse göt deliğine girmiş mor dantelli ipi gösterdi. Eğer zevkin ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız bir iç çamaşırı dükkanına gidip annenizi çırılçıplak bir kabine sokun el kadar bir külot giydirip seyredin.


          - “Oohhh orospu” diye fısıldadım. Beş dakika sonra annem kabinden çıktı. Külodu masaya koydu. ”Bunu alalım”.  



          O küçücük şeye dünyanın parasını ödedik. Oradan çıkıp kıyafet reyonlarına baktık. Girdiğimiz bir mağazadan anneme dizinin neredeyse bir karış üstünde pileli bir etek aldık, annem oturduğunda baldırlarının üst kısmı meydana çıkıyor, bacaklarını hafifçe araladığında apış arası görünüyordu. Annem kabinde altına daracık mor külodunu giydi. Bir de askılıklı hafif bol bir body aldık. Kabinin içinde anneme baktığımda altında eteği, sütyensiz bol body’siyle seks filminden fırlamış gibi görünüyordu. Pahalı kıyafetlerle ucuz bir orospu gibi görünüyordu. Hepsini paket yaptırdık. 






Oğluma Striptiz

 Kocamla boşanalı 6 yıl oldu. 17 yaşındaki oğlumla beraber yaşıyorum. Küçük yaşta evlendirilmiş amca çocuklarıydık kocamla… Ben daha kadınlığın, evliliğin ne olduğunu anlayamadan başka bir kadına kapılıp gitti. Bir daha da yüzünü görmedik, sadece bize bir arkadaşı ile kimseye muhtaç olmayacağımız bir para yollar..  


        Oğlumla çok iyi anlaşırız. Birbirimizin arkadaşı, desteği, can yoldaşı olduk. Aynı şeylerden hoşlanır, her şeyi birlikte yapar, her yere birlikte gideriz. Aramızda sır, kaç göç yoktur. Her şeyi sakınmadan, çekinmeden konuşuruz. Ergenlik dönemini atlatabilmesi için, yanlış şeylere kapılmaması için cinsel eğitimini de ben verdim, merak ettiği her şeyi anlattım, her sorduğuna açıklıkla cevap verdim. 
        Birbirimizin yanında çekinmeden soyunur, giyinir, evin içinde hele sıcak havalarda iç çamaşırlarımızla dolaşırız. Küçüklüğünden beri canı sıkıldığında korktuğunda gelir benim yanımda yatar, uyur. Yani birbirimizden hiç çekinmeyiz.



        O yaz hava çok sıcaktı. Sık sık duşa girip çıkıyorduk, üstümüzdeki fazlalıkları atmış, öyle dolanıyorduk evin içinde… Televizyonda yeni vizyona giren bir filme dalmıştık Film bitti, ben kalkıp mutfaktan buzdolabından dondurma almaya gittim. Bu sırada seksi bir film başlamış, nefis bir kadın striptiz yapıyordu ben içeriye girdiğimde… 
        Tolga öylesine dalmıştı ki kadına, ağzı açık, içine düşecek kadar ilgiyle, eli apış arasında izliyordu filmi… Salonun girişinde şaşkınlıkla onu izledim ben de…   Oğlumu o ana kadar hiç böyle istekli, kadınlara ilgi duyan bir erkek olarak görmemiştim. Ben de oğlumu ağzım açık seyrediyordum. Beni fark ettiğinde çok utandı, hemen kanalı değiştirmeye çalıştı. Onun bu suçüstü yakalanmış, utangaç tavırları hoşuma gitmişti. Gülerek,  


        “Oğlum neden değiştirdin? Beğendiysen seyredebilirsin. Artık yetişkin bir erkeksin sen…” dedim ve elinden kumandayı alıp tekrar eski kanala döndüm. 
        Şimdi kadın erotik danslar yaparak soyunuyordu. Tolga yan yatmış, uzandığı yerde benim getirdiğim dondurmayı kaşıklarken, bir yandan da benimle beraber filmi izlemeye devam ediyordu.  Öyle etkilenmişti ki önündeki kabarıklık bir anda büyüdü gözlerimin önünde. Altında slip külot vardı, taş gibi olan erkekliğinin başı bir anda küloduna sığmadı, dışarı çıkıverdi. Öyle utandı ki, benim daha fazla görmemem için hemen sıçrayarak yüz üstü yere uzandı.


        Tolga’nın bu beklenmedik  hareketi öylesine sevimli ve komikti ki kendimi tutamadım, gülmeye başladım. Tolga ise mosmor oldu, ne yapacağını bilemeden utançla ekrana bakıyordu. Ben de daha fazla utanmaması için kendimi zorlayarak gülmeme engel olmaya çalıştım. Filmi izlemeye devam ettik. Ekrandaki kadın  bacağını havaya bir kaldırdı, amı olduğu gibi göründü. Çok, aşırı kıllı bir kadınlığı vardı kadının… Dayanamadım,


        “Iyy… İğrenç” dedim. Gözünü kadının kıllı organından ayırmadan,


        “Neden anne?” dedi



        “Bakımlı bir kadında bu kadar uzun kıllar olmaz” dedim. “Hem vücudu da çok orantısız. Üstelik iyi dans da edemiyor..” Benim bu ifade şeklim de onun çok hoşuna gitmişti herhalde…


        “Sanki sen daha iyisini yaparsın da…” dedi gülerek.


         Bak sen şu yaramaza… Canım oğlum beni sünepe bir ev kadını olarak görüyordu. Bir kadının çıplak dansını ilgiyle izleyen oğluma baktım, bir de filmdeki kadının dans diye yaptığı saçma hareketlere… 
        Dayanamadım, balkon tarafındaki kalın perdeleri de kapadım, yatak odasına gittim..  Üzerimdeki etek bluzu, çamaşırlarımı çıkardım. Çekmeceden beyaz dantel G-string külot sütyen takımı giydim.Yatağımın baş ucunda süs olarak duvarda duran uzun beyaz tülü tüm vücuduma sardım. Salona gittiğimde Tolga hala bıraktığım yerde filmi izliyordu. Televizyonun önüne geçip kapattım. Gözlerini hayretle açmış, bana bakıyordu.


        “Bak bakalım beyefendi, dans nasıl olurmuş seyret te gör…” dedim gülerek… “Ama aramızda bir sır olacak kabul mu?” diye de sordum.  


        “Tamam annem” dedi. Ben salondan dışarıya çıktım, kendimi göstermeden Tolga’ya seslendim,


        “Şu slow dans müzik cd sini tak ve sesi biraz aç…” 
        Dediklerimi yaptı. Nefis bir slow müzik yayıldı odaya.. Tüllere sarılmış, dans ederek girdim içeriye… Kıvrılarak, bükülerek, tüm seksiliğimi kullanarak bildiğim figürleri sergilemeye başladım. Dönerken girişteki duvarda boy aynasında kendimi görebiliyordum. Emindim ki, az önce striptiz dansı yapan kadından daha iyi dans ediyordum ve şeffaf tüllerin içerisinde ondan daha seksiydim. 
        Gözüm Tolga’ya ilişti. Önündeki kalınlık daha da artmıştı. Zaptetmekte zorlanıyordu çocukcağız… Dudakları yarı aralık, nefes almadan, gözünü kırpmadan beni izliyordu. Gülümsedim, dans etmeyi kesmeden seslendim,


        “Tolga, külodunu çıkar, yoksa seninki kırılacak” dedim. 
        Beni ikiletmeden hemen dediğimi yaptı. Yaşına göre çok çok büyük olan ve şimdi benim erotik dansımın etkisiyle iyice sertleşmiş, kazık gibi olmuş siki yayından boşalmış ok gibi fırladı. Öyle şahane bir görüntüsü vardı ki… Dayanamadım, dans etmeyi bırakıp bir an uzandığı yerde antik çağ heykeli gibi görünen yakışıklı oğluma baktım,


        “Yarabbim bu ne güzel bir erkeklik..” diyebildim.  ”Nefis.. Boyu harika, ama biraz fazla kalın..” dedim ve gülmeye, kendimi toplamaya çalıştım. 
        Sonra  şaşkın şaşkın ona bakarak dans etmeye devam ettim. Şimdiye kadar iç çamaşırlarıyla çok görmüştüm onu… Birkaç yıl öncesine kadar çıplak banyo yaptırıyordum, ergenlik döneminden bu yana kendisi yıkanıyordu. Ama banyoda sırtını çok keselemiştim. Sporla uğraştığından atletik, kaslı, erkeksi vücudunu çok iyi biliyordum, en ince detayına kadar… Ama hiç böyle kobra gibi bir erkeklik organı bacaklarının arasında havaya dikilmiş, bana şaşkın ve istekle bakarken görmemiştim. Ne zaman böyle koca yaraklı bir erkek olmuştu benim minik oğlum? 
        İçim bir hoş olmuştu. Kendimi zorlayarak dans etmeye devam ettim yavaş yavaş… Şimdi hareketlerim daha da erotikleşmişti. Tolga da bir acaip görünüyordu. O da benden etkilenmiş gibiydi. Sanırım dayanamıyordu, erkekliğinin damarlarını görebiliyordum. Elini erkekliğine götürdü, sıvazladı… Kısık bir sesle bana seslendi


        “Anne… Dans etmesen de bana o kadın gibi striptiz yapsan…” Şaşırdım bu isteğine,


        “Neden Tolga?”


        “Şey…” Eliyle kazık kesilmiş penisini işaret etti, “Kazık gibi sertleşti anne… Çok acımaya başladı… Lütfen… Sana bakarak rahatlamak, mastürbasyon yapmak istiyorum…”


         “Aaa… Olur mu hiç öyle şey Tolga? Annene bakıp mastürbasyon mu yapacaksın? ”


        “Ne olur sanki… Hadi kırma beni… Lütfen… Sanki seni hiç çıplak görmedim şimdiye kadar… Değişen bir şey yok ki… Tek yapman gereken üstündekileri dans ederken çıkarıvermek…”



        Gözlerine baktım. O çocuksu bakışları yoktu şu anda, bir erkeğin beni arzulayan, isteyen, sikici bakış ifadesi gelip yerleşmişti. Tüylerim ürperdi. İçimdeki kadın kıpırdandı. Zaten erkekliğinin nasıl kalktığını gördüğüm andan beri ayaktaydı arzularım… Yapmamalıydım ama nasıl olduğunu anlayamadan bir anda ağzımdan


        “Tamam, peki canım…” sözü çıktı. Sanki konuşan onun 17 yıllık annesi değil, bir kadındı, bir başkasıydı… “Ama ben sadece soyunucam. Sen de sadece beni izleyeceksin. Oturduğun yerde kendine ne yaparsan yap… Sonra da bugünü, bu dansı, olanları unutacağız, tamam mı?” dedim. Sevinçle, gözleri parlayarak,  


        “Okey annecim…” dedi,  altına büyük minderi alarak yere oturdu. 
        Dansa devam ederek tam önüne geldim. Üzerimdeki çıplaklığımı örten şeffaf tülü yavaş hareketlerle, müziğin ritmine uyarak bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla aşağıya indirmeye başladım. Eli sertleşmiş sikini sıvazlayarak, gözünü kırpmadan izliyordu beni… 
        İstek dolu gözlerinin önünde yavaş yavaş çıplak bedenim meydana çıktı. Sonunda uzun tül ayaklarımın dibine yığılıp kaldı, ben de hareket etmeyi keserek gözlerine baktım. Ayak tırnaklarımdan tepeme saçlarıma kadar tüm vücudumu şöyle bir dolaştıktan sonra kesik bir sesle,


         “Anne sen harikasın, tarif edemem…” dedi  “Sana şimdiye kadar hiç bu gözle bakmamıştım. Öyle güzelsin ki… Anlatamam…”


        “Sen de her kadının aklını başından alacak kadar yakışıklı ve etkileyicisin.. Hele erkekliğin beni çok etkiledi…” diye yanıtladım.


        Yerde, minderin üstünde oturan çırılçıplak oğlumun önünde, üzerimde sadece kırmızı renkte G-String şeklinde incecik bir külot, ve onun takımı askısız bir sütyenle yarı çıplak ayakta duruyordum. Külodun ip şeklindeki ağı, am dudaklarımın arasına girmiş, klitorisime sürtüyor, havayı bozmamak için tutup düzeltmekten çekiniyordum.  1.75 olan boyum dans için giydiğim ayaklarımdaki yüksek topuklu ayakkabılarla daha da uzamış görünüyordu.


        “Gerçekten, dediğin gibi filmdeki kadına taş çıkartırsın annecim… Kızıl saçlı, muhteşem bir afet duruyor karşımda…” dedi neden sonra… Durdu, çekinerek, “Anne nolur, çıkarsana üstündekileri…” diye yalvardı bana… Erkekliğinin damarları mor mor görünüyordu, başı da mosmor kesilmişti.


        “Ne o? Dayanamadın mı bakiim?” diye şakaya vurmaya çalışarak sordum. “Hani sadece dans edecektim? Şimdiyse soyunmamı istiyorsun, yaramaz şey…”



         ”Lütfen, kırma beni… Bu kadar yaptın, sonuna getir bari…”


       Yerde, minderin üzerinde oturuyordu, sırtını koltuğa dayamıştı. Bacaklarının arasındaki penis mızrak gibi havaya dikilmiş, şahane görünüyordu. Bir anda kararımı verip yanına diz çöktüm ben de… Soyunmaktan fazlasını yapacaktım.


        Tolga’nın güzel sikini elime aldım, okşadım. Ateş gibi yanıyordu. Tolga sadece soyunmamı beklerken, benim birden bire çöküp kendini ellemem karşısında aptallaşıp kalmıştı. Sikini kavrayan ellerimin sıcaklığını, zevk verici temasını hissedince kıvrandı,


        “Ohhh… Annecim… Ne yapıyorsun?”


        “Sus canım… Kendini bana bırak…” 
        Dilimi çıkarıp avucumu yaladım, tükürükleyip ıslattım, kayganlaşan avucumun içinde sikini sıvazlamaya başladım. Tolga dudaklarını ısırarak bir inilti kopardı. Elini uzatıp kalçalarımı okşamaya başladı ama izin vermedim. Kalçamdaki elini çekip kenara bıraktım.  


        Kalktım, içeri gidip krem alıp geldim. Ellerimi güzelce kremleyip sikini sıvazlamaya başladım. Gözleri sikini okşayan ellerimde, yarı çıplak vücudumda dolaşıp duruyordu. Canım oğluma kendi ellerimle mastürbasyon yaptırıyordum. Fazla dayanamadı, bir anda kasılan sikinden fışkırmaya başlayan spermleri bir anda suratıma, dudaklarıma yağmaya başladı.  


        “Ahhh… Çok güzel… Harikasın annem… Ohhhh…” diye inliyordu. Ara vermeden okşamaya devam ettim. Son salvolar boynuma, göğüslerime geldi. Öyle çok boşaldı ki, şaşırmış vaziyette çıplak tenimdeki döl damlalarına bakıp kalmıştım. Ellerime bulaşan oğlumun menilerini ağzıma götürüp yaladım, temizledim. Güzel siki boşalmasına rağmen dimdik duruyordu yine… Ayağa kalktım,


         “Kalk ve beni soy…” dedim.


        Bu lafımı duyunca şok geçirmiş gibi yüzüme baktı. O an karşısındaki annesi değildi sanki karısı ya da çok arzuladığı bir kadındı.. Kalktı, arkama geçti, saçlarımı kaldırıp sütyenimin kancasını açtı, serbest kalan memelerim yay gibi fırladı. Sonra beni döndürüp kocaman biçimli fındık gibi başları ve dimdik memelerime hayran hayran baktı, ellerini uzatıp memelerime dokundu. Arzuyla dikleşen memelerimi titreyen parmaklarıyla okşadı. Hayran hayran bakıyordu onlara… Sonra eğilip memelerimi diliyle yalamaya, ağzına alıp emmeye başladı. Acemi oğlan ara sıra uçlarını dişliyor, ben de acıyla sıçrıyordum.  


          Dakikalarca memelerimi, göbeğime kadar olan bölgeyi öptü, emdi… Göğüslerim emilmekten kıpkırmızı olmuştu.. Aşağıya indi, öpe öpe küloduma kadar indi. Uzun süre memelerimin yalanıp öpülmesiyle kadınlığım içimden çağlayan zevk suları içinde kalmıştı. Islak amımın dudakları arasına sıkışan külodumun ağ kısmını dişleriyle ısırarak amımın dudaklarından kurtardı. Külodun bel kısmından tutarak yavaşça aşağı indirdi. Sanki erotik bir rüyayı yaşıyor gibiydim. Üstümde sadece topuklu ayakkabılar kalmıştı. Çırılçıplaktım karşısında…



        “Yere uzan” dedim. Uzandı. Başını bacaklarımın arasına alarak diz çöktüm,


        “Bana amımı anlatsana bir erkek olarak…” dedim. “Nasıl görünüyor? Güzel mi?” Biraz alçaldığımda burnu değiyordu kabarmış am dudaklarıma…


        “Küçük iki pembe gül dudaklı, yapma bebek gibi pürüzsüz ve yumuşak.. Dudakların arasındaki bu sert şey ne anne?” dedi merakla…


        “İşte meşhur klitoris o.. Kadının dayanamadığı tek nokta…” dedim.


        Daha fazla dayanamadı, dudaklarını yapıştırdı o merak ettiği sert noktama, klitorisime… Çılgınca emmeye, diliyle yalamaya başladı.. Yıllardır bir erkek eli, gözü değmemişti vücuduma… Ve bugün amım yalanıyordu kıyasıya… Müthiş bir zevk başımı döndürüyordu. Dizlerim titriyordu. Kısık bir sesle acemi erkeğimi yönlendiriyordum.




        İkimiz de dayanamadık. Az önce getirdiğim kremle sikini güzelce yağladım. Yattığı yerde havaya dikilmiş güzel sikin üstüne ata biner gibi  oturmaya başladım. Sikinin kocaman başı benim o pembe dudakların arasına girdi yavaş yavaş… Yıllardır seks yapmadığım için amım çok dardı. Krem sayesinde zorla giriyordu… Dudaklarını ısıra ısıra, zevk sularından sikimin ıslanıp kayganlaşmasını bekleye bekleye, santim santim aşağı yukarı yaparak,  derken dibine kadar sokup oturdum.



        Bacaklarımın arası tamamen dolmuştu. Tolga ellerini uzatıp memelerimi mıncıklıyordu. Ben de onun kaslı erkek vücudunu okşuyordum sürekli… Kabaran klitorisim oğlumun kasıklarında eziliyor, memelerim mıncıklanıyordu.


        İçimden zevk sularının boşaldığını hissettim. Bir iki aşağı yukarı yapınca içimin kayganlaştığını, duvarlarım zorlansa da biraz daha rahat hareket edebildiğimi gördüm. Sonra da oturup kalkmaya başladım. Tempolu bir şekilde yavaş yavaş çöküp doğruluyor, dibime kadar girmesini sağlıyor, sonra yukarıya başı dışarıya çıkana kadar yükseliyordum. Bir an siki kapıma dayanmış duruyor, sonra bir anda dibime kadar gömüyordum içime…



        Artık dayanacak halimiz kalmamıştı ikimizin de… Benim minik oğlum sikici bir erkek olmuştu. Kazık gibi sikiyle içimi tamamen doldurmuş, ben üstünde hareket ettikçe o da kalçalarını indirip kaldırarak bana eşlik ediyordu. İkimiz de kasılmaya, çığlıklar atmaya başladık. 
        Duramıyorduk artık… Dünya yıkılsa ikimizin de duracak hali kalmamıştı. Ben nefes nefese kalıp Tolga’nın üstüne yığıldığımda o hala koca sikini alttan pompalayıp duruyor, taşaklarındaki son menileri de içime akıtıyordu.  Sonunda sakinleştik, birbirimize sarılıp o vaziyette kaldık.


        Kendimize geldiğimizde oğlumun kazık gibi siki hala benim daracık amcığımın içinde duruyordu. Yılların verdiği açlık yüzünden daha doymamıştım. Yana yuvarlanıp Tolga’yı üstüme çektim. Bacaklarımı aralayıp erkeğimi zevk odama davet ettim. O da beni kırmadı. İki kez boşalmasına rağmen taş gibi duran erkekliğini, döllerinden kayganlaşmış amıma daldırdı. Gidip gelmeye, pompalamaya başladı.



        Bu defa uzun sürdü boşalmamız… Sona yaklaştığında öyle çılgınca bir zevk duyuyordum ki, kendimi kaybedip gözümden sakındığım oğlumun sırtına tırnaklarımı geçiriverdim. O da sırtındaki tırnaklarımın acısıyla, amımdan aldığı zevkle acı acı inleyerek orgazm olmaya başladı. Bir kez daha kendimizden geçtik.  


        O akşam yatakta beraber, birbirimize sarılarak, çırılçıplak vaziyette uyuduk. Oğluma verdiğim sadece bir gecelik fantezi sözünü unutmuştum bile… Ertesi gün uyandığımızda bizi yepyeni bir yaşam bekliyordu. Oğluma seks konusunda öğreteceğim çok şey vardı. O evlenene kadar onu tam bir erkek yapacaktım. Oğlunu hayata hazırlamaya çalışan yalnız bir anne olarak bu benim görevimdi. 






Oğlumun Arkadaşına Seks Dersi


         Evde temizliğe girişmiştim o gün… Üzerimde bir tişört, bir pantolon uğraşıp duruyordum. Bitirmek üzereyken kapı çalındı, söylenerek gidip kapıyı açtım. Oğlumun liseden arkadaşı Sinan vardı kapıda… Evde buluşup bilgisayara bakacaklarmış, ama benimki birkaç arkadaşıyla halı saha maçına gitmişti, evde yoktu.


         - “Hakan bir iki saate kadar gelir. Gel sen onun odasına geç. Yabancı değilsin nasıl olsa…” diyerek içeri aldım.


                        


         Çoğu zaman birbirlerine gider gelirler, bilgisayar başında oyunlarla vakit geçirirlerdi. Tabi her ergen gibi benim azgın oğlum Hakan da, kankası Sinan da pornoya falan acaip ilgi duyuyorlardı. Birkaç kez kendilerini kaptırıp hoparlörün sesini kısmayı unutmuşlardı. İçeriden gelen inlemelerden internetten indirdikleri porno filmi izlediklerine tanık olmuştum. Yaşları icabı normaldir diye yüzlerine vurmamıştım çocukların. Dışarıya gidip başka şeylere bulaşmasınlar da, varsın seks filmi izlesinler, mastürbasyon yapsınlar… Hem benim azgın oğlumun da normal bir erkek olarak gelişimini sürdürmesi, bir anne sıfatıyla hoşuma gidiyordu.


         Hoşuma giden bir başka şey de, Sinan’ın her geldiğinde kaçamak bakışlarla beni süzmesiydi. 16 yaşında bir ergenin ilgisini çektiğime göre bende iş vardı demek ki… Eh, doğal kızıl saçlı, yeşil gözlü, dolgun balık eti vücutlu, büyük göğüslerim ve dolgun kalçalarımla pek ilgi çekmeyecek kadın değildim doğrusu… Dışarı çıktığımda erkeklerin bakışlarını üzerimde hissetmenin yanında bu yeni yetmelerin de hayran  hayran bakmaları gururumu okşuyordu.


         Zorla mutfağa aldım Sinan’ı… Bir parça börek, kola çıkarıp verdim. Teşekkür etti. O verdiklerimi yerken mutfakta oyalandım. Keratanın gözleri yine benim üstümdeydi. Kaçamak kaçamak bana bakıyordu, farkındaydım. Anlaşılan en yakın arkadaşının annesi olmamı pek takmıyordu kafaya… Hınzır bu kadar dikkatle baktığına göre, kimbilir, mastürbasyon yaparken beni hayal ediyordu belki de…


                        


         Holdeki boy aynasının önüne gidip kendime baktım. İçime sütyen giymemiştim rahat etmek için… Kabarık, koyu renkli meme uçlarımın olduğu gibi göründüğünü fark ettim. Demek bunun için sürekli bana bakıyordu. Bu arada Sinan mutfaktan çıkıp yanıma geldi,


         - “İzin verirseniz, ben Hakan’ın odasına gidip bilgisayara gireyim o gelene kadar…” diyerek izin istedi.


         - “Tabi, istediğini yap Sinancım, izine gerek yok…” dedim.


         Oğlumun odasına kapandı. Ben de kalan bir iki işi bitirip kendime çay demledim. Bir bardak çay içip dinlendim. Sonra aklıma Sinan geldi. Hem çay içireyim, hem de bir bakıp kontrol edeyim diye düşündüm. Odaya yaklaştığımda her zaman olduğu gibi, yine bilgisayarın sesi kısık da olsa, izlediği seks filminden gelen sesleri, inlemeleri duydum. Niye kulaklık kullanmıyordu bu çocuklar böyle… Merakıma yenik düştüm, eğilip anahtar deliğine gözümü dayadım.


         Sinan bilgisayar masasına oturmuş, ekrana gözlerini dikmişti. Eli önünde, sürekli hareket halindeydi. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Ah şu ergenlik… Buldukları her fırsatta mastürbasyon yapıyorlardı. Üstelik benim duyabileceğimi de düşünemiyordu geri zekalı azgın… Bak sen şu pisliğe… Filmdeki sikilen kadının zevk feryatları biraz yükselince eli sikinde, telaşla kalkıp sesi biraz daha kıstı. Şimdi pek duyulmuyordu.


                        


         Ama şimdi de kapıya doğru dönen Sinan’ın sıvazlayıp durduğu erkeklik organı görüş açıma girmişti. Gözlerim faltaşı gibi açılıverdi. Ne kadar büyüktü bu oğlanın siki… Aleti dimdik havaya kalkmış, iki eliyle avuçladığı halde bir kısmı meydanda kalıyordu. Offf… Manzarayı görünce içim bir hoş oldu.


         İkimiz yalnızdık koca evde… Oğlanı ergen diye suçluyordum ama ben de otuzunu geçmiş bir kadın olarak ondan farklı değildim pek…   Kadınlık hormonlarım zirvelerde geziniyordu son zamanlarda… Doymak bilmiyordum. Kocamı taciz edip duruyordum sürekli… Adamcağız şikayete başlamıştı benden; sıklaşmaya, gecelerimizi kaplamaya başlayan seks yaşantımızdan….


         - “Ne oldu sana böyle? Doymak bilmiyorsun… Bitirdin beni, iliklerimi kuruttun… Sürekli seks istiyorsun… Bırak, biraz uyumam gerek…” diyor, benden kaçıyordu.



         Genç kızlık, yeni evlilik dönemini geçmiştim, bir çocuk doğurmuş, ömrümün yarısında şarap gibi yıllanmış, tatlanmıştım bence… Seksi de tadına vararak, değişik şeyler, fanteziler, pozisyonlar uygulayarak, aldığımız zevki arttırarak yapmak istiyordum. Doyumsuz bir kadın haline gelmiştim.


         Ev halkının işte, okulda olduğu gündüz vaktimin çoğunu bilgisayarın, internetin başında geçirir olmuştum. Oğlanın bilgisayarındaki gizli klasörlerinden erotik resimler, filmler, pornolar, hikayeler… İnternette tanımadığım insanlarla, erkeklerle, hatta kadınlarla kimliğimi saklayarak seks muhabbetleri…


         Ve… Utanıyordum bundan ama, kendimi tutamıyordum,  webcam programları… Bacaklarımın arasına odakladığım kameradan yüzümü göstermeden, azgınlıktan dumanı tüten, koca yaraklı yabancı erkeklerin karşısında amımı götümü okşayarak, parmaklayarak teşhirler, karşılıklı mastürbasyonlar, takma adımı haykırarak boşalmaları, benim orgazmlarım…


                        


         İşte, oda kapısının anahtar deliğinden oğlumun arkadaşının mastürbasyon yapmasını röntgenlerken bu duygular vardı içimde… Oğlanın uzun sikini görünce ateşim yükselmişti. Elimi apış arama götürüp pantolonun üzerinden amıma bastırdım. Kasıklarıma kan yürümüştü sanki… Alev alev yanıyordu, kadınlığımın dudaklarının şiştiğini hissediyordum… Sıkıp bıraktım, ovaladım. Fayda etmedi. Ateşim daha da arttı. Duramıyordum. Vajinamın içleri kaşınıyordu sanki, kaşıyacak bir şeyler istiyordu. Libidom tavan yapmıştı. Arzular şelale derler ya…



         Dudaklarımı ısırarak, amımı ovalayarak anahtar deliğinden baktım bir süre… Daha fazla dayanamayacaktım. Doğruldum, hızla yatak odasına gittim. Aceleyle üstümdekileri çıkarıp ince kumaşlı kloş bir mini etekle, ip askılı bir bluz geçiriverdim. Yine sütyen yoktu, tanga külodum vardı sadece içimde… Seks isteğiyle kabarıp sertleşen meme uçlarımın belirginleşmesine, sütyensiz bluzun üstünden görünmesine aldırmadım. Kötücül amaçlarıma daha uygundu bu görüntü…


                        


         Saçlarımı şöyle bir havalandırıp bir iki kızıl renk ruj darbesi, baharatlı, erotik bir parfüm bulutuyla işimi bitirdim. Koşar adım odaya gittim. Bir saniye durup sakinleştim, sonra kapıyı aniden açıverdim. Benim ufaklık kapının tokmağı oynadığı anda panik olmuş, bilgisayardaki filmi kapatmayı becermiş ama havaya kalkmış azman sikini gizleyememişti… İki büklüm olup pantolonun içine sikini zorlukla sokmaya çalışırken ben göreceğimi görmüştüm.


         - “Sinan, çay içer misin diyecektim…” dedim içeri girdiğim anda… Sonra şaşırmış gibi yapıp kaldım. Oğlanın yüzü kıpkırmızı olmuş, utancından yerin dibine geçsem mi moduna girmişti… Yanına gittim, gülümseyerek,  


         - “Neden utanıyorsun Sinan?” diye sordum. .


         - “Şeyy…” diye kekeledi. Başka bir şey söyleyemedi, sustu kaldı. Elimi omzuna koyarak okşadım, bir büyük, bir öğretmen havasıyla,


         - “Bak, bunda utanacak bir şey yok canım… Bu doğaldır. Her genç ergenlik döneminde, hatta sonrasında da bunu yapar. Yalnız değilsin yani, merak etme… Daha önce benim Hakan’ı da çok yakaladım bu şekilde… Sakın kafana takayım deme… Ailene de söylemem, merak etme…” diyerek rahatlatmaya çalıştım. Gerçekten biraz rahatlamış görünüyordu.


         - “Ne izliyordun peki bu kadar merakla? Ben de merak ettim seni böyle etkileyen filmi… Açsana şunu…” dedim…


         Sanki dişi sinek görse sikleri kalkan bu ergenlerin, etkilenmek için film seyretmeleri gerekiyormuş gibi… Bu ufaklığın altına yatabilmek için ortam yaratmak istiyordum sadece…


         İzlediği filmi açtı. Kocaman sikli bir porno yıldızı, uzun kızıl saçlı, yeşil gözlü bir kadını evire çevire sikiyordu. Omuzunun üzerinden uzanıp, göğüslerimi özellikle bastıra bastıra mausu elinden okşarcasına aldım, sesi biraz daha, iyice açtım. Adam dakikalarca feryat figan becerdi kadını, son anda sikini çıkarıp kadının ağzına verdi ve boşaldı…



         Sinan bilgisayarın önündeki koltukta oturuyordu, bense elim onun omzunda, kalçamı onun gövdesine yaslayarak, kadının orgazm feryatlarından etkilenmiş gibi yaparak omuzunu okşaya okşaya izlemiştim videoyu… 


         Sinan’ın  yüzü kıpkırmızıydı. Alnında boncuk terler birikmişti heyecandan… Kotunun önündeki kabarıklıksa hala aynı şekilde duruyordu. Film mi etkilemişti oğlanı bu kadar, yoksa filmi benimle yapışık bir halde izlemesi mi?


         Ben de ondan farklı değildim. Filmdeki sahneler, sikişme  sesleri, kadının şehvetli inlemeleri, adamın hırıltıları beni de kendimden geçirmişti. Saç diplerime varıncaya kadar tüm vücudum yangın yeri gibi olmuş, yanıyordu adeta… Video bitince Sinan’a kısık sesle,


         - “Hımmm… Güzel filmmiş…” dedim. “Peki sen böyle şeyler yaptın mı hiç Sinan? Bir kadınla seks yaptın mı?” diye sordum alacağım yanıtı bile bile…


         - “Yapmadım Gül abla…” dedi utana sıkıla….


         - “Ee, o zaman bu kadar azman normal…” dedim.


         Demin dışarıda gezen, şimdi pantolonun içinde, önünü kabartan sikine tepeden, omzunun üstünden baktım. Yutkundum. Yakından görmek istedim onu….


         - “Ayağa kalksana…” dedim. Ayağa kalktı, önümde durdu. Ama yüzüme bakamıyordu. Elimi çenesine götürüp başını bana çevirdim, gözlerinin içine baktım.


         - “Sen şimdi hiç çıplak kadın da görmemişsindir” Başını sallayarak onayladı beni… “Peki ben o filmdeki sevişen kadından güzel miyim?” diye sordum. Afallayıp yüzüme baktı. Güldüm, 


         - “Cevap versene bana… Her fırsatta bana bakıp duruyorsun, farkındayım. Senin ilgini çekiyorum demek ki… Söylesene, sence güzel miyim ben, bakılacak kadar seksi miyim?”


                        


         - “Evet…” diye kekeledi. “Güzelsiniz Gül abla… Çok güzelsiniz… Tapıyorum size… Hayallerimin kadınısınız… Bu filmi bile kadın size benzediği için seçtim, kaydettim. Tekrar tekrar izliyorum.” Güldüm,


         - “Kadını görünce anlamıştım zaten… Peki o zaman, sen de o koca sikli adamdan daha iyi olduğunu ispatla…” dedim, önünde diz çöktüm.


         Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ellerimi pantolonun kemerine götürüp telaşla açtım, düğmesini fermuarını açıp pantolonunu külotla beraber biraz aşağıya sıyırdım. Kalkık siki külottan kurtulur kurtulmaz yay gibi dışarıya fırlayıp yüzüme, dudaklarıma çarptı. Yakından bakınca daha da büyük göründü gözüme alet..,


         - “Vay be…” diye yutkundum. “Seninki baya büyükmüş Sinan…?” Heyecandan titriyordu koca yaraklı minik kuşum… Elimle sikinin gövdesini tuttum, parmaklarımın arasında kutsal asa varmış gibi, özenle… “Şşşt… Sakin ol bakayım… Korkma benden…” diyerek yatıştırmaya çalıştım gülümseyerek…


         - “Korkmuyorum Gül abla… Ama çok heyecanlıyım, ilk kez, ondan…” dedi o da, kekeleyerek… İnceli kalınlı ergen sesi karıncalı çıkmıştı, öksürerek boğazını temizledi…


         Dizlerimin üstünde duruyordum, yukarıya, yüzüne baktım. Yüzünde korku, utanç, zevk ifadeleri, dalgalar halinde gidip geliyordu. Sikinin gövdesini tutup ağzıma götürdüm. Dilimin ucunu başına değdirdim yavaşça… Dilimin sıcaklığını, ıslaklığını hissedince zevkle inledi. Başından aşağıya dilimle okşaya okşaya indim. Sarımsı tüylerle kaplıydı kasıkları… Belki traş bile olmamıştı daha…



         Tekrar yukarıya çıktım, başını ağzımın içine hapsettim. Emdim. Ağzımın içinde dilimle yaladım. Bir yandan da gövdesinde, yumurtalarında parmaklarımı gezdiriyordum. Fazla sürmedi ama… Çocukcağız sanırım hayatında yaşadığı bu ilk orala daha fazla dayanamadı, dizleri titreye titreye, saçlarımı okşayarak boşalmaya başladı.


         Ağzıma boşalttığı her sperm hücresini yalayıp yuttum. Öyle çok boşaldı ki… Sonra da dizlerinin bağı çözüldü herhalde, kendini yere bıraktı, sırt üstü uzandı kaldı… Nefes nefeseydi yattığı yerde…


         Ayağa kalkıp yanına gittim. Yüksek topuklu terliklerimle göğsünün iki yanına ayaklarımı koyup tepeden baktım ona… Kloş mini eteğimin altından tüm çıplaklığıyla bacaklarımı, kadınlığımın dudakları arasında kaybolan kırmızı tanga külodumu seyrediyordu yattığı yerde… Güldüm, .


         - “Ne kadar çok akıttın öyle?” dedim. “Epeydir boşalmıyorsun herhalde, dilimin okşamalarına bir dakika bile dayanamadın, baksana… Keşke önceden söyleseydin bana… Sana yardımcı olurdum, bu kadar beklemene gerek kalmazdı…”



         Hala şaşkın şaşkın bakıyordu bana… Bakışları bir yüzüme, bir bacak arama gidip geliyordu. Eğilip ellerimi uzattım, çekip yavaşça yerden kaldırdım.


         - “Sen şimdi hiç çıplak bir kadına dokunmamışsındır da…” diyerek ellerini aldım, ip askılı incecik bluzumun üzerinden sütyensiz memelerimin üzerine koydum, bastırdım. Gözleri iri memelerimde gezinirken parmakları hareketlenmeye, onları sıkıp mıncıklamaya ve aynı anda kasıklarıma bir sertlik değmeye başladı. Az önce ağzımda boşalan yarı inik erkekliği bir anda eski sertliğine kavuşuvermişti. Bunu görünce güldüm, elimi aramıza sokup sertliğini okşadım,


         - “Bak sen yaramaza… Doymak bilmiyor bu… Yine istiyor ha?” dedim.


         Sinan iki eliyle memelerimi okşarken ben de belinden tutup kendime çektim. Kabarmış, sertleşmiş organı eteğimin altından bacaklarımın arasına girdi. Apış aramdaki sertliği, yakan sıcaklığı hissedince inledim ben de… Bacaklarımı sımsıkı kapatıp o sertliği zevk üçgenimde sıkıştırdım, hapsettim. .


         - “Nasıl güzel mi? Daha önce yapmış mıydın böyle bir şey?”


         - “Hayır…” dedi. “Hayatımda ilk kez bir kadının orasına şeyim değiyor.”


         İlk kez bir kadına, en samimi okul arkadaşının annesinin amına değiyordu aleti ve sikinin başının arkama kadar uzandığını hissedebiliyordum.  Memelerimi okşayan ellerini tutup aşağıya kaydırdım, kalçalarıma kadar indirdim.


         - “Hadi şimdi öp beni… Alt dudağımı em…” diye inledim.



         Acemice uzattığı dudaklarını dudaklarıma değdirdi, öpmeye çalıştı. Ben de yardımcı olmaya çalıştım acemi aşığıma… Dudaklarımı emmeye başladı. Her şey güzel gidiyordu. Dudaklarını bırakmadan öpüşmeye devam ederek, ellerimle bluzumun ip askılarını omuzlarımdan aşağıya çektim, bluzumu belime kadar indirdim. 


          Öpüşmeyi bırakıp hayranlıkla çıplaklığıma baktı. Sütyensiz dolgun memelerim dipdiri karşısındaydı şimdi. Ellerini uzatıp yoğurdu onları, eğilip uçlarını emdi. Her tarafını yaladı, dişledi. Uçları emdikçe kabardı, sivrildi memelerimin… Emdiği, ısırdığı yerler kızarmaya başlamıştı, .


         - “Yeter artık canım…” diyerek engel oldum nefes nefese… Bıraksam saatlerce oynayacaktı memelerimle… “Kocam fark edecek yoksa morlukları görürse…” .


         Sinan’ın üstündeki kalan giysileri de çıkardım, çırılçıplak soydum. Ben de yavaş hareketlerle, striptiz yaparcasına eteğimi, bluzumu çıkardım.  Bir tek tanga külodumla kaldım. Kalkık aletini sıvazlayarak soyunmamı izliyordu. Elimle belimi kalçalarımı okşayarak dikkatini, külodumun içindeki şehvetle şişip yumruk gibi olmuş, zevkten ıslanmış parlayan kadınlığıma çektim.


         - “Hazır ol… Gerçek bir kadının zevk üçgenini yakından göreceksin şimdi…” dedim.



         Minik külodumun iki kenarından tutup kalçalarımı kıvıra kıvıra, yavaşça aşağıya indirdim. Islak am dudaklarımın arasına giren külodun ağını kıstığı yerden kurtardım. Kırmızı minik külot dizlerime, oradan ayaklarımın dibine sıyrılıp düştü. Hafif tüylü amımı okşayarak küçük erkeğimin aç gözleri önüne serdim. Penisi daha da sertleşmişti sanki… .


         - “Artık senin bu… Nasıl diyorsunuz kendi aranızda? Amcık mı?…” dedim kısık sesle… “Her yerim senin… İstediğini yapmakta özgürsün… Bana ne istersen yapabilirsin tatlım…”.


         Kısa bir süre düşündü, ne yapmak istediğine karar verememiş gibiydi. Filmlerdeki pozisyonları, sahneleri hatırlamak istiyordu sanki… Sonra,


         - “Şeyy…” dedi. “Gül abla… Göğüslerinizin arasında şey yapmak istiyorum…” Bunu duyunca güldüm, .


         - “Önce sizi bizi bırak… Gül de bana… Sonra, ne yapmak istiyorsan söyle açık açık… Yoksa bırakır giderim. Adıyla söyleyeceksin ne istiyorsan…”


         - “Peki… Gül… Tombul memelerinin arasına sikimi sokmak istiyorum. Bayılıyorum onlara… Hayranım…” İçim gıcıklandı,


         - “Tamam, böyle söyle işte…” dedim. “Gel hadi…”



         Yere uzandım. O da üstüme geldi, çömelip göbeğimin üzerine hafifçe alçaldı. Sikini dolgun göğüslerimin arasına sokup git gel yapmaya başladı. O uğraşırken ben elimle iki yandan memelerimi bastırıp zevk almasını sağlıyordum. İleri geldikçe ağzıma değen sikinin başını dudaklarımı açıp ağzıma alıyor, dilimle ıslatıyordum. Kayganlaşan aleti memelerimin arasında daha rahat gidip geliyordu. Yaramaz, iki meme ucumu da parmaklarının arasında ovalamayı akıl etti, ben de zevk almaya başladım. Bir süre git gel yaptıktan sonra boşalmak üzere olduğunu söyledi. .


         - “Devam et… Boşal…” dedim.


         Az sonra kasılmaya başladı yine… İlk damlalar alnıma, sonrakiler gözüme, dudaklarıma çarptı. Yağmur gibi yüzüme yağdırdı döllerini… Sona doğru sikinin başını ağzıma alıp emdim, boruda kalan son damlaları da çekip boşalttım erkeğimi… Nihayet bittiğinde yüzümdeki spermleri parmaklarımla tüm yüzüme yaydım güzellik maskesi yapar gibi… Doğrulup sırtımızı oğlumun yatağına dayadık oturduk, dinlendik bir süre…


         - “Nasıl hissediyorsun? Güzel miydi? Hoşuna gitti mi?” diye sordum. 


         - “Güzeldi, bayıldım zevkten… Harikasın…” dedi. .


         - “Şimdi ne yapmak istersin peki?” Bana bakıyordu, utangaçlığı gitmişti artık… İstek ve hevesle anında cevapladı sorumu… Gayet rahat bir şekilde,


         - “Seni sikmek istiyorum…” dedi.


         - “O da tamam… İstediğin gibi sikebilirsin beni… Ama bak,  bunlar aramızda kalacak, söz mü?”  Evet anlamında başını salladı. Saçını okşayıp dudaklarından öptüm. Kulak memesini dişlerken,


         - “Bir erkek gibi davranır, sırrımızı saklarsan, ben de sana bir erkeğin bir kadından isteyebileceği ne varsa veririm. Şimdi… Beni nasıl sikmek istiyorsun peki? Aklında ne var?” diye sordum.


         - “Bir de… Kalçalarının, götünün hayranıyım Gül… Onları hayal ede ede otuzbir çektim hep… Benim için domalır mısın? Arkandan girebilir miyim?”


                        


         - “Elbette canım… Lafı mı olur? Sana söyledim. Bugün ne istersen, benim için ne hayal kurduysan, hepsini yapıcaz…”


         Aşağıya kayıp kucağına eğildim, yumuşamış sikini tekrar emmeye başladım. Ağzımın içindeki alet bu kez biraz daha geç kalktı ama yine de yavaş yavaş büyüdü, eski halini aldı. Artık sabırsızlanıyordum ve bir an önce amıma girmesini istiyordum bu güzel şeyin… İstediğim kıvamı alınca bıraktım emmeyi… Arkamı döndüm ve domalarak dişi bir köpek gibi erkeğime kalçalarımı salladım, başımı arkaya çevirip,


         - “Hadi bakalım… Seni milli yapalım artık… Ama deliği bulabilecek misin?”


         - “Merak etme sen Gül… Öyle çok film izledim ki…”



         Kalçalarımdan tutup aletini am dudaklarıma değdirdi. Sikinin başını amımda hissettiğim anda içim ürperdi. Of… Sonunda… Biraz itti ama aşağıya kaydı aletin başı… Tekrar denedi, olmadı. Başımı yerdeki halıya dayayarak destek aldım, iki elimi arkama götürdüm. İki parmağımla am dudaklarımı ayırıp iyice açtım, gösterdim. Orta parmağımı içine soktum,


         - “Bak burası canım… Buraya, yuvasına sok sikini… Hadi artık…” diye inledim.


         Vakit kaybetmeden gösterdiğim yere dayadı sikini, başı bir anda içime girdi. Ateş gibi yanıyordu oğlanın siki, tokmak gibiydi amımın kapısında… Gözlerimi yumdum, zevkle inledim…


         - “Mmmm… Güzeel… Hadi, şimdi yavaş yavaş ilerle aşkım…” dedim.


         Sanki ben yavaş olmasını söylememişim gibi heyecan içindeki genç aşığım, kalçalarımdan tutup sikinin kalanını bir hamlede gömdü içime… Velet canımı yakmıştı,


                        


         - “Ahhh… Yavaşş… Canımı yaktın hain çocuk… Ne kadar büyük sikin varmış senin…” diye cilvelendim. Kocamdan biliyordum, ben böyle konuşunca havaya girer,  sikinin  büyüklüğünden gurur duyar, beni daha güzel sikerdi hep…  Hareketsiz bekliyordu. “Hadi devam etsene… Aldırma sen bana… Hem canım yanar, hem zevk alırım ben… Hadi sik beni…”


         Ve sikmeye başladı. Üstüme eğilip filmlerde gördüğünü yapmaya, memelerimi sıkmaya, arkamda gidip gelmeye başladı. Harikaydı… Zevkten inliyordum. İlk olmasına rağmen güzel sikiyordu oğlan… Kim ne derse desin, pornoların faydası vardı, güzel öğreniyorlardı çocuklar…   Güzel güzel sikti beni bir süre…


         Üzerime abandıkça dizlerim acımaya başladı. Öne eğilip sikini içimden çıkardım. Yere yatmasını istedim. Sırtüstü yatırdım. Havaya mızrak gibi dikilen sikinin üstüne çıktım. Dizlerimin üstünde alçalıp aleti bir anda içimde kaybettim. Dudaklarımı ısırıyordum zevkten… Zıplamaya başladım. Oturuyor, kalkıyor, kalçalarımı sağa sola çalkalıyordum. Amımın bütün duvarları sikinin kalınlığını hissediyordu. İyice hızlanmaya başladım.



         O anda telefonu çaldı. Pantolonu yanımızda duruyordu, arka cebindeki alet ötmeye devam edip duruyordu. Sinirlerim bozuldu,


         - “Aç şunu hadi…” dedim sinirle… Aldığım zevkin yarıda kalmasından, zirveye ulaşamamaktan korkuyordum. Tereddüt etti açmak için, “Aç…” diye bağırdım o sinirle…


         Uzanıp aldı, açtı telefonu, kulağına götürdü. Ben durmamıştım, sikinin üstünde zıplamaya devam ediyordum. Üzerine eğilmiş tüysüz göğsünü yalıyor, göğüs uçlarını emiyordum erkeğimin…  Telefondaki oğlumdu, sesini duyabiliyordum. Sinan kekeleyerek,


         - “Aloo… Hakan?” dedi. Sesi soluk soluğaydı ben üstünde oturup kalkarken… Gözlerini devirerek durmamı işaret etti, aldırmadım.


         - “Nerdesin oğlum?” diyordu benim oğlan… “Sesin kesik kesik  geliyor… Koşuyor musun?”



         Sinan ne diyeceğini, nasıl konuşacağını şaşırmıştı.  Telefonda en yakın arkadaşına laf anlatmaya çalışırken, arkadaşının azgın annesi yarağının üstünde bir orospu gibi oturup kalkıyor, zevkten delirtiyordu. Cümle kurmaktan acizdi o anda…


          Benimse hoşuma gidiyordu onu böyle çaresiz bırakmak… Dudaklarımı yanaklarında, kulak memelerinde gezdiriyor, öpüyordum o konuşurken… Gıdıklanıyor, başını kaçırırken konuşmaya çalışıyordu,


         - “Ee… Şey… Yoldayım, hızlı yürüyorum. Size geliyorum…” diye geveledi ağzının içinde…


         - “Ya, ben bir saat falan gecikicem, okuldan kızlara takıldım. Offf… Oğlum, ne kızlar var ya… İlah gibi… Neyse gelince anlatırım sana… Annem evdedir, kapıyı açar. Ben gelene kadar takıl sen… Kapıyı kilitler, işini görürsün… Kusura bakma, tamam mı?”  


         - “Tamam, tamam kanka… Sen dalgana bak… Biz Gül ablayla otururuz, bilgisayara takılırım…” dedi, kapattı telefonu… Körpe dudaklarına yumuldum,


         - “Gül ablan oturuyor, ama sikinin üstünde…” dedim gülerek… O da dayanamayıp güldü,


         - “Evet Gül ablacım… Sikimin üstündesin… Oğlunun anasını   sikiyorum…” dedi. “Az kaldı beni kankama madara edecektin Gül hanım… Görürsün sen şimdi… Sen misin gülen?”


         Beni belimden tutup kaldırıverdi. 16 yaşındaydı ama baya güçlüydü oğlan… Abaza kuvveti vardı. Kaldırıp oğlumun yatağına attı beni… Dizlerimi iki yana açıp erkeğimi bekledim heyecanla…


                        


         Bir süre dudakları açılmış ıslak amıma baktı hayran hayran… Sonra, az önce içimden çıkan ıslak, göbeğine doğru kalkmış sikiyle bacaklarımın arasına girdi. Tekrar bir hamlede sikini soktu amıma… Hızla, hırsla gidip gelmeye başladı.


         Uzun yarağı içimde gidip gelirken ben yine kendimi kaybettim, inlemeye, bağırmaya başladım. Sinan da belki benim inlemelerimden gaza gelerek o da zevkle inliyordu kulağımın dibinde… Az önce dölleriyle ıslanan yanaklarımı, dudaklarımı öpüyor, şehvetle kemiriyordu. Dilini ağzımın içine sokup dilimi emerken, bir eliyle memelerimi sıkıyor, acıtacak derecede mıncıklıyordu.


         Amımdan, göğüslerimden, dudaklarımdan her yerimden zevk alıyordum. Oğlana acemi demekle hata yapmıştım ben… Nerdeyse kocamdan daha iyi sikiyordu velet… Başım dönmeye başlamıştı. Bacaklarımı beline sardım, kocamanını içime, daha derinlerime gömmesini sağladım. Artık gücümün tükendiğini hissediyordum. O da hızlanmaya başlamıştı iyice… Sonunda orgazm oldum.


         Boynuna sımsıkı sarıldım. Kalçalarımı deli gibi indirip kaldırarak… Sarsıla sarsıla… İnleye inleye… Omuzunu dişleyerek boşaldım. Ben biterken o gelmeye başladı. Zevk sularımdan iyice kayganlaşan amımı kasıp bırakarak sikini sağıyor, tırnaklarımı bacaklarımın arasında kısa kısa inip kalkan, kasları taş gibi olmuş kalçalarına batırıyordum. Onun elleri de altımda, kalçalarımdaydı. Dudakları boynumda zevkle inlerken, koparacak gibi sıkıyordu kabalarımı…



         Unutulmaz bir orgazm yaşamıştık beraber… Uzun süre öylece kaldık. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Yavaş yavaş sakinleşip düzene girdi solumalarımız… Siki küçülene kadar üstümde, bacaklarımın arasında, öylece yattık. En sonunda yana devrildi. Yan yana, sırtüstü tavana bakarak yattık bir süre… Oğlumun yatağında, onun arkadaşıyla çırılçıplak yatıyordum. Kendimi azgın bir orospu gibi hissettim.


         Başımı çevirip ona baktım. Havanın sıcaklığından, boğuşmamızdan ter içinde kalmıştık. Tüysüz göğsünde minik ter damlacıkları vardı. Elimi uzatıp bir damla terini aldım, dudaklarıma götürüp tuz tadını dilimin üzerinde hissettim. O da minnet dolu gözlerle bana bakıyordu. Gülümseyerek, 


         - “Ne hissediyorsun?” diye sordum.


         - “Hiç gökyüzüne bu kadar yakın olmamıştım. Havalarda uçuyorum sanki… Beni zevkten uçurdun… Teşekkür ederim.”


         Gülmeye başladım. Hoşuma gitmişti söyledikleri… Dönüp sarıldım sımsıkı… Başımı göğsüne koydum. Kalbinin atışlarını duyabiliyordum kulağımda… Kırmızı ojeli tırnaklarımı karın kaslarında gezdirirken konuşmaya başladık.


         - “Farkında mısın? En yakın arkadaşının annesini bağırta bağırta siktin. Hem de içime boşalttın döllerini…”


                       

         Telaşlandı, korku dolu bir sesle,


         - “Yoksa? Hamile mi kalacaksın benden?”  Bunu duyunca daha çok güldüm, kahkahalarla…


         - “Hayır, aptal şey… Öyle olsa içime fışkırtmana izin verir miydim hiç? Doğumdan sonra bağlattım, çocuğum olmaz benim…” Parmağımı dudağına koyup, “Ama kızlarla sikişirken dikkat et, prezervatif kullan, tamam mı canım? Yoksa başın derde girer zevk alayım derken… Hem bulaşıcı hastalıklar da var işin içinde…” Göğsüne yayılan uzun kızıl saçlarımı okşayarak,


         - “Senden sonra başka kadına gidemem ki… Senin verdiğin zevki onlardan alamam…” dedi. Sevgiyle sarıldım oğlana… Öptüm.


         - “Gideceksin aşkım… Her zaman olmaz bu… Bir defaya mahsus seviştik seninle… Benden öğrendiklerinle diğer çocuklardan önde olacaksın. Yaşıtın kızlarla ne yaptığını bilerek sevişeceksin. Öpüşüp koklaşacaksın. Aşık olacaksın. Ben de öğrencimle gurur duyacağım. Hadi kalk şimdi, banyo yapalım”


         Kalktık, banyoya gittik. Beraber girdik banyoya… Geniş banyo küvetinin içinde kendi çocuğumu yıkar gibi özenle köpüklere boğdum, yıkadım. Mis gibi kokunca dayanamadım, bir defa da banyoda, köpüklerin arasında seviştim onunla… Tekrar duşun altına girdik.


         O kurulanıp giyinirken ben de aceleyle giyinip oğlumun odasını düzelttim, yatağın çarşaflarını değiştirdim. Biraz sonra da Hakan geldi. Odaya kapandılar. Uzun bir süre vakit geçirdiler. Ben de mutfakta oyalandım, yaşadığım şehvet dolu saatleri hatırlayarak…


                        


         Hakan tuvalete girdiği bir sırada mutfakta sıkıştırıp dudaklarından öptüm, sarıldı bana… Yine utangaç davranıyordu. Fısıltıyla konuşuyorduk oğlum duymasın diye…


         - “Hakan’ın yüzüne bakamadım Gül abla, kendimi suçlu gibi hissediyorum. Dediğin gibi, en yakın arkadaşımın annesini siktim… Vicdan azabı…” dedi. Şehvet bitmiş, tekrar Gül ablası olmuştum. Ben de sevgiyle sarıldım ona,


         - “Sakın… Bunu ben istedim. Beni öğretmen gibi düşün. Uygulamalı seks öğretmeni… Sen de yaşına göre baya iyiydin doğrusu… Sınıfı geçtin yavrum… Üzme kendini… Sakın dert etme…Tamam mı?” dedim.  Başını salladı,


         - “Peki… Tamam…” dedi. Gülümseyerek öptüm yine,


         - “Bir defaya mahsus demiştim ama… Ne yalan söyleyeyim, tadı damağımda kaldı doğrusu… Aşkım… Ara sıra haberleşelim, uğra bana… Ders tekrarı yapalım. Sana yeni şeyler öğreteyim. Öğreneceğin o kadar çok şey var ki…”


         - “Ah Gül abla… Öyle mutlu ettin ki beni… Şimdiden sabırsızlanıyorum seninle sevişebilmek için…”


         Kapıdan uğurlarken bana bakan gözlerinde teşekkür ifadesi vardı, anlamlı anlamlı, sevgiyle bakıyordu bana… Göz kırptım suç ortağıma… Genç sikicimi, öğrencimi hayata gönderdim.


         Belki ileride onun da bana öğretecek bir şeyleri olabilir. Belli mi olur? Öğrenmenin yaşı yok derler…