1 Haziran 2016 Çarşamba

Komşumun Oğlunu 31 Çekerken Görünce Dayanamadim

Komşumun Oğlunu 31 Çekerken Görünce Dayanamadım
(Akile 48 Y., İzmit / Türkiye)

Adım Akile. 48 yaşında, az kilolu, 1.70 boyunda, kapalı bir kadınım. Kocam 55 yaşında, ince yapılı (aslında oldukça zayıf demek daha doğru olur) ve uluslararası bir nakliyat şirketinde TIR şöförlüğü yapıyor. 24 yaşında bir kızım var, 2 yıllık yüksek meslek okulunu bitirdi, şimdi İzmitte büyük bir AVM de Vardiyalı çalışıyor. Kocamla Sex hayatımız 1999 yılındaki depremi yaşadığımız gece bitti, yani kocamın siki birdaha kalkmadı. Kocamın gitmediği doktor ve psikolog kalmadı, yine de durumu düzelmedi. Ben de ozamandan beri sikişmeye hasret kaldım. Eh burasıda küçük bir belde, herkes birbirini tanır, ne kadar yarrağa aç olsamda, dedikodudan çekindiğim için kimseyle bir halt edemedim, taki yan komşumun 18 yaşındaki Oğlu Osmanı kadınlar gününde arka bahçede 31 çekerken görene kadar...

Bizim evler yan yana ve bahçe içindedir. O gün yan komşum Fikriyenin günüydü. Yaz mevsimi olduğundan güne katılan bütün kadınlar Fikriyenin ön verandasında toplanmış, çay pasta kurabiye eşliğinde laflıyorduk. Bir ara kadınlardan biri benden dantel örneği sorunca, alıp getirmek için kendi evime geçtim. Arka odadan dantel örneğini aldım, tam döneceğim gözüm Fikriyenin arka bahçedesindeki Osmana takıldı. Osman (yan komşum Fikriyenin oğlu) asmanın altında 31 çekiyordu. Annesine gelen kadınları görünce azmıştı anlaşılan. Perdeyi hafif aralayıp biraz dikkatli baktığımda odun gibi yarağının damarları çıkmış, nasıl da ovalıyordu anlatamam. O anda tahrik oldum ve resmen amım sulandı. Kolay değil, 11 yıldır kocamla tık yok yatakta. Durdum Osmanın 31 çekmesini seyrettim. Seyrederken elim kendiliğinden külodumun içine kaymış, amımı okşamaya ve parmaklamaya başlamıştım. Osman fışkırmaya başladığında içim gitti resmen. Ben de amımı ovarak orgazm olmuştum. Neyse, toparlanıp tekrar Fikriyelere gittim, ama kadınlarla sohbet ederken hep aklım Osmanda ve onun o muhteşem yarağındaydı...

O gece dayanamayıp, dolaptan taze ve irisinden bir Patlıcan alıp, yalnız yatağımda Osmanı düşünerek kendimi tatmin edip, amımın ateşini söndürdüm ve uyudum. O günden sonra ikide bir Osmanı ufak tefek işlerde yardım isteme bahanesiyle evime çağırıp firikikler veriyordum. Tabi gözüm sürekli önündeydi. Osman da frikik verdiğimde çaktırmadan bakıyor ve önü kabarıyordu. Ama bir girişimde bulunmuyordu, belki de annesine söylerim diye korkuyordu çocukcağız. Bu böyle bir iki hafta daha devam etti ve ben artık daha da azmış ve dayanamaz hale gelmiştim. Anladım ki ben birşey yapmazsam Osmandan bir girişim olmayacaktı. Ve osmana bir numara yapmaya karar verdim. İçime siyah iç çamaşırları giydim, üstüme beyaz ince bir triko bluz giydim ve ön dekoltesini de açtım. Südyenim olduğu gibi görünüyordu. Uzun, siyah, önden düğmeli eteğimi de giydim ve ön düğmelerininin alttan 4 tanesini açtım ki baldırlarım görünsün diye. Mutfakta lavabonun altındaki sifonu çekip musluğu biraz açtım ve yere su akıttım. Sonra da ‘Lavabo bozuldu’ diye, bakması için Osmanı çağırdım...

Osman lavaboyu tamir etmeye geldi. Mutfakta çömelip lavabonun alt dolabının kapağını açtığımda Osman küloduma kadar görüyordu. Hafif eğildiğimde ise göğüslerimin çatalı neredeyse burnuna yapışacaktı. Bolca sürdüğüm parfüm de cabası. Osman hemen, “Sadece sifon yerinden çıkmış Akile teyze!” diyerek sifonu yerine taktı. Ama gözlerini benden ayıramıyordu, önü deseniz resmen çadır kurmuş, yarağı şortunu delecek gibiydi. Osmana lavaboyu tamir ettiği için teşekkür edip, planımın ikinci kısmına geçtim. Çömeldiğim yerden kalkarken, yarı domalmış bir haldeyken acı bir “Ahhhh!” çektim ve elimle belimi tutarak, “Offf belimmm!” diye sızlandım ve o pozisyonda kaldım. Osman hemen, “Ne oldu Akile teyze? Birşeyin yok ya?” dedi. “Belim tutuldu galiba! Yardım et, beni kaldır ve yatağa götür lütfen, belime bıçak saplanmış gibi hissediyorum!” dediğimde, Osman hemen arkama geçip koltuk altlarımdan tutup yavaş yavaş beni kaldırmaya çalışırken kalçamı Osmanın önüne yasladım, yarağını resmen kalça yarığımda hissediyordum. Ben arkamı yasladıkça o da götüme iyice abanıyordu ve yarağı taş gibi sertti...

Sonunda Osmanın yardımıyla ahlaya puflaya ayağa kalktım. Güya belimin ağrısından yürüyemiyorum diye Osmanın boynuna kolumu doladım da yürüyorum. Osman da belime sarılıp beni yatak odama götürdü. Beni yatağın kenarına oturtup yavaşça yatağa yatırmaya çalışırken ben de iki kolumu boynuna dolayıp destek alıyordum. Sırtım yatağa değdiğinde (kollarımı boynundan bırakmadığım için) Osmanı da üzerime çekmiştim ve vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Osmanın kazık gibi yarrağını tam amımın üzerinde hissediyordum. Osman o anda sanki niyetimi anlamıştı, ama yine de çekiniyordu. Üzerimden kalktı ve “Nasıl oldu, belin hala çok ağrıyor mu Akile teyze?” diye sordu. “Çok berbat ağrıyor...” dedim. “Akile teyze istersen yüzüstü dön de belini ovayım!” dediğinde, “Oh çok iyi olur valla!” deyip yavaşça döndüm ve yüzüstü uzandım. Osman da yatağa çıktı, bacakarama yanaşıp iki eliyle belimi ovmaya başladı. “Şu bluzümü yukarı sıyır da ov!” dedim...

Osman Bluzümü boynuma kadar sıyırdı ve önce belimi okşar gibi ovma başladı. “Oh iyi geliyor valla, biraz daha sert yap ve hep aynı yeri ovma, sadece belim değil bütün sırtım ağrıyor!” dedim. “Tamam Akile teyze!” diyerek yukarı doğru kaydı ve sırtımı, südyenimin kopçasının olduğu kısmın etraflarını ovmaya başladı. Bir ara parmakları südyenimin yanlarından göğüslerime kaymaya başladığında, “Sütyenimi çöz de rahat yap!” dedim. Hiç sesini çıkarmadan südyenimin kopçasını çözdü ve sırtımı ovmaya devam etti. Elleri yanlardan göğüslerimin yanlarını da okşamaya başladığında ben resmen ıslanmaya başladım ve gözlerim kapalı olarak ufak ufak zevkten inliyordum. Osmanın elleri arda sırada tekrar belime iniyor ve belimi ovarken başparmaklarını da eteğimin bel kısmından içeriye hafif hafif sokmaya çalışıyordu. Osmana, “İstersen eteğimi çıkar da buruşmasın! Hem oralarım da çok ağrıyor, oraları da ov!” dediğimde, Osman eteğimin arka fermuarını indirdi ve eteğimi bir çırpıda çekip çıkardı...

Artık sadece külotla kalmıştım. Osman baldırlarımın üzerine oturdu ve bacakları bacaklarıma temas halindeydi. Bir an üzerime uzandı ve yarrağı neredeyse külodumu delecek gibiydi. O an bir “Oohhhhh!” çekerek götümü hafif yukarı kaldırıp yarrağına bastırmaya başladım. İşte o anda Osman da omuzlarımdan tutarak iyice abandı ve ensemde Osmanın dudaklarını hissettim. Ensemi, boynumu ve omuzbaşlarımı öperek götüme kerkiniyordu. Artık ok yaydan çıkmıştı. Amım da berbat sulanmış ve vıcık vıcık olmuştu. Ellerimi arkaya atıp külodumu aşağı sıyırdığımda, Osman da bir anda doğrulup, önce kendi şortunu sonra benim külodumu çıkardı. Ben sırtüstü dönüp baktığımda, Osmanın damarlı yarrağı oldukça şişmiş, başı nereyse morarmıştı. Elimi atıp yarrağını tuttum ve çekerek, “Ağzıma yaklaştır şunu!” dedim. Osman yukarı kayarak göğüslerimin üzerine oturur gibi pozisyon aldı ve yarrağını ağzıma uzattı...

Önce yarrağının başını öpüp dilimle birkaç kez daire çizdikten sonra ağzıma aldım ve emmeye başladım. Daha 10-15 saniye geçmeden Osman kasılmaya başladı. Boşalacaktı, ama kendini zor tutuyordu. Ben daha seri emmeye başlayınca döllerini gırtlağımdan mideme doğru fışkırtmaya başladı. Tüm döllerini yutup yarrağını yalayarak temizledikten sonra, yarrağını ağzımdan çekti ve göğüslerimden aşağı kayarak, göğüslerimi yalamaya öpmeye ve emmeye başladı. Göbeğimi de yaladıktan sonra, bacaklarımı ayırıp başını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. Bu işi çok iyi biliyordu kerata, diliyle sikiyordu amımı. Ben artık kopmuştum, inlemelerim resmen böğürmelere dönüşmüştü. Yarım saate yakın yalayarak iki kere orgazm etmişti beni. Saçından asıla asıla amımdan zorla uzaklaştırabildim dilini. Kollarından tutup yukarı çektim ve “Hadi sokkkkk!” diye seslendim. Osman yarrağını amımın dudaklarına sürtmeye başladı. Ben dayanamıyordum, “Sok artık yeter, sok şunu!” dedim...

Osman amımın dudaklarını parmaklarıyla ayırıp yarrağının başını amımın deliğine dayadı ve belimi iki eliyle tutup beni kendine çekerek aynı zamanda da yüklendi. Yarağı bir anda ve tümden köküne kadar girmiş ve içimi doldurmuştu. Öyle bir “Ooohhhhhhhh!” çektim ki anlatamam. Sanki içim yarılmıştı, yarağının damarlarını amımın en ücra köşesinde bile hissediyordum. Osman yavaş yavaş gidip gelmelere başlayınca, altında nasıl kıvrandığımı görmeniz, şehvetten nasıl sesler çıkardığımı, zevkten nasıl inlediğimi duymanız lazımdı. Osman gittikçe hızlanan hareketlerle amıma pompalarken ben de bu arada yeniden orgazm olmaya başlamıştım. Orgazm kasılmalarımdan dolayı bütün vücudum Jöle gibi titriyordu. Tırnaklarımı Osmanın sırtına geçirip yüksek sesle bağır bağıra boşaldığımı hatırlıyorum. Osmanın da boşalması yakındı, birden daha da hızlandı. Nasıl sikiyor ama, taşakları kalçama şap şap vura vura...

Benim Ahh'lamalarım ve Ohh'lamalarım arasında, Osman, “Geliyorummm!” diyerek birden içime fışkırmaya başladı. Aman Tanrım ne muhteşemdi. Osman göğüslerimden birini ağzına almış emerken, ben çıldırmış gibi başımı sağa sola sallayarak bir kez daha orgazm oluyordum. Osmanın fışkırması bittiğinde üzerime yığıldı kaldı, ama o koca yarağı hala içimdeydi. O vaziyette bir süre soluklandık. Osman yana devrildiğinde, yatakodamın kapısında duran kızım Şeydayı ile göz göze geldik. Tabi hemen toparlandık. Osman şortunu ve tişörtünü yarım yamalak giyip, kaçarcasına fırladı evden çıktı gitti. Ben de kızımı oturtup herşeyi açıkladım ve kızım da bana hak verdi.

Herkese bol sikişli günler diliyorum!

[Akile]

En Büyük Hayalim Karimla Grupseks Yapmakti

En Büyük Hayalim Karımla Grupseks Yapmaktı
(Güney 31 Y., Kastamonu / Türkiye)

Selam, ben Güney. 31 yaşındayım. Seks'e hep çok düşkün olmuşumdur. En büyük hayalim ise grupsex yapmaktı, özellikle de karımla, yani karımı başka bir erkekle birlikte sikmekti. Karımla bu konuda çok konuşmamıza ve fantazi yapmamıza rağmen, karım reelde buna yanaşmadı.

İnternette sahte bir Profil açıp, insanlarla sohbet etmeye başladım. Benim gibi, karısı grup istemeyen birsürü erkek olduğunu gördüm. Genelde tek seferlik sohbetler oldu, ama birisiyle uzun zaman sohbetimiz devam etti. Adı Burak idi. İstanbul'dan. Önce evli olduğunu söylemişti. Zamanla sohbetimiz ilerleyince, karısından boşandığını, ama benim yaşadığım şehir olan Kastamonu'da evli bir kadınla ilişkisinin olduğunu, onunla evli bir çiftle grupsex yapmak istediğini söyledi. Karımın bu sohbetlere katılmadığını bildiği için, sadece fantazi ve resim paylaşımlı sohbetler ettik. 4-5 ay kadar sonra, Burak, Kastamonu'daki sevgilisi (Yasemin) ile görüştüğünü, ben istersem 3'lü grup yapabileceğimizi söyledi.

Ben Yasemin'i hiç görmemiştim. Sadece Burağın anlattıklarından, kadının çok isterik ve azgın olduğunu biliyordum. Yasemin, her türlü fantaziye açık, kocasıyla sex konusunda sıkıntısı olan, 27 yaşında, türbanlı bir bayanmış. Küçük memeli ve küçük götlü, 1.68 boyunda, 50 kiloda, kumral bir kadınmış. Burak, Yasemin'le internetten tanıştıklarını, yaklaşık 2 yıldır görüştüklerini, bir kez Burağın ortağıyla 3'lü yaptıklarını söylemişti. Hiç görmemiş olmama rağmen, Burağın anlattıkları Yasemin'i çok istememe sebep olmuştu. Yasemin'in sert sikilmekten hoşlandığını, sexte herşeye açık olduğunu, götten sikilmeyi ve oral sex yapmayı çok sevdiğini öğrenmiştim. Bunu okuyan her erkek, böyle bir orospuyu ben gibi arzulamıştır eminim.

Burak'la, karımın şehir dışında (Annesinde) olduğu bir Pazar gününe anlaştık. Burak Kastamonu'ya geldi, buluştuk. Yasemin'i de anlaştığımız yerden arabaya alıp, evime geçtik. Yasemin türbanlı, zayıf ve hoş bir bayandı. Evde birkaç dakika havadan sudan sohbet ettik. Sonra ben odadan çıkınca Yasemin peşimden geldi ve koridorda dudaklarıma yapıştı. Bana tecavüz edercesine öpüyordu. Ben de karşılık verdim ve hemen bir elimi götüne, bir elimi memelerine attım. Elbiselerinin üstünden sertçe okşayarak öpüşüyorduk. O da boş durmuyor, pantolonumun üstünden yarağımı okşuyordu. Benim heyecanım tarif edilemezdi. Hem daha 10 dakika önce tanıştığım evli bir bayanla sevişiyordum, hem de ilk kez grup yapacaktım.

Koridorda Yasemin'le ayakta birbirimizi soyarken Burak yanımıza geldi. O da arkadan Yasemin'in kalçalarını okşamaya başladı. Sonra da Yasemin benle sevişirken Yasemin'i soymaya başladı. Yasemin pantolonumu indirip yarağımı ağzına aldı. Hiç yarak görmemiş gibi sakso çekiyordu, bu kadar isterik ve azgın bir kadını ilk kez görüyordum. Burak onu soyunca, Burak'la öpüşmeye başladı ve bana arkasını döndü. Ben de hemen küçük götünü avuçladım ve alttan amına yarağımı bir iki sürttükten sonra amına girdim. Amı oldukça sulanmıştı ve kolayca aldı yarağımı. Yasemin bir taraftan da Burağın pantolonunu indirip ona sakso çekmeye başladı. O sırada biz Burakla göz göze geldik. Aramızda mükemmel bir orospu vardı ve ikimiz de uçmuştuk. Sexte bu kadar rahat, azgın ve hiçbirşeye hayır demeyen, tabusuz, sınırsız bir kadın var deseler inanmazdım.

Koridorda ayakta yasemin Burağın sikini yalarken bir süre amından siktim. Burak daha önce Yasemin'in götten sikilmeyi çok sevdiğini ve girerken rahat olmamı, canı yansada devam etmemi söylemişti. İlk boşalmam ve bu heyecanlı ortamdan dolayı kısa sürecekti. Götünde boşalmak istiyordum. Amından çıkarıp göt deliğine yerleştirdim yarağımı ve yavaş yavaş yüklendim. Yasemin'in suratında acı ifadesi vardı ve "Offff!" diye inliyordu, ama hiç dur falan demedi. Ben de yüklenmeye devam ettim ve yarağımı götüne tamamen soktum. O gene Burakla öpüşüyor ve arada da Burağın yarağını yalıyordu. Birkaç dakika götünden büyük bir zevkle siktim ve götüne boşaldım. Ayakta yorulduğumuz için orda bıraktık. Ama gün uzundu, birer duş alıp, giyinmeden havlularla kahvaltı yapıp, biraz sohbet ederek dinlendik.

Sonra salona geçip koltukta gene öpüşmeye başladık. Yasemin iki erkeğin arasında çok rahat çok istekli idi. Böyle isterik bir kadın olamazdı. 10 kişi sikse zevkten kudurur ama itiraz etmezdi. Bu sefer koltukta Yasemin yarağımı yalarken, Burak amını sikmeye başladı. Amındaki yarağın zevkiyle kuduran Yasemin, gözüme bakarak, beni ağzıyla uçuruyordu. Bu pozisyon karımla en çok yaşamak istediğim pozisyondu. Ben karımın ağzına verirken, bir başka erkeğin de karımı sikmesiydi. Bunu karımla yapamamıştım, ama Yasemin'le harika bir grup yapıyorduk.

Sonra Yasemin, ben yatarken yarağımı amına alarak üstüne oturdu, Burak ta sırtını öperek götüne girmeye başladı. Tost yapmıştık Yasemin'i. Orospu o kadar zevk alıyordu ki, inlemelerini ve bağırmalarını komşular duymasın diye dudaklarını öpmeyi bırakamıyordum. Memeleri de ufak olmasına rağmen uçları fındık gibi ve sertti. Ellerim de memelerini avuçluyor ve uçlarını parmaklarımın arasında sıkarak canını yakıyordum. Bu onu dahada kudurtuyordu. Biraz sonra Burak Yasemin'in götüne boşaldı. Ben de amından sikmeye devam ederken, Yasemin gözüme bakarak sanki delirmiş gibi sarsılarak ve inleyerek boşaldı.

O ince çıtıpıtı kadının böyle değişebilemesi beni çok şaşırttı. Orgazm olurken resmen gözleri kaymış, kendini kaybetmişti. Ben de birkaç dakika sonra amına patladım. Korunduğunu bildiğim için amına büyük bir zevkle boşaldım. Burak yol yorgunu olduğu için dinlendi. Biz Yasemin'le banyoya gittik. Onu kendi ellerimle heryerini okşayarak yıkadım. Dudaklarını da kemiriyodum resmen, tabii kaltak ta benimkini. Önümde çöktürüp suyun altında verdim ağzına. Beni yalayarak boşaltacaktı. Tam boşalırken ağzından çıkarıp, ilk kez bir kadının suratına 31 çekerek boşaldım. 3. kez boşalmama rağmen bayağı bir sperm fışkırmış, yüzüne gözüne saçlarına dağılmıştı. Yasemin'in çok zevk aldığı belliydi.

Dinlenirken sohbet ettik gün boyu. Kocasının seks yapmayı sevmediğini, hiç sikmese aklına gelmediğini anlattı. Ama o çok azgındı. Zaten kocası yeterince sikse bile, ben onun tek erkekle doyabilceğini düşünmüyordum.

Sabah 8:00'de buluşmuştuk ve Yasemin eve akşam 17:00'de dönmek zorundaydı. O saate kadar evde çıplak dolaştık. Mutfakta, banyoda, salonda... dinlendikçe oynaştık ve seviştik. Burak'la beraber tost yapmadık birdaha, ama üçümüz beraber duşta da sikiştik. Hayatımda hiç bu kadar azgın olduğumu hatırlamıyorum. Yaseminin her deliğini defalarca siktim, 5 yada 6 defa boşaldım. Onlar gittiğinde de yorgun ve mutlu bir şekilde, yaşadığım rüya gibi günü düşünerek ve birgün karımı da Tost yapabilmeyi hayalleyerek uyudum :)

Köylü Yengeme Uygulamali Orgazm Dersi Verdim

Köylü Yengeme Uygulamalı Orgazm Dersi Verdim
(Ahmet 25 Y., Yalova / Türkiye)

Selamlar. Dayım, köyden birisiyle evlenmişti. Yengem çıtı pıtı, güzel sayılabilecek, küçük göğüslü, iri götlü, minyon tipli, ama çok oynak bir kadındır. Evlendikten birkaç sene sonra pek anlaşamadılar. Yengem de nedense boşanmak yerine, evliliğini devam ettiriyordu. Herhalde 2 çocukları olduğundan boşanmak istemiyordu. Ben askerden geldiğimde, yengemle daha sık konuşuyor, dertleşiyorduk. Yengem bana karşı çok açık konuşur, çekinmezdi. Ben de ona kız arkadaşlarımla olan ilişkilerimi anlatırdım.

Yine birgün kız arkadaşlarım hakkında konuşurken, yengem, "Merak ettiğim birşeyi soracağım, ama gülmeyeceksin!" dedi. "Tamam yenge, sor!" dedim. Yengem, "Kadınlar da boşalıyormuş, doğru mu?" deyince, ben birden dondum kaldım. Şaşkınlığımı atınca, "Evet doğru, kadınlar da boşalır, yani Orgazm olurlar. Sen Orgazm olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyormusun?" dedim. "Hayır, bilmiyorum!" dedi. Bu duruma ne diyeceğimi bilmiyordum doğrusu. Birkaç saniye düşünüp, "Peki, siz dayımla hiç ön sevişme yapmıyormusunuz?" diye sordum. Yengem, "O ne ki?" dedi. "Yani asıl işi yapmadan önce, öpüşüp koklaşıp, birbirinizi yalamıyormusunuz?" dedim. Yengem, "Yooo, hayır, dayın genelde üstüme çıkar, 1-2 dakikada işini görür yatar!" dedi. Konuşmalarımız çok heycanlı yerlere gidiyordu ki, annem çağırınca, ogün öylece kapandı konu.

İnanamıyordum, demek ki bu kadının ateşi bundan dolayı dışına vuruyordu. Çünkü yengem öyle şakalar yapıyordu ki, hemen oracıkta altıma yatırmamak için kendimi zor tuttuğum zaman çok olmuştur. Ama bazen de çok ilginçtir ki, yengem benden uzak duruyordu. Sanırım evdekilerden çekiniyordu veya korkuyordu.

Yengem birgün yine sabahtan bize gelmişti. Annem mutfakta çay demlerken, biz yengemle içerde şakalaşıyorduk. Ben kanepede uzanmıştım, yengem ayakta, bana şakalar yapıyordu. Birden şakayla elinden tutarak kendime çekmemle beraber, yengem bilerek kucağıma doğru oturdu. Götünün altında kalkmış yarağımı hissedince, "Ne oluyor?" diyerek kucağımdan kalkmaya çalıştı. Ben de, "Seni istiyor!" dedim ve kalkmasına izin vermedim. Yengem, "Saçmalama, ben senin yengenim!" diyerek tekrar kalkmak için teşebbüste bulundu. Ama ben, "Ne var bunda ki yenge? Hem sana boşalmayı öğretirim!" dedim. Yengem, "Annen gelecek, kapatalım konuyu!" deyince, "Tamam, ama bu burada kalmaz, seni istiyorum yenge!" diyerek kucağımdan kalkmasına izin verdim.

Yengem kalkıp yandaki kanepeye oturunca, "Ne kadar istiyorsun göreceğiz!" dedi. Yengemin bu lafından daha da tahrik olmuştum. Ama o da biliyordu ki, o anda birşey yapamazdım, ortam müsait değildi. Yengeme, "Ben seni uygun zamanda yakalarım!" dedim. Yengem, "Zor yakalarsın! Göreceğiz!" dedi. Tam o sırada annem çaylarla içeri girince, doğal olarak konuyu değiştirdik. Yengem bir çay içip, evde işim var diyerek kalktı. Ben yerimde duramıyordum, yengemle sevişmek için çıldırıyordum. Yengem o iri kalçalarını oynatarak bizim evden ayrıldı. Aklım yengemin kalçalarında kalmıştı, onları ilk defa kucağımda hissetmenin hazzıyla hemen banyoya koştum, 31 çekmeye. Banyoda yarağımı elime alır almaz boşaldım.

Aradan 1 hafta kadar geçti, yengemlere oturmaya gidecektim. Ama hazırlıklı olmalıydım, onun için gitmeden önce duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, (Bu iş tamam, evde yengemden başka kimse yoksa bu iş olur!) dedim. Kalbimin atışları artmıştı. Yarağım bile bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden (Ne olur evde başka kimse olmasın!) diyerek zile bastım. Yengem, "Kim o?" deyince, "Benim yenge, aç!" dedim. Yegem, "Hıı, bir dakika!" dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. "Gel buyur..." deyince, "Ne oldu yenge, neyin var?" dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kaynanasıyla anlaşamıyorlarmış. İçimden (Ne hayallerle geldik, ne bulduk!) diye geçirerek, "Üzülme yenge, boşver, takma kafana!" falan diyerek yengemi teselli etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, "Başıma ağrılar girdi, çok kötüyüm!" dedi.

Kolonya şişesi TV'nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovalamaya. 10 dakika kadar ovaladıktan sonra, yengem, "Çok iyi geldi, biraz rahatladım, ellerin dert görmesin, sana da zahmet oldu!" dedi. "Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!" dedim. Ben arkadan başını ovalamaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, "Omuzlarım da ağrıyor!" dedi. "Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!" dedim, başladım omuzlarını ovalamaya. Derken farkettim ki, sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arkasından omuzlarını biraz ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları belli oluyordu. Çıldırmaya başlamıştım bile. Göğüs uçları sanki (Yala beni, ısır beni!) dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o küçük göğüsler irileşmiş, harika duruyordu.

Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından aşağıya göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu denemeliydim, yoksa öğrenemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi tuttu. Ama ben, "Sakin ol yenge, omuzlarına ulaşamıyorum böyle!" deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, "Yapma, çocuklar dışarda!" dese de, ben, "Kendini bana bırak, sana kadınlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!" diyordum. Yengem, "Ne olur ileri gitme!" deyip dururken, ben, "Tamam!" diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım bile. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu yengem de biliyordu, ama, "Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, heran gelebilirler!" diyebiliyordu sadece.

Gömleğinin bütün düğmelerini açtım, o irileşmiş göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen dayanamıyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, "Yapma, morartacaksın!" dedikçe, ben daha da çıldırıyordum. Elimi yavaşça şalvarına attım. Yengem, "Yapma, şimdi olmaz!" dese de, aslında acele etmemi istiyordu. Hızlı bir şekilde şalvarını ayağından çekerek çıkartmamla, sadece külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi kanepeye doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya. Ama daha önce hiç amı yalanmadığı için, utangaç biçimde bacaklarını tam açmıyordu zilli. Adeta yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Biran önce amına girmeliydim, ama önce yengemin Orgazm olup boşaldığından emin olmalıydım.

15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla kasıla Orgazm olup boşaldı. Boşalırken şekilden şekile girmişti. Yengeme, "Şimdi anladın mı Orgazmın ne olduğunu?" deyince, yengem dudaklarını ısırarak sadece kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, "Ohhhhhh!" diye inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem sara nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yeniden Orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, "İçine boşalayım mı?" dedim. Yengem inleyerek, "Boşal!" dedi sadece. Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine...

Yengeme Orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, acele etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o kalçaların arasına da girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik, WC'ye falan gittik. Banyoya girip, belden aşağımızı yıkadık çıktık.

Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve "Daha işimiz bitmedi, arkadan da yapacağım!" dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, "Ordan olmaz, daha dayın bile ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!" demeye başladı. "Sen bana bırak aşkım!" diyerek, yengemi zorla domaltıp arkasına geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok hoşuna gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekrar kalkmıştı. Biraz da parmaklayarak göt deliğini alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, "Yapma, olmuyor işte!" diyordu.

Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekrar domaltarak, önce amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık olmuştu yine. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç denemeden sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, "Ihhhhhh!" diye bir ses gelmişti. Ama dinlermiyim hiç, birdaha yüklenmemle birlikte kalanını da kökledim. Yengem, "Uffff! Yanıyor! Çıkart! Öldüm!" dedikçe, ben, "Geçer şimdi aşkım!" diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Biliyordum, acı çekiyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat bırakacaktım yengemi, ama bir türlü gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti.

Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne. Yengem de artık sadece uzun uzun ıhılıyordu. Bir müddet sonra geleceğimi hissedince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, bilse başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da anladı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, çünkü kadınlığını sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu.

Gitme vaktim geldiğinde, yengem, "Cenabet gitme, duş al öyle çık!" dedi. "Tamam!" dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta zor duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.

Zilli yengem benim, hastayım senin o iri götüne!

15 Haziran 2015 Pazartesi

Galiba Annemin Güzelliği Başına Bela!

Başımdan geçen olay, bundan 12 sene önce gerçekleşti. Ozamanlar bu konular hakkında hiçbir şeye aklım ermiyordu tabii. Önce annemi anlatayım size: Annem 1.70 boyunda, 52 kiloda, ince belli, küçük göğüslü, uzun bacaklı, harika güzel yüzü olan bir kadındır. Bu olay olduğunda annem 31 yaşındaydı. 

O gün annemle alışverişe çıkmıştık. Bana bir şeyler aldıktan sonra, annem de kendine üst baş alacaktı. Birkaç yer dolaştıktan sonra küçük bir mağazaya girdik. İçerde esmer uzun boylu yakışıklı bir adam vardı. Adam annemi tanıyormuş, anneme ismiyle hitap edip karşıladı. Konuşurlarken anladım ki, adam annemin liseden eski çıktığı imiş. Oturup biraz muhabbet ettiler. Ben de can sıkıntısından uslu uslu oturuyordum. Çaylarını içtikten sonra annem kendine birşeyler bakmaya başladı. Gömlekler, tişörtler bakıyordu ve deneme kabininde soyunup giyiniyordu. Kabin perdeliydi. Perdenin az bir kısmı açık kalıyordu hep ve Kadir abi (Dükkanın sahibi o adam) hiç kaçırmadan ordan annemi seyrediyordu. Ben de çok küçük olduğum için bir şey diyemiyordum, hatta ne olup bittiğini anlamış bile değildim. 

En son annem üstüne bir tişört beğendi ve altına etek bakacaktı. Kadir abi sürekli etek çıkarıyordu ve denemesi için anneme veriyordu. Sonra da perdenin o az açıklığından annemi seyrediyordu. Annem en sonunda bir etek beğendi. Etek dizlerinin üzerinde ve dardı, yandan da derin bir yırtmacı vardı. Annem, “Kocam böyle derin yırtmaca izin vermez!” deyip, yırtmacı biraz kısaltmasını istedi. Kadir abi annemin önünde eğilip yırtmacın olduğu bacağı biraz öne çıkarmasını istedi. Annemin uzun ve ince bacağı komple Kadir abinin önündeydi. Kadir abi ölçü alma bahanesiyle annemin bacağını tutuyor, eteği ileri geriye çekiyordu. En sonunda yırtmacın kısaltılamıyacağını söyledi. Annem eteği beğenmişti ve çok üzüldü, çünkü babam öyle giyinmesine izin vermeyecekti. 

Kadir abi anneme aşağıda depoda daha çeşitlerin olduğunu söyledi ve “İnip bakalım istersen?” dedi. Annem de o yırtmaçlı eteği çıkarmadan ve tişörtle aşağıya inmeye başladı. Kadir abi yanıma gelip, “Ufaklık bizi burada bekle, dükkana göz kulak ol, biz 5 dakikaya geleceğiz, müşteri gelirse dükkanın kapalı olduğunu söyle, tamam mı?” dedi. Ben de baş sallayıp, “Tamam!” dedim. Bir daha tembih etti, “Burada bekle, tamam mı?” diye. Yine tamam dedim ve o da aşağıya indi. Ben şüphelendim tabi ve merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Tam merdivenlerden inmediğimden, hafif kafamı uzattım. Annemle Kadir abi aşağıda eteklere bakıyorlardı. Daha doğrusu annem bakıyordu, Kadir abi de, o dar etekle poposu belli olan annemin arkasından poposunu izliyor ve pantolonunun üzerinden sikiyle oynuyordu... 

Kadir abi usulca anneme sokuldu ve arkasından annemi kavradı. Annem hemen, “Kadir napıyorsun, dur!” dedi. Kadir abi de, “Seni çok özlemişim!” dedi. Annem, “O günler lisedeydi, gençlik hevesiydi!” falan dedi. Kadir abi ise, “Çok özlemişim! Tadına bakmak istiyorum” diyerek, annemin boynunu, kulağını ve yanağını öpüyordu. Annemi o kadar sıkı kavramıştı ki, annem çırpınıyordu, ama Kadir abi güçlüydü, annemi salmıyordu. Annem, “İkimiz de evliyiz, yapma, olmaz!” diyordu. Kadir abi dinlemiyor, annemin boynunu ve ensesini öpmeye devam ediyordu. Şimdi de bir eliyle annemin küçük göğüslerini tişörtün üzerinden sıkıyordu. Annem, “Yapma, çocuk var, gelir görür!” diyordu. Ama Kadir abi, “Gelmez gelmez, tembih ettim!” diyor, ellemeye devam ediyordu... 

Kadir abi bir eliyle şimdi annemin eteğini yukarı sıyırmış, bacaklarını okşuyordu. Annem de yavaş yavaş zevke geliyordu galiba. Kadir abi annemin başından bastırıp duvara doğru itti, annem de elini duvara koyunca, Kadir abinin önünde domalmış oldu. Kadir abi bir eliyle annemin kafasından bastırıyordu kalkmasın diye, bir eliyle de annemin küldonu indirmeye çalışıyordu. Annem kurtulmak istiyordu, ama Kadir abi annemin kafasından öyle bastırıyodu ki, annem kafasını bile kaldıramıyordu. Sonunda annemin külodounu dizlerine kadar sıyırdı ve kendi pantolonunu çözdü, dizlerine kadar indirdi, koca sikini külodundan çıkardı... 

İlk defa yetişkin yarağı görüyordum ve gözlerime inanamamıştım. Kocamandı. Kadir abi koca sikini başını tükürükleyip annemin amına az sürttükten sonra yavaşca annemin amına soktu ve birden yüklendi. Herhalde köküne kadar girmiş olmalıydı ki, annem birden irkildi. Kadir abi annemin amında bir iki git gel yaptı ve elini annemin kafasından çekti, iki eliyle belinden kavradı ve seri bir şekilde annemin amına pompalamaya başladı. Annem gözlerini kapatmış, hafif hafif inliyor ve dudaklarını ısıryordu. Kadir abi dar eteği iyice annemin beline kadar sıyırdı. Annemin süt beyaz teni vardı, gerçekten çok güzeldi. Yarrağının başına kadar annemin amından çekip, annemin poposuna bir şaplak vurdu ve poposunu iki eliyle biraz yoğurdu. Sonra tekrar annemin belinden tutup yarağını kökledi ve hızlı hızlı sikmeye başladı. Annem inliyordu. Kadir abi tam boşalacağı zaman sikini annemin amından çıkardı ve duvara doğru dölünü boşalttı... 

Ben birkez daha şoktaydım, çünkü ozamana kadar döl nedir bilmiyordum ve o fışkıran sıvıyı ilk kez görüyordum. Annem aceleyle külodunu yukarı çekip, üstünü başını düzeltirken, ben hemen yukarı kaçtım. Bir iki dakika sonra annem yukarı geldi ve acele soyunma kabininden kendi elbiselerini giydi ve dükandan çıktık. Annemin yüzü kıpkırmızıydı ve hiç konuşmuyordu. Benim ise aklım halen o fışkıran dölde kalmıştı. Eve varınca annem hemen duşa girdi. 

Annemin bu son sikişmesi değildi, bunun gibi birkaç olayına daha şahit oldum. Galiba annemin güzelliği başına bela! 

[Kaan] 

Cafenin Mutfağında Yediğim Yarak!

Merhaba 31 Seks Hikayeleri okuyucuları. Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum. Bundan kısa bir süre önce yaşadığım olayı sizinle paylaşmak istedim. Ben 1.70 boyunda, 54 kiloda, esmer güzeli bir bayanım. Eski sevgilimle Beşiktaş’ta herzaman gittiğimiz bir Cafe vardı. O Cafeyi de, sahiplerini de, ikimiz de çok severdik. Hatta yiyişmelerimizin, elleşmelerimizin çoğu o Cafede olurdu. Ben sevgilimden ayrıldıktan sonra Cafeye vakitsizlikten gidemez oldum. 

Geçenlerde Beşiktaş’ta işim vardı, evrak almam gerekiyodu, ama 13:30’da alabileceğimi söylediler. Saat daha 11:30 idi. Ne yapabilirm o saate kadar diye düşünürken, o Cafeye gitmeye karar verdim. Hem uzun zamandır da gitmiyordum, özlemiştim. Cafenin sahbibi Serhat, uzun boylu, 30’lu yaşlarda, esmer ve bekar biri. Anladığım kadarıyla iyi niyetli, Cafe de onun ve abisinin. Abisi de çok dürüst biri, namazında niyazında bir adam. Bir de Kemal var, orda çalışıyor, evli ve 3 yaşında bir kızı var. Kumralımsı sarışın, benden 4-5 cm uzun, çok tatlı, güler yüzlü biri. Serhat’la Kemal çok çok yakın arkadaşlar. Aralarında patron çalışan ilişkisi asla yok, zaten gören kimse de öyle demiyor. İkisi de eşit şartlara sahipler, Kemal sadece ortak değil. 

Oraya gittiğimde Cafe boştu, Kemal bilgisayar başındaydı. Beni görünce, “Ooo kimler gelmiş!” dedi. “Nasılsın, nasıl gidiyor?” muhabbetinden sonra yanıma oturdu, “Birşeyler içer misin?” dedi. “Çay alırım.” dedim. Çayımı getirirken, ona gülerek, “Sen evde karına da böyle hizmet ediyor musun?” dedim. “Yok yaa, evde çay yemek ne gezer?” diye bir cevap verdi. “Eşin sana yemek yapmıyor mu?” dedim. “Yok yapmaz, ben de ona yapmam!” dedi. Belli ki araları açıktı. Biraz dertliydi herhalde. Eşiyle arasının kötü olduğunu, sadece 3 yaşındaki çocukları için devam ettiklerini söyledi. “Zaten karım bana güvenmez, bizim aramızdaki herşey bitti!” dedi. “Kağıt üzerinde evlisiniz yani?” dedim. “Evet!” dedi. Bunları anlatırken bir yandan da bacaklarıma dokunuyordu. “Ya işte böyle Pınar!” deyip dizime hafifçe vuruyordu. 

Üzülmüştüm karısıyla kötü olmalarına. Evliliğe çok soğuk bakıyordu, bıkmıştı, mutsuzdu. Biz konuşurken bir yandan da müşteriler gelmeye başlamıştı. İki tane kız sandviç istedi. Sonra Kemal beni mutfağa çağırdı, orda işi uzundu. Bu arada sabah Cafeyi Kemal 10:00’da açıyor, akşam 20:00 gibi çıkıyor, Serhat ise öğlen 14:00 gibi geliyor, gece 23:00’de kapatıyor. O yüzden yalnızdık. Kemal diğer müşterilerin siparişlerini alırken, ben de domatesin kabuklarını soydum, ince ince doğradım. Kemal yanıma geldi, sandviçleri hazırlamaya başladı. Sandviçleri o iki kıza götürdükten sonra yanıma geldi ve bir anda sarıldık. Aslında benim açımdan masum bir sarılmaydı bu. Ama o dudaklarını boynuma koymuştu, nefesini kulağımda hissettiriyordu, hiçte masumca değildi. Bana, “Çok cana yakınsın!” dedi. Ben o hareketinden dolayı şok olmuştum, ondan böyle bir hareket beklemiyordum. Açıkcası onu tahrik edecek birşey de yapmamıştım... 

Halen birbirimize sarılır vaziyetteydik. “Ben su içeceğim!” deyip kollarından çıktım ve bardak alıp su doldurdum kendime. O da gelen müşterinin siparişini almaya gitti. Elmalı nargile istemişlerdi, böyle şeylerden hiç hoşlanmam, nasıl yapıldığını da bilmiyordum. Kömür gibi birşeyi ateşin üzerine koydu, alevler çıkyıyordu. Biraz ürkütücü bir manzaraydı, ama o çok alışkındı tabi. Ben tezgaha dayanmıştım, bacaklarım çok hafif ayrıktı. Kemal bacaklarını benim bir bacağımı hapsedecek konuma getirmişti, sikini bacağıma değdiriyordu, bir yandan da konuşuyotduk. İnanın ne konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum. Sertleşmiş sikini resmen bacağıma dayıyordu. Ben hiçbir şey olmamış gibi sohbete devam ettim. Sonra bir anda yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve dudaklarıma çok sakin bir öpücük kondurdu. Ama kendini geriye çekmemişti, benim de ona karışılık vermemi bekliyordu. Karşılık vermedim, ama kendimi geri de çekmemiştim. 

Yani öpmesine izin vermiştim. Daha da gevşedi, artık rahat hareket ediyordu. Müşterilerden kaçtıkça yanıma gelip, bana sarılıyordu, kokluyordu. Sarılırken bit ara eli kalçama doğru kaydı. Sonra tekrar yukarı doğru çıkarttı. O içeri giderken kendimi biraz suçlu hissediyordum, onunla öpüştüğüm için değil, evli olduğu için. Kendimi yuva yıkan biri olarak düşünmeye başlamıştım. Aslında bu konuda kendimi rahatlatabiliyordum. Hatta inanın bana, evliliğini kurtarmasını bile istiyordum. Ondan hoşlanmıyordum, etkilenmiyordum, kalbim pır pırr da değildi. Hiç bir aşk belirtisi de yoktu. Sadece o anki heyecan hoşuma gidiyordu. Sonra saatin geç olduğunu farkettim, “Ben gidip evrağımı alayım, geç oldu!” dedim. Kemal, “Ben de seninle geleyim!” dedi. Çünkü Serhat gelmişti. 

Yolda yürürken bazen koluna girdim, bazen de el ele tutuştuk. O benim belime sarılıyordu, göbeğime dokunuyordu. Ben de elimi boynundan göğsüne doğru uzattım ve göğüs kıllarıyla oynamaya başladım, “Huylanıyor musun?” dedim. “Hayır ama...” dedi ve güldü. Ben de hafifçe vurdum göğsüne. Tahrik oluyordu belli ki. Bilerek yapıyordum, farkındaydı. Biryandan da tahrik edici şekilde ona bakıyordum. Bunu farketti ve “Bana öyle bakma, trafikte fena olur!” dedi. Gülümsedim, hiçbir şey demedim. Sonra beni vapura bindirdi ve beni arayacağını söyledi. Uzaklaştım. 

Eve gelip yatağıma yattım ve olanları düşündüm. Amım sırılsıklamdı, sanırım heyecan beni bu hale sokmuştu. Onu düşünüp mastürbasyon yapmaya başladım. Beni öptüğünü, deli gibi yiyiştiğimizi, göğüslerimi, kalçalarımı avuçladığını düşündüm. Bunların hiç biri gerçekleşmedi. İyiki de yapmamışım diyorum, hayali de yetiyor. Mastürbasyon yaparken dudaklarımı ısırıp yalıyordum, bunun nedeni onunla yiyişmediğimiz içindi. İçimde kalmıştı, tam olarak birbirimizden tat alamadık. Akşam beni aradı, halimi hatırımı sordu, kısa konuştuk. “Kocaman öpüyorum!” dedi. “Ben de!” dedim ve kapattık. Ama yolum tekrar Beşiktaş’a düşerse yanına uğramayı planlıyorum. Onunla gezmek tozmak istemiyordum, sadece mutfakta küçücük kaçamaklar yapmak istiyordum. Hem zaten onun da benimle ciddi düşündüğünü zannetmiyordum. 

O olaydan 5 gün sonra dayanamadım ve sabah erkenden Cafeye gittim. Çok erken bir saat olduğu için kimse yoktu. Kemal’i görünce heycanlandım ve birbirimize sarıldık. Bir anda beni duvara yasladı, deli gibi öpüşmeye başladık. Çok özlemiştim onu, deli gibi de arzuluyordum. Bir eliyle göğüslerimi elliyordu, diğer eliyle de kalçalarımı avuçluyodu. “Çok güzel tenin var, çok güzelsin!” deyip duruyordu. Ben sadece şuursuzca inliyordum, tırnaklarımı omzuna geçirmiştim bile. Sonra beni kucaklayıp masaya oturttu. Bacaklarımla belini sardım, biraz da öyle öpüşmeye devam ettik. Öpüşmek hafif kalır, dilini boğazıma kadar sokuyordu resmen, somuruyordu beni, dudaklarımı hareket bile ettiremiyordum. Bana, “Senin heryerini yalamak istiyorum!” dedi. Ses çıkaramadım. Masaya doğru yatırdı, üzerime çıktı. Elini şortumdan içeri soktu, külotumun üzerinden amımı okşuyordu. Islanmıştım. “Harikasın!” diyordu... 

Bir anda altından kalktım ve onu ayağa kaldırdım, masaya dayadım. Seksi bakışlarımı atarak yavaşça aşağıya doğru çömeldim, niyetimi anlamıştı, hafifçe gülümsedi. Kemerini ve pantolonunun düğmesini açtım, daha sonra fermuarını indirdim. Siki zaten pantolonunu zorluyodu. Boxerını görünce mimiklerime hakim olamadım, çok şaşırmıştım, siki kalın birşeye benziyordu. Daha fazla dayanamadım ve boxerını da indirdim. Gerçekten kalın bir siki vardı. Birazcık inceledikten sonra dudaklarımı değdirmeye başladım. Dilimle başını yalıyor, başını ağzıma alıp emiyordum. İyice delirmişti, hırıltılarından belliydi. Sonra köküne kadar ağzıma almak için biraz nefes aldım. O sikin tamamını ağzıma sokunca, öyle bir Ohhh'ladı ki, tahrik olmamak imkansızdı. Eliyle başıma bastırıyodu. İyi bir ritim yakalamıştık... 

Daha sonra beni masaya oturtturdu. Tekrar boynumu, göğüslerimi emmeye başladı. Eliyle de amımı yokluyordu. Deli gibi inlediğimi hatırlıyorum. Şortumun düğmesini açtı ve bacaklarımdan aşağıya indirdi. Külotumun üzerinden amımı dillemeye başladı. “Erkeğimmm!” diye inliyordum. Sonra külotumu indirdi. Bacaklarımı iyice ayırdı, bir gözlerime bakıyodu, bir amıma. Amıma bakarak, “Muhteşem!” dedi. Klitorisimi yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra parmağını amıma sokmaya başladı. Nefes alışverişlerim değişmişti. Bir yandan klitorisimi emiyordu, diğer yandan parmağını sokuyordu amıma. Deliriyordum. Kaç kere orgazm olduğumu inanın bilmiyorum. Amımdan akan sular bacaklarımdan aşağı süzülüyordu, hissediyordum... 

“Gir artık içime erkeğim!” dediğimi hatırlıyorum. Dudaklarıma öpücük kondurduktan sonra bacaklarımı omzuna aldı. Amıma ilk girdiğinde gözlerim fal taşı gibi açıldı. Sadece, “Hayvan! Yavaş!” diyebildim. Özür dileyip biraz bekledi ve sonra devam etti. İçime git gel yaparken, “Çok sıcaksın, çok darsın, mahvediyorsun beni!” diyodu. Ben de, “Tek erkeğimsin, bu am hep seni bekledi, deli gibi sik beni sevgilim!” diyordum. Sonra posizyon değişikliği yaptık ve ellerimi masaya dayayıp beni önünde domalttı. Amıma 10-15 dakika da öyle git gel yaptı. Artık gözlerimi kapamış, anın tadını çıkartıyordum, dizlerimin de bağı çözülmüştü... 

“Boşalacağım!” diyerek sikini amımdan çıkardı. Hemen önüne eğildim ve ağzıma aldım, biraz sikini yaladıktan sonra göğüslerime doğru haykırarak boşaldı. Ben de spermlerini göğüs uçlarıma iyice sürdüm. Sonra kalktım ve “Mükemmeldin sevgilim!” deyip boynundan öptüm. Giyindikten sonra koltuğa geçip oturduk. Halen nefes nefeseydik. Saatte 11:00’e yaklaşmıştı, “Müşteriler gelir...” diyerek Cafenin kapısını açtı. “Ben de gitmeliyim!” diyerek çantama doğru yöneldim. Kolumdan tuttu ve mutfağa doğru çekti. Sırtımı duvara yaslayıp, dudaklarıma yumuldu. “Aşkım yeter!” diyordum, fakat dinlemiyordu. Kalçamı öyle bir avuçladı ki, yürürken bile zorlandım. “Hoşçakal erkeğim!” diyerek Cafeden çıktım... 

Bundan sonra ilişkimiz ne olur, nasıl olur bilmiyorum, ama ondan çok etkileniyorum. Olgun tavırları beni öldürüyor, mahvoluyorum. O derin, samimi bakışları hiç bir erkekte görmedim. 

[Pınar] 

İş Gezisinde Kocamı Aldattım!

Merhaba, ismim Melis, 41 yaşındayım. Çevreme göre ideal güzellikte, esmer bir bayanım ve İzmir’de yaşıyorum. Özel bir şirkette tanıtım ve pazarlama departmanında çalışıyorum. Yaklaşık 15 senedir evliyim. Ama evliliğimiz çok monotonlaştı ve seks hayatımız da çocuklar ve zamansızlıktan iyice azaldı. Bu durumda ister istemez her fırsatta gözüm yakınımdaki yakışıklı erkeklerin siklerine takılıyor ve içimden büyüklükleri konusunda tahminler yapıyorum. Ancak hiç bir zaman harekete geçmedim ve kimsenin de bana asılmasına izin vermedim. 

İşim gereği başka şirketlerle görüşüp tanıtımlar yapıyorum. Yine bir hafta iş icabı İstanbul’da bir şirketle görüşmem gerektiği söylendi ve zaman kaybetmeden gitmem gerekiyordu. Eve gidip valizimi hazırlamam lazımdı, eşimle vedalaşıp, 1 gün içerisinde yola çıkacaktım. Eşim ise başka bir şirkette müdürlük yapıyor. İkimizin de yoğun bir iş temposu olduğu için birbirimize çok az zaman ayırabiliyorduk. Bu da bizi her ne kadar rahatsız etse de, katlanıyorduk. Akşam evde valizimi hazırladım. Yaklaşık 3-4 gün kalacaktım ve eşim bu gidişten pek huzursuzdu, ama bir şey söylemedi. Çünkü işimi seviyordum. Ertesi akşam gece saat 23.00’e biletim alınmıştı. Bütün gün hazırlıklarımı tamamlamakla geçmişti. Akşam saat 21.00 gibi hazırlanıp havalimanına yola çıktık eşimle. Orada kalacağım otel odası görüşme günlerim hepsi ayarlanmıştı. Eşimle birlikle havalimanına geldik. Biraz sarılıp öpüştükten sonra ben uçağı beklemek için içeri geçmiştim. 

Yaklaşık 1 saat vardı uçağın kalkış saatine. Zaman geçirmek için kafeteryaya gidip bir çay içeyim diye düşündüm, ama kafeterya çok doluydu. Tatil dönüşü olduğu için oturmaya yer yoktu. Ancak birden üzerimde bakışların olduğunu fark ettim, ilerde 20-21 yaşlarında genç birisinin bana baktığını görüyordum. Masada boş bir sandalye vardı ve alabilirsiniz gibi bir hareket yaptı. Başka da yer yoktu zaten. Valizimle ayakta kalmıştım ve yanına gittim. “Buyurun oturabilirsiniz!” dedi. Teşekkür ederek oturdum. Hem çayımı içiyordum hem de biletime bakıyordum. Masasına oturduğum genç biletimi görmüş olmalı ki, “Sizde mi İstanbul’a gidiyorsunuz?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Aynı uçağı bekliyoruz öyleyse!” diyerek gülümsedi. “Öyle mi...” diyerek geçiştirici cevap verdim. Çünkü bakışlarının sürekli üzerimde olduğunu fark ediyordum. 

“Sizinki iş gezisi galiba?” diyerek tekrar soru sordu. “Evet! Siz ne için gidiyorsunuz?” diye karşılık verdim. Öğrenci olduğunu, Güzel sanatlar tiyatro bölümü son sınıf okuduğunu söyledi. “Güzel bölüm!” dedim. Elini uzatarak, “Bu arada ben Bora!” dedi. “Ben de Melis!” diyerek tanıştık. Bora çok konuşkan birisine benziyordu, sürekli sorular sorup, daha iyi tanışmaya çalışıyordu benimle. Bense her ne kadar çekimser davransam da devam ediyordum. Biraz daha muhabbet ettikten sonra, “Uçak kalkacak birazdan!” dedim ve kalktım. Bora da, “Evet!” diyerek kalktı. Uçağa doğru gidiyorduk. Bora Parmağımdaki yüzüğü görüp, “Evlisin galiba Melis?” diye sordu. “Evet!” diye cevap verdim. Gülümseyerek, “Bayanlara yaş sormam, ama yaşınız çok genç gösteriyor, kaç yaşındasınız?” diye sordu. “36!” dedim. “Hiç göstermiyorsun!” dedi. Teşekkür ettim ve “Sen kaç yaşındasın?” diye sordum. 

Bora 19 yaşındaymış, ama yaşına göre çok olgun ve karizmatik görünüyordu. Sportif bir fiziği vardı. Boyu da 1.80 falan vardı. Bora çok esprili birisine benziyordu. Sürekli espriler yapıyordu. Uçağın kalkış saati yaklaşmıştı ve uçağa doğru yöneldim. Hostesin gösterdiği koltuğa doğru geçtim. En arka koltuktaydım. Bora da yanıma gelince, “Sen de mi bu sırada oturuyorsun?” diye sordum. “Hayır, ama boşmuş galiba, senin için sakıncası yoksa oturmak isterim!” dedi. “Tabi oturabilirsin!” dedim. Teşekkür etti ve oturdu. Bora gitgide bana yakınlaşmaya çalışıyordu, hissediyordum. Bakışları sürekli üzerimdeydi zaten. Oturduk koltuklarımıza ve uçağın kalkmasını bekliyorduk, 10 dakika içerisinde kalkacaktı. Muhabbete devam etmeye başladık tekrar. Kaç yaşında evlendiğimi falan sordu, ben de cevapladım. 

Eşimin çok şanslı olduğunu söyledi gülümseyerek. “Neden?” diye sorduğumda, “Senin gibi güzel bir eşi olduğu için!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ve hoşuma da gitmişti başka bir erkek tarafından beğenilmek. Uçak kalkmaya başlamıştı, son anonslar yapıldıktan sonra uçağın ışıkları söndürüldü ve yolculuk başlamıştı. Uçağın karanlık olmasından dolayı herkes uyumaya hazırlanıyordu. Boraya, “Susalım artık!” dedim. Bora ise fısıldayarak, “Ne olacak konuşuyoruz işte!” dedi. Bora karanlıktan faydalanarak iyice samimi davranmaya başlamıştı, şakalar yapıyordu. Aslında benim de hoşuma gidiyordu, çünkü yakışıklı ve genç birisiydi. Ayrıca çok da sempatikti. Boranın bakışları heyecanlandırmaya başlamıştı beni, gözlerimin içine bakmaları, vücudumu süzmesi. Ama belli etmemeye çalışıyordum... 

Birden ayağa kalkarak, sessizce, “Geliyorum hemen!” dedi ve lavaboya doğru yöneldi. 1-2 dakika içerisinde geldi ve yerine oturdu. Parfüm sıkmıştı belliydi, çok değişik bir kokusu vardı. “Ne bu?” diye sorduğumda, “Hiç, deodorant sadece!” diye geçiştirdi. Ama çok etkili bir kokusu vardı, heyecanım daha da artmıştı. Yerimde duramıyordum, kokuyu içime çektikçe Bora’ya yaklaşasım geliyordu. “Neden sıktın bunu?” diye sordum kısık bir sesle. Bora sadece gülümsedi. Ben kendimden geçmeye başlamıştım ve Bora bunu fark edince, birden yanıma yanaşarak saçlarımı okşamaya başladı. Tepki veremiyordum, arzu dolmuştum birden. Kulağıma yanaşarak, “Hadi çek erkeğinin kokusunu içine!” dedi ve boynumu öpmeye başladı. Karşılık veremiyordum, ateş gibi yanıyordum sanki, hiçbir şey düşünemiyordum. Bora ise deliler gibi öpmeye başlamıştı boynumu saçlarımı okşuyordu... 

Biraz daha boynumu öptükten sonra elbisemin askılarını omuzlarımdan indirmeye başladı. Çok kısık sesle, “Yapma, görürler!” diye söylemeye çalıştım, ama dinlemiyordu ve askıları indirdi. Göğüslerimi okşamaya başladı. Bense iyice deliye dönmüştüm. Artık bir elini de bacak arama indirmişti. Kulağıma eğilerek, “Nasıl, güzel mi?” diye sordu. Ben inlememek için dudaklarımı ısırıyordum. Bir yandan göğüslerimi emmeye başlamış ve parmağıyla amıma girip çıkıyordu. Müthiş zevk alıyordum. Biraz daha seviştikten sonra ellerini çekti ve “Hadi toparlan, geldik!” dedi. Afallayarak sütyenimi düzeltip, askılarımı taktım. 5-10 dakika sonra uçak inişe geçmişti bile. 

Işıkları yaktıklarında Bora gözlerimin içine bakıyordu, “Harikasın sen!” diyerek yüzümü okşadı. Ama ben çok arzuluydum, yarım kalmıştım, çok istekliydim. Biz uçaktan indikten sonra Bora telefon numaramı istedi ve İzmir’e geri dönmeden beni arayacağını söyledi. “Tamam!” dedim ve öpüşerek ayrıldık, ayrı servislere bindik ve otelime geldim. Yaşadığım olayın heyecanı ve yorgunluğundan direk yatağa girip uyudum. 

Ertesi gün görüşmelerim vardı. İlk iki gün işlerimi hallettim. Görüşmelerimi bitirdikten sonra, döneceğim günden bir gün önce Bora aradı. Görüşmek istediğini söyledi, adresini verdi ve akşam beklediğini söyledi. Otele gidip üzerimi değişip spor bir şeyler giyindikten sonra Boran’ın yanına doğru gitmek için yola çıktım. İstanbul’u pek bilmiyordum, ama evi bulmakta zorlanmadım. Ev müstakil bir öğrenci evine benziyordu. Akşam saat 20.30 gibi kapıyı çaldım ve Bora kapıyı açtı. Üzerinde sadece kısa bir şort vardı, “Hoş geldin bebeğim!” dedi, öpüştük ve beni içeri aldı. Bora’yı sadece şortla görünce şaşırdım, çok kaslı bir vücudu ve birçok dövmesi vardı. Odasına geçtik. Öğrenci evi olduğu belliydi. Biraz oturduk, biraz muhabbet ettik. “Nasıldı o gün?” diye sordu. Ben de yarı utangaç biçimde, “Güzeldi!” dedim. Gülümseyerek, “Bu gece daha güzel olacak! Bir şeyler içer misin hayatım?” diye sordu. “Yok ben içmeyeceğim canım!” dedim. “Ben biraz içeyim o zaman, havaya gireyim, müsaade edersen hayatım?” diyerek mutfağa gitti. 

Birkaç dakika sonra elinde viski bardağıyla geldi. Bana bakarak, “Hadi çıkart üzerini bebeğim, ne duruyorsun, güzel vücudunu görmek için sabırsızlanıyorum kaç gündür!” dedi. “Tamam!” diyerek ayağa kalktım ve önce bodyimi çıkarttım. Taytımı da çıkarttıktan sonra iç çamaşırlarımla kalmıştım Boranın karşısında. Siyah iç çamaşırlarım vardı. Bora kalçalarıma bakarak, “Süpersin fıstık sen yaa!” dedi. Utanmaya başlamıştım, ilk defa aldatıyordum eşimi, hem de kendimden yaşça ufak birisiyle. Bora ayağa kalkarak yanıma geldi ve vücudumu okşamaya başladı. Bora benden uzun boylu ve çok da kalıplı olduğundan rahatlıkla kavrayabilmişti belimi. Sırtıma doğru ellerini kaldırıp sütyenimin kopçalarını açarak çıkarttı. Şimdi sadece tangam vardı pembe renk. 

Bora halen şortuylaydı, ama önü hafiften kabarmaya başlamıştı. “Hadi çıkart tanganı hayatım!” dedi eğilerek. Ben de çıkarttım. Artık tamamen çırılçıplaktım karşısında. Bora vücuduma bakarak, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Evet!” dedim. “Hadi yatağımıza gidelim!” dedi ve kucağına aldı beni. Götürürken göğüslerimi öpüyordu. Yatak odasında beni yatağa bıraktıktan sonra şortunu çıkarttı. Yarağı karşımdaydı, çok büyük ve iriydi, böylesini hiç görmemiştim, neredeyse bileğim kadardı. “Nasıl, beğendin mi?” dedi gülümseyerek. “Çok büyük ama!” dedim. “Senin için sabırsızlanıyor ve merak etme alıştırarak girecek amına!” dedi, yanıma geldi dudağımdan öpmeye başladı, kalçalarımı da okşuyordu, deliler gibi öpüşüyorduk. Biraz öpüştükten sonra göğüslerimi öpmeye başladı, dikleşen uçlarını ısırmaya başladı. Çok güzel yapıyordu bunu, zevkten delirecek gibiydim... 

Her tarafımı öptükten sonra iri yarağını yüzüme uzatarak ağzıma almamı söyledi. “Bunu yapmak istemiyorum!” dedim. Saçlarımdan çekerek, “Hadi! Yapacaksın!” dedi. Mecbur kaldım, o kalın yarağını yalamaya başladım. Biraz yaladıktan sonra tamamen dikleşmişti. Çok büyüktü yarağı. Yatağa uzandı, “Hadi gel bebeğim kucağıma!” dedi. Kucağına doğru çıktım, yarağının üzerine oturtuyordu yavaş yavaş, belimden de sımsıkı tutarak. Yarağı ıslanan amıma girdikçe canım yanıyordu. Birden dibine kadar amıma gömdü ve hızla sokup çıkarmaya başladı. Çok canım yanıyordu, çok sert yapıyordu, hızlı hızlı yapıyordu. “Artık benim kadınımsın sen!” diye söyleniyordu. Bense acı ve zevk bir arada, inlemekten başka bir şey yapamıyordum... 

Bu şekilde bir süre daha sikip beni Orgazm ettikten sonra üzerinden kaldırıp yatağa yatırdı beni, “Çok mu canın yandı aşkım?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Alışacaksın bebeğim, amın da alışacak!” dedi ve bacaklarımı ayırıp bacak arama yumuldu ve amımı emmeye, amımın sularını yalamaya başladı. Arada dilini klitorisime değdirip çekiyordu, müthiş zevk alıyordum. Sonra ayağa kalkıp, domalmamı istedi. Niyetini anlamıştım, götümden sikmek istiyordu. “Bunu yapamam, canım çok yanar!” dedim. “Merak etme, acıtmam!” dedi. “Hayır, lütfen yapma!” dediğimde, saçlarımdan çekerek, tekrardan domalmamı istedi. “Bu göt sikilmeden bırakılmaz! Senin değerini bilememişler güzelim!” diyerek beni tuttuğu gibi yüzüstü çevirdi, kasıklarımın altına yastık koyarak kalçalarımı yükseltti, götümün yanaklarını araladı. Son kez, “Yapma lütfen!” dedim, ama dinlemedi... 

Götümün deliğine tükürüp, yavaşça yarağının ucunu sokmaya başladı. Canım çok yanıyordu, öyle ki, ucu girdiğinde acıdan dudaklarımı ısırmıştım. Sonra birden yüklenip tamamını götüme sokunca, avazım çıktığı kadar çığlık atmaya başladım. Gözlerimden yaşlar akıyor, “Ne olur çıkar!” diye yalvarıyordum, ama dinlemiyordu, aksine sanki taşaklarını da götüme sokmak istercesine yükleniyordu. Belimi de iki eliyle sımsıkı tutmuştu, kendimi çekemiyordum. Derken hızlı hızlı girip çıkmaya başladı götüme. Acıdan resmen ağlıyordum. Bana asırlarca gelen birkaç dakika götümü siktikten sonra, büyük bir hışımla götüme boşaldı. Bense acıdan halen ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. Götümün içinde kısa bir süre daha kaldıktan sonra, götümden çıkarıp hemen amıma soktu yarağını ve sert sert sikmeye başladı amımı. Amımı sşkerken klitorisimle de oynayınca ben de birkez daha titreyerek Orgazm olup boşaldım. O yorgunlukla, banyo yapmadan uykuya dalmışız. 

Ertesi gün uyandığımda öğlen olmuştu. Bora uyuyordu halen. Direk banyoya girip duş aldım çıktım. Üzerimi giyinip hazırlandım ve Bora’yı uyandırıp, “Ben gidiyorum!” dedim. Bora hemen yalvarmaya başladı, “Gitme, son birkez daha sikişelim öyle gidersin!” diye. Ama ben, “Gitmem lazım!” diyerek vedalaşıp çıktım evden. Taksiye atladığım gibi otele varıp valizimi aldım ve ordan da havaalanına gittim. 

Eşime birşey belli etmedim ama, 4 gün boyunca götüm müthiş derecede acıdı. Bir daha da böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum. 

[Melis] 

Bekaretimi Kuzenimin Kocasına Verdim!

Selam; adım Selcan, 23 yaşındayım, bekar bir bayanım. Kumral, 1.65 boylarında, normal kiloda biriyim. Hikayem, kuzenimin kocası Kenan’la yaşadıklarımızla ilgili. Kenan 34 yaşında, esmer, tam bir Türk erkeği. Aslında ilk zamanlar onunla ilgili hiç bu tip düşüncelerim yoktu. 

Bir gün Mardin’e geldiklerinde, kuzenimin kocası akşam benden bilgisayarımı istedi. Ben de verdim bilgisayarımı. Kenan yaklaşık 1 saat kadar bilgisayarda takıldı. Ama nereden bilebilirdim geçmiş kayıtlarına girip, benim bu sitede seks hikayeleri okuduğumu görebileceğini. Bir süre bana hiç birşey söylemedi Kenan. Ama bir gün akşam avluda oturup, büyüklerden gizli sigara içerken (avlulu klasik Mardin evimiz var) bana, “Selcan’cığım yanlış anlama ama, internete girdiğinde geçmişi silersen senin için iyi olur. Hadi ben neyse de, bir başkası gördüğünde senin için iyi şeyler düşünmeyebilir. Belli bir yaşa gelmiş birisin, bu yüzden girdiğin siteler normal, ama yine de dikkat et!” dediği anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. 

Çünkü mutaasıp bir aileyiz (türbanlı olmasak ta). Her an yanlış anlaşılabilirdim. Ama Kenan o kadar sıcak konuştu ki, ben biraz buna güvenerek rahattım. Biz hiç bir şey olmamış gibi konuşurken, bir erkeğin benim yaptığım şeyleri biliyor olması beni sulandırmaya başlamıştı. Kenan hakikaten çok yakışıklı ve atletik yapılı bir erkekti, bunları düşünürken beynim dönüyor, Kenan’ın gözlerinin içine bakarak oturduğum yerde bacaklarımı sıka sıka boşalıyordum. Artık zamanımın her anı Kenan’ı düşünmekle geçiyordu. Biliyorum yaptığım yanlıştı, ama yine de içimden bir ses onunda bana karşı boş olmadığını söylüyordu. Üstelik eşiyle yaşadıkları sorunları da bildiğimden, daha bir istekle onu düşünüyordum. 

Yine bir gün onlara kahvaltıya gittik. Sabahları kalkınca ben sütyen giymem ve o gün de beyaz tişörtüm vardı yine üzerimde ve mümkün olduğunca saklayarak oturdum masada. Ama sanırım Kenan bunu farketmiş olacak ki, sürekli göğüslerime doğru bakıyordu. Bunu düşündükçe göğüs uçlarım daha da sertleşiyor ve yeni uyanmış olmanın etkisiyle amım sulandıkça sulanıyordu. Yerimde duramıyordum. Annemler birşeyler konuşuyor, Kenan konuşmalara katılıyor, arada bana da laf çarptırıyordu. Ama benim hiç bir şey konuşacak, ya da bir şey yiyecek halim kalmamıştı. Sonra Kenan sigara içmeye kalktı. Tam karşımda oturuyordu, ayağa kalkmasıyla şortunun önündeki kabarıklığı gördüm. Öyle bir kabarıklıktı ki, utanmasam uzanıp ellerimle sıkacaktım. Sanırım o da bakışlarımı farketti. Ama yapacak bir şeyim yoktu, çok kötü olmuştum. O gece yatağıma girdiğimde Kenan’ı düşünerek defalarca amımı okşadım ve bacaklarım titreye titreye, sular seller gibi boşaldım. 

Bir gün yine evde tek başıma otururken pencereden Kenan seslendi, “Selcan evde kimse yok ve benimde canım acayip kahve çekti, bana yapabilirmisin zahmet olmazsa? Hem de beraber sigara içeriz!” dedi. Bu benim için bulunmaz bir fırsattı. Hemen yan tarafa halamların evine geçtim, mutfağa girdim, kahveyi yapmaya başladım. Bu arada Kenan da içeri geldi. Üzerinde dar bir şort ve tişört, vücudunun tüm hatlarını belli ediyordu. Hele ki şortun altından belli olan o koca yarağı beni yine ateşlemişti. Ordan burdan sohbet ederken kahvelerimiz de olmuştu, hemen fincanlara doldurdum ve mutfakta oturup, yaktık sigaralarımızı. 

Konular açıldıkça açılıyor, Kenan’ın kuzenimle yaşadığı sorunlara kadar inmiştik. Kenan, eşinin cinsel anlamda çok isteksiz ve 4 ayda bir ancak birlikte olabildiklerini falan anlatıyordu. Ben de, “Sen fazla istekli olmayasın? Belki de sorun sendedir!” falan dedim. Ama o da bana, “Evet çok istekliyim belki ama, hem sanırım bundan, hem de sanırım ölçüler biraz fazla, ondan dolayı olabilir!” dedi. Ben de, “Ölçü derken?” dedim. “Boşver, geçelim bu kısmını!” dedi. Ama ben anlamıştım neyi kastettiğini. Israrla sorunca, “Selcan bunları konuşmam bile yanlış, ama anla işte, şeyimin ölçüsü biraz büyük!” dedi utana sıkıla. Ben de, “Ne kadar ki, büyük dediğine göre?” diye sordum. Bana dolaylı yollardan, “İşte normalinden 5-6 santim kadar büyük!” dedi. Ben de hemen, “Normali ne kadar? Seninki ne kadar?” diyerek soruyu yapıştırdım. “Offf Selcan ya, 23 santim işte!” dedi ve kıpkırmızı oldu. 

O an benimde içim bir tuhaf oldu. İneternette dolaştığımda görüyordum erkeklerin yarraklarını, ama bu sanırım bambaşka bir şeydi. Ve içimde bir an önce onu görme isteği doğdu. Ben bunları düşünürken, yazık Kenan konuyu değiştirmeye çalışıyor, havanın sıcaklıklarından tutun da başka her türlü konuya atlıyordu. Ben niyetimi bozmuştum bir kere. Bu yaşıma kadar sakladığım bekaretimi bir süredir ilgi duyduğum ve hayallerimin erkeği Kenan’a vermek istiyordum. Kahvelerimiz de bitmek üzereydi bu arada. O an aklıma bir fikir geldi, fincanlarımızı alırken başım dönmüş gibi yapıp, kollarına bıraktım kendimi... 

Kenan neye uğradığını şaşırdı önce, “Selcan iyimisin? Dur sana su vereyim?” derken, ben onun bütün vücut hatlarını hissetmeye başlamıştım bile. Hatta elim boşta olduğu için Kenan’ın karnına koydum elimi. Ama o bunlardan habersiz, benimle ilgilenmeye çalışıyordu. Elim artık Kenan’ın kasıklarındaydı, ben de Kenan'ın kucağında. Ne olduysa o an oldu ve gözlerimi açıp baktığımda Kenan’ın da surat ifadesinin değiştiğini gördüm ve birden dudaklarımız birleşti. Sanki öpüşmüyor birbirimizin dudaklarını yiyorduk. Evdekilerin akşama kadar gelmeyeceğini bildiğimizden, herşey istediğim gibi gidiyordu. Kenan bir yandan dudaklarımı yerken, bir yandan elleri göğüslerimde geziyordu. Delirmeye başlamıştım, ilk defa bir erkek tarafından elleniyor ve öpülüyordum. Hareketlerim acemiyceydi, ama beni o kadar güzel yönlendiriyordu ki, çıldırmak işten bile değildi. 

Artık ne olursa olsun diye düşünerek, “Kenan, senin olmak istiyorum!” dedim. Beni hemen ayağa kaldırdı, masaya oturttu, üzerimdekileri yavaş yavaş çıkartıyor, bir yandan dudaklarını tenimde gezdiriyor, bir yandan da parmakları tüm mahremimi keşfediyordu. Ben hiç birşey yapmıyordum ama, amım sırılsıklam olmuş ve kasıklarımdan sızmaya başlamıştı. Resmen Kenan’ın dudaklarının altında inliyordum. “Harikasın birtanem, seni herşeyinle içimde hissetmek istiyorum!” diye yalvarıyordum adeta. Ama o, “Sakin ol güzelim, yavaş yavaş, acelemiz yok!” diyerek bir yandan dilini kasıklarımda dolaştırıyor, bir yandan da bacaklarımı okşuyordu. Ve işte internette amlarını yalatan kadınları gördüğümde, keşke beni de böyle yalayan bir erkek olsa dediğim, dileğim gerçekleşiyordu. Kenan’ın parmakları göğüs uçlarımı ezerken, dili de sırılsıklam olmuş amımdaydı. Tertemizdim ve Kenan amımı deli gibi yalıyordu. Kasıldığımı içimden bişeyler aktığını hissedebiliyordum. Dilini içime doğru ittikçe sarsılıyordum ve deli gibi inliyordum. Yalvarıyordum artık, “Hadi ne olur, o koca yarağını istiyorum!” diye. 

Kenan ayağa kalkıp üzerindekileri bir çırpıda çıkardı. İlk defa bir erkeğin cinsel organını canlı canlı görüyordum. O ne muhteşem birşeydi, kocaman damarlı ve kafası mantar gibiydi. “Yalamak istermisin?” diye sordu ve hiç düşünmeden ellerime aldım, önce inceledim o sertliği, ellerimde hissettim ve dudaklarımın arasına aldım. İzlediğim porno filmlerdeki gibi yapıyordum. Yavaş yavaş ağzıma kaydırmaya başladım o koca yarağı. O ise ellerini saçlarımda gezdiriyor, herşeyi bana bırakmış gibi görünüyordu. Tüm sertliğiyle biraz da olsa ağzımın içine alabilmiştim. Karnının inip kalktığığını ve nefesinin sıklaştığı hırıltılarını duyabiliyordum. Beni kaldırıp masaya uzattı, yine dudaklarını ve ellerini konuşturuyordu. Dilinin tenimde ıslatmadığı yer kalmamıştı neredeyse. “Yeter, ne olur sik, delirdim hadi artık!” diyerek onu iyice kıvama getiriyordum. Bana, “Bakiresin değil mi?” dediğinde, “Ne olursa olsun, seninim, al beni!” diye yalvarmaya başladım. 

İşte o an gelmişti. Kenan üzerimdeydi. Bir yandan göğüs uçlarımı dişleriyle ezerken, bir yandan da iyice sertleşmiş o koca yarağı amımın girişinde daireler çiziyordu. Sırılsıklamdım ve yalvarıyordum ona sokması için. Önce yarağını tuttu, amımın girişinde daireler çizerek, “Hazırmısın sevgilim?” dedi. Bense inlemekten, sadece, “Hadi!” diyebildim. O koca yarrağın kafasını amımda hissetmeye başlamıştım. Birazı girdiğinde dünyam başıma yıkılmıştı sanki. Ağzımdan, “Ufff!” diye bir ses çıktı. Ama çektiğim acıya rağmen daha fazlasını istiyordum. Kenan her hareketini beni incitmeden, büyük bir titizlikle yapıyordu. Yavaş yavaş amımın derinliklerine doğru girmeye başlamıştı. Ben kasıklarımı kaldırıp daha da sokması için ona yol açıyordum. Artık tamamiyle içimdeydi ve bekliyordu. Gözlerine baktığımda aldığı zevki görebiliyordum. Bekaretim gitmişti ve kanadığımı hissediyordum... 

Kenan hareketlerini hızlandırmaya başladığında, ben de inlemeye başlamıştım. Hayallerimdeki gibi sikiyordu beni, incitmeden, yavaş yavaş. Hızlandıkça acının yerini müthiş bir zevk duygusu sarmaya başladı. Bedenim küçük bir serçe gibi titriyordu. Kenan’ın altında inliyordum deliler gibi. O amıma girip çıktıkça zevk sularımın çıkardığı sesler mutfakta yankılanıyordu. Vücutlarımız birleşmiş, tüm ağırlığını hissedebiliyordum. Bacaklarımı beline doladım ve o da cevap olarak daha da hızlanmaya başlamıştı. Artık hareketleri sertleşmeye başlamış içimde gidip geldikçe koca yarrağının tüm damarlarını ve tüm sıcaklığını amımın en derinliklerinde hissediyordum. Çıldırmış gibiydik ve ben o ana kadar kaç kez boşaldığımı hatırlamıyorum. 

Masturbasyon yapmaktan bambaşka bir şeydi bu. Amım sırılsıklam olmuş, zevk sularım kanla karışık kasıklarımdan sızıyordu. Onu da rahatlatmak istiyordum, yaklaştığını görebiliyordum, hızlandıkça hızlanıyor, ben de zevkin doruklarına inleye inleye tekrardan ulaşıyordum. “Sevgilim geliyorum, ama içine boşalmayacağım!” dedi hırıltı ses tonuyla. Ben de, “Hadi erkeğim, boşal, akıt bütün döllerini nereme istersen!” diye bir kez daha orgazm oluyordum. “Aynı anda sevgilim, haydi!” diye inlerken, sert hamlelerle resmen amımın duvarlarını parçalıyordu. Ve ben son kez titreyerek boşaldım. Kasıklarımın ağrıdığını, bacaklarımın tir tir titrediğini hissederken, o da yarrağını birden içimden çıkardı ve bütün döllerini göbeğime doğru akıtmaya başladı. Muhteşem bir şeydi bu, hem öpüşüyorduk, hem de o halen boşalıyordu. Onun rahatladığını görmüştüm artık ve ben halen inliyordum. Kaç kez boşalmıştım sayamadım bile. Harika bir duyguydu bu. 

Bu yazdıklarımı 3 gün önce yaşamıştım ve yazarken bile halen amımın sırılsıklam olduğunu hissediyorum. Artık ona karşı acayip şekilde bağlanmıştım, o harika bir erkekti. Kuzenim nasıl kıymetini bilemiyordu anlamamıştım. Herşeyiyle muhteşemdi. O günden sonra hiç bir şey olmamış gibi davrandık, ama bakışlarımız her şeyi anlatıyordu. İlk erkeğim Kenan’dı ve ben halen onu istiyorum. Umarım tekrar yaşayabiliriz bunları! 

[Selcan]